Bu maç tekrar oynandı, yuh!

A -
A +

Anadolu Cumhuriyet Savcılığı, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanan ve ikinci yarıda yarım kalan Fenerbahçe-Beşiktaş maçı ile ilgili yaptığı araştırma ve soruşturma sonucunda 46 şüpheli için hapis ve para cezaları istemiş. Mağdurlar da Şenol Güneş ve Quaresma, şikâyetçi de Caner Erkin... Ve Yıldırım Demirören başkanlığındaki Türkiye Futbol Federasyonu, bu maçı tekrar ama seyircisiz oynattı. Ve en acısı da aynı hakeme düdük çaldırttı. Sonra Türkiye’de futbolda gelişme, kalkınma isteniyor. Bu kafalarla mı? Rezaletin daniskası değil mi?

Ne hakemi, Yanal nerede?
Yeni hakem üstadımız(!) Semih Özsoy Beyefendi, Kayserispor maçı sonrası da hakemle ilgili sert açıklamalar yaptı. Korkarım bizim Cüneyt Çakır Hoca’mızın bile kariyeri tehlikededir. Bir bakarsınız Semih Bey, Şampiyonlar Ligi’ne falan da çıkar! Neyse, ya teknik direktör Ersun Yanal? On kişi kalmışsın... Orta sahandaki iki isim Ekici ve Tolgay’ı çıkarıyorsun yerlerine iki forvet Frey ve Moses’i alıyorsun. Bunlardan biri iki aydır oynamıyor. Neyse, tek başına üzerine gelen Kayserispor’la mücadele etmek zorunda bıraktığın Jailson’a hiç mi acımadın? Amatör de olsa Zenit’e karşı Elif çıkar da Ayew girer mi? Alper kaç aydır oynamıyordu? Moses çıktı o sahne aldı. Semih Bey; siz hakemlerle uğraşacağınıza hocanıza bunları sorsanıza... Ama neredeeee? Pardon unutuyordum, Serdar’a da akın gelişimine göre pozisyon almasını öğretiniz.

Namoğlu mu gitti yoksa...
Bir de duyduk ki, MHK Başkanı Yusuf Namoğlu istifa etmiş. Acaba kendi isteği ile yoksa yukarıdan “Yürü” emri ile mi? Şimdi kim gelecek? Kim gelirse gelsin, önce en tepeye yenilik şarttır. Hem de onun bunun patırtısına kulak asmayan sınıfından...

Avcı Hoca avlanıyor!
Başakşehir’in ön liberosu ki, bu görevi gerçekten mükemmel beceriyordu, Mahmut niçin tandeme çekildi? Attamah uzaklaştırma cezası mı aldı, ucuz oyuncu diye? Adebayor’u yedek soyundurup kafa mı buluyorsunuz? Yazık! Sunulmakta olunan şampiyonluk ters mi geliyor yoksa size?

Terim Hoca’ya sorular...
Galatasaray takımı on bir yabancı ile çıkıyor sahaya... Yani ligin ilk yarısında yürüyerek oynayıp da aklımızda kalanların tamamı şimdi doksan dakika sahada basmadık yer bırakmıyorlar. Nedir Hoca’m bu? Bu sihirli değişimden özet de olsa bir bilgi alabilir miyiz? Yoksa İtalyan işi mi?

Acayip bir üçgen!
Beşiktaş, Bursaspor’u yenmeden az önce ve yendikten biraz sonra yine aynı rezil yemek masaya kondu diyordum ki, bu ülkede hiçbir şeyin doğru dürüst yürüyemeyeceğine bir kere daha karar verdim.  Nasıl mı?  Efendim, Şenol Hoca hem Beşiktaş’ı, hem de millî takımı çalıştırma mesaisi diye bir durumun söz konusu olmadığını açıkladı. Başkan Orman da bir gün önce aynı telden çalmıştı. Demirören suskundu. Ve çok geçmeden pazartesi günü bomba patladı. Lucescu yürütülmüştü. Şenol Hoca yerine geliyordu. Ben de sporla ilişkisi olan bazılarının elini sıkar, sohbet etmekten hoşlanırdım. Tabii ki geçen pazartesiye kadar. Artık sözünün arkasında duramayanlardan uzak duracağım...

Eski hakemler bırakmalı!
Hey gidi günler hey! Bu yorumcu hakemlerden biri bir maçta rakibinin ayağını kıran oyuncuyu oyundan atamadı. Aynı hakem bir Başbakanlık Kupası maçında yardımcısı bayrak çekmemesine rağmen kendisinden seksen metre uzaklıktaki bir pozisyona ofsayt çaldı. Bir başkası, bir yabancıyı hem de derbide haybeden oyundan attı. Aynı düdük, top çizgiyi geçmemesine rağmen 30 metreden gol verdi. Bir başkası, hem de üç yıldızlı komiser olmasına rağmen kafasına 12 dikiş atılan yardımcısının durumuna dikkate almadan seyirciden korkup maçı tatil etmedi. Bir başkası ise kendisine tüküren oyuncuyu oyundan atamadı. Bunların dışında kalanlara tavsiye, ekrana çıkıp ötmeyiniz! Ayıp oluyor çünkü... Sanki sütten çıkmış ak kaşık mısınız? Siz hiç ayna kullanmaz mısınız?

Öztürk ile ilgili...
Jeoloji mühendisi olan bu genç hakemimizin bir an önce FIFA kokardı takmasını önermiştim. Taktı da... Ama gol kralının arkadan taktığı çelme ile ikinci sarıdan gitmesi gerekirdi. Aynı gol kralına rakibinin önce sarılıp, sonra diğer koluna elini takması ve de formadan çekip indirmesi de penaltı olmalıydı. Trabzonsporlu oyuncunun ayağına basılması da penaltı olurdu. Ama İngilizce sövmeyi, aşağı yukarı 17-18 metreden, hele içten ve hafif tonda yapıldıysa, duyması mümkün müydü? Hele hele 45 bin kişinin gürültüsünde... Soldado mu? O hakeme iki metre yakındı. Zaten kendisini de bütün ahmakları rezil etti açıklamasıyla...

Ünal Hoca’ya bravo ama...
Trabzonspor doğru yolu bulmuştur. Yani İstanbul saltanatına son verdiği günlere yaklaştı. Ancak Ünal Hoca’ya bir sitemim de var. Toure’yi ön libero oynatma yanlışının nelere mal olduğunu geç gördün. Abdülkadir’i  bu göreve sürdükten sonra farkı gördün mü? Bak bakalım o değişimden sonra Galatasaray göbekten kaç defa yüklenebilmiş.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.