Efsane diye buna denir!

A -
A +

Türkiye'de bir efsane lafı tutturuldu gidiliyor... Sporun her hangi bir dalında ucuz bir başarı elde edilse bile taraftarı da, amigo yazarı da, aynı felsefedeki yöneticisi de hemen efsane kelimesine sarılıyor. Oysa efsane olmak öyle kolay ulaşılabilecek bir unvan, bir apolet değildir. Hele hele sporda... Çünkü spordaki efsane olabilmek için uluslararası boyutlara tırmanılmış, orada tanınmış ve yer edinmişlik gerekmektedir. Buradan bakışla, bana göre bu ülkenin takım sporlarında üç efsanesi vardır; UEFA Kupası ve Süper Kupa sahibi Galatasaray Futbol Takımı, Dünya üçüncüsü A Milli Futbol Takımı ve de Koraç Kupası şampiyonu Efes Basketbol Takımı... İşte bu ekiplerden Efes'in bu büyük basketbol zaferini yaşadığı o muhteşem akşamın üzerinden tam 10 yıl geçmiş. Hem de su gibi... Zaten insan 35'ini devirdikten sonra saatler saniye, günler saat, aylar gün, seneler de ay gibi geçmiyor mu ? O muhteşem gecede ben de vardım... Milano'da son saniyelerin oynandığı potanın arkasında tir tir titreyerek bitiş kornasını bekliyordum... Kaptan Tamer'in, yanılmıyorsam Murat Evliya'nın potaya erken salladığı şuta nasıl öfkelendiğini hiç unutmam... Sonra o korna ve benim ülkemden bir basketbol takımı Avrupa'nın iki kupasından birinin şampiyonu... Gözlerim dolu dolu, o sakin, o şovu sevmeyen Aydın Örs'ün bile eşine uçarcasına koştuğunu unutamam... Pano'nun belki de ismini bile unuttuğu anı izlerken, insan 40 yıllık hem mahalle, hem de okul arkadaşının bu zaferdeki büyük payını nasıl hisseder, bilir misiniz ? Tuncay Başkan'ın duyguları, ailesiyle kucaklaşırken salona sanki Avrupa basketbolunun bütün duvarlarını yıkmış bir sel gibi iniyordu. Bütün oyuncuların Türkiye'ye kazandırdıkları büyük gururu yaşayış biçimleri son derece sportmence idi... Hiç kimse hindilerle uğraşmıyordu. Hiç kimse büyük başarının FIBA'ya rağmen kazanıldığından söz etmiyordu. Önceki günkü Fanatik'te o anı yeniden yaşatan bir röportaj okudum... Bir kere bunu düşünen ve gerçekleştireni alnından öperim... Zaman zaman bu spor gazetelerini eleştiririm ama şimdi Sezar'ın hakkını da Sezar'a, pardon Fanatik'e veriyorum... Hele hele o topluca pastaya uzanan eller arasında, neredeyse hepimize küsüp Bodrum'a çekilen ve bu büyük zaferde aslan payına sahip Pano'yu gördüm ya, artık gözüm açık gitmez... Aydın kardeşim ve hakiki anlamdaki ustalaşan veliahtları Ergin ve Oktay hocalar da o fotoğraftaydılar... Bugün Efes formasının içinde bulunmayıp, başka takımlar adına ter dökenlerin bu müthiş topluluğa katılımlarından dolayı onları bir kere daha kutlar, bu sportmenliklerinin herkese örnek olmasını dilerim. Çetin Çeki dostum... Arjantin -1978'deki keyifli, gazetecilik dolu günlerim dostum da sanırım Tuncay Başkan'ın yerine de elini pastaya uzatıyordu. Ya Doğan Hakyemez... Bu ülkenin gittiği her yerde şampiyonluk yaşama sihrine sahip menajeri...O da Tamer, Mustafa Bitim ve benim için, bizim salonlarda oynadığı oyuna müşteri toplayan tek yabancısı Naumoski'nin arasındaydı. Ama bu müthiş dörtlü galiba, benim, kimse darılmasın, favori sporcum Ufuk Sarıca'yı sıkı markaja almışlardı. O maçın gizli kahramanlarından Volkan da Aydın hoca ile kule adam Tamer'e kurban gitmiş... Ama önemli mi ki... Hayır ! Önemli olan, on yılda bir de olsa, böyle fotoğrafların kahramanı olabilmektir... Ve de o sezonun potayı rakiplerine göstermeyen ama, çok genç yaşta hayatını kaybeden kara belası Conrad'ın anısına gelmiş çelenk... Bu röportajı gerçekleştiren gazeteciyi bir kere daha kutlarım... Ve ben olsaydım, o röportajın yazısını şöyle bitirirdim: Ulu Önder Atatürk, Cumhuriyet'in 10. yılındaki nutkunda şöyle diyordu "Büyük Türk milleti; onbeş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak hiç bir isabetsizliğine uğramadım." İşte Efes de, 30 yıldan bu yana hiçbir isabetsizliğe uğramadı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.