Tipik alışkanlıklar…

A -
A +

Bence bu maçın alkışlanacak iki ismi vardı; iki kaleci. Cüneyt Çakır derbiyi klasına yakın yönetti diyebiliriz...

G.Saray-F.Bahçe maçları daha günü gelmeden tansiyonu yükseltilen, sanki kurulmuş bir saatli bombadır. Dün akşamki de öyle getirildi sahaya... Benim en çok üzerinde durduğum noktalardan biri F.Bahçe'nin bir buçuk santrfor, iki kenar hücumcuyla kurulup kurulmayacağıydı. Çünkü bu, ligin başından bu yana diğer rakiplerde olduğu gibi G.Saray'a "Gel beni yen " davetiyesi anlamı taşırdı. Ama Ersun Yanal Rodrigues'in çıkışından sonra A.Gücü maçında oluşmuş yerleşim planıyla sahaya sürdü takımını.
Buna karşılık G.Saray yine yerlisiz, kime sorsanız sıralayacağı bir on birle çıktı maça. Hâl böyle olunca sanki biraz orta saha üstünlüğü F.Bahçe'de Muriç, G.Saray'da da Babel hünerlerine bağlanmıştı.
Nitekim oyunun ilk yirmi dakikasında doğruya yakın kurulmuş F.Bahçe maçın hâkimi oldu ama Tolga'nın bir iki şutu tabelaya yansımadı. Daha sonra G.Saray doğru yerleşimlerle yirminci dakikadan itibaren oyun hâkimiyetini eline aldı. Ama devre bitene kadar geçen süreçte sadece iki adet Lemina şutu heyecanlandırdı G.Saray taraftarını. Bunlarda da Altay iyi takip ettiği oyunda iyi de yer tutarak gole izin vermedi.
İkinci yarıya F.Bahçe Deniz'i oyuna alıp Isla'yı kenara çekerek yine de Rordigues sakatlığından sonra oluşan oyun ve onun uygulamalarına sarılarak oynamaya başladı. G.Saray'da tabii ki başta dün akşamki maçın taraftarı olmak üzere bütün Türkiye'de Falcao merakı büyümüştü. Ama ne yazık ki böyle bir beklenti boşuna çıktı. Şu gerçek de ortaya çıktı; bu Falcao denen oyuncu, İspanya ve Fransa liglerinde bizdeki gibi rakiplerin oyun kilitleme kurguları olmadığından bütün hünerlerini rahatlıkla sergileyebilmişti. Ama şimdi geldi Türkiye'ye… Nefes alması giderek zorlaşmaya başladı. Feghouli'nin adeta soluksuz kalışı, Kruse'nin alışık olmadığı bir görevde boşuna enerji harcayışı tabii ki F.Bahçe adına olumsuzluklar olarak sürüp gitti.
G.Saray'da ise dün akşam kıpırdanır gibi olan Lemina'nın yerine Ömer'in girişi olumsuzluk oluşturmadı ama Feghouli'nin protestolarla sahanın dışına çıkışı, yerine giren Emre Mor'un sanki "burada oynamayacağım galiba" futbolu dikkat çekiciydi. Yani değişiklikler de iki takıma çok değişik görüntüler sunmadı. Bence bu maçın alkışlanacak iki ismi vardı; iki kaleci. Cüneyt Çakır da taa Şeref Tribündeki gerilmelere sebep olmuş böyle bir maçı klasına yakın yönetti diyebiliriz.

MAÇIN ADAMI: Kaleciler

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.