Cimbom ısınıyor…

A -
A +

G.Saray, genel olarak ligin ilk yarısındaki uyuşukluğundan, ağır çekim futbolundan kurtulmuş görünüyor…

G.Saray, yukarıdaki takımların çoğunun kaybından sonra zirveye yeniden tutunabilmenin kâğıt üzerindeki en rahat maçını buldu. Ligin sonuna yerleşmiş, puanı çift rakama bile zor ulaşmış Kayserispor idi bu rakip. Peki, maçın şöyle genelini tarttığımızda başlangıç cümlemizle örtüşebiliyor muydu? 
Şayet hazırlık maçlarının en iyi oyuncusu Ömer Bayram ve de makas yediği günlerde “Onun gibi oyuncuyu nereden bulacaksınız” diye üzerinde ısrarla durduğum Donk olmasa acaba bu kâğıt üzeri hesabı ne hâle gelirdi? 
Notlarıma bakıyorum; Ömer iki asist, Donk eski Metin Oktay gollerini anımsatan golü ile Kayserispor’un direncini kırmıştı. Ancak ne var ki, Kayserispor’un golünü atan Mesanovic hemen bir iki dakika sonra kafasını kaldırıp boş yerdeki arkadaşını görebilseydi stadı dolduran ve de ekran başındaki G.Saraylı taraftarlar tartışmasız panik yaşayacaklardı. 

***
Bu arada Kayserispor’un yeni aldıkları ve yeni hocası galiba lig sonuna kadar umut sunabilecekler, onu da yazalım… 
Tabii G.Saray’ın genel olarak ligin ilk yarısındaki uyuşukluğundan ağır çekim futbolundan kurtulduğunu söylemek gerekiyor. Tam takım hareket hâlinde savunmacı ve de hücum katılımcısı olarak dikkat çekiyor. 
Kaleci Muslera’ya ben her yazımda mutlaka bir iki satır ayırıyorum. Yine oyunun ilk yarısında iki pozisyon vardı ki, G.Saray’ın hâlâ yarışta var oluşunun bir numaralı ismi olduğunu bir kere daha ispatlayacaktı. 
Bu VAR ve hakemlikle ilgili iki satır yazmadan da olmaz. Kayserispor’un attığı golde yardımcı hakemin hemen bayrak çekişi eski maçları hatırlarsak tam anlamıyla bir hakemlik gafletiydi. Nitekim VAR’dan gelen “hooop” uyarısı o şık golü tabelaya yazdırdı… 

Maçın adamı: Ömer Bayram

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.