Türkiye Kupası’na adalet!

A -
A +

TFF Başkanı Nihat Özdemir’in basın toplantısını izledim. Açıklamalar beklediğimin ötesinde açık ve net idi. Sorular da ciddiyet yüklüydü. Ancak benim de şimdi bir sorum olacak. Türkiye Kupası’ndaki bazı maçlarda bir takım sahaya yedekler dâhil 14 yabancı ile çıkabiliyor, karşısındaki ise toplamda sadece üç yabancı ile... Buna bir adil çözüm gerekmez mi? Nasıl mı olabilir? İşte size bu kadar geniş kapsamlı çalışan TFF için yeni bir önemli mesele... 

Sörloth hakiki profesyonel olunca...
Trabzonspor, Ankara’da skor olarak önde iken ve maç bitmek üzereyken golcüsü Sörloth kırmızı gördü. Nasıl mı? Rakibi kaval kemiğine iki adet kasti tekme sallamış, o da karşılık olarak yüzünden indirmişti onu... Sörloth bir Norveçli. Yani profesyonelin babası... Oysa bizimkiler veya ithal siyahiler gibi yapıp yere iki seksen uzansaydı rakip atılmış, kendisi de hakemi kandırmayla yırtmıştı. 

Hakem Efendi bari Gökhan’a inansaydın!
Beşiktaş-Gaziantep maçının sonlarında Beşiktaşlı Gökhan Gönül rakipten bir oyuncuyla giriştiği mücadele sonunda hatalı olduğunu kendisi hakeme söylüyor ama hakem rakibi cezalandırıyor. Yahu hakem kardeşler; kaç  Gökhan Gönül bulursunuz ki? Bari bu defa teşekkür etseydiniz be! 

Ferguson ne demişti, ne ceza aldı?
Efsane teknik adam Alex Ferguson, Manchester’ın kendi sahasındaki bir beraberliğinden sonra uzatılan mikrofonlara aynen ve de sadece şunu söylemişti, “Hakem bugün biraz dalgındı...” Ceza mı? Üç maç sahaya çıkmama, yanlış hatırlamıyorsam epeyce yüklü bir sterlin... Bizde mi? Yöneticiye 10 bin lira ve iki ay hak mahrumiyeti... Hak mahrumiyeti ne mi? Resmî evraka imza atamaz ve VIP tribününde oturamaz. Teknik adama mı? Parmak sallama veya ihtar... Bu kafayla futbolda anarşi biter mi? Meclis de boşuna kafa patlatıp yasa çıkarsın... Hoş 10 seneden fazladır bekleyen malum yasa hâlâ raftadır... Haaa, haaa... 

Sergen’in sihirli değneği!
Sergen Yalçın’la Beşiktaş iki maçta altı puan yaptı. Çok çok değişik bir kadro mu vardı sahada? Hayır! Kaleci aynı, geri dörtlü aynı, orta alan aynı, kenar önlerde bir-iki küçük değişiklik... Hepsi bu! Acaba diyorum şimdi; takımın idman meselesi mi vardı da o çözüldü? Acaba demeye devamla; oyuncular isteksiz miydiler de, hevesleri geri geldi? Devamla; Sergen idmanlarda eski hünerlerinden sahneler mi sunuyor da, oyuncular madara olmamak için işe sıkı sıkıya sarılıyorlar? Ne dersiniz?

En kötü Alanya’ya karşı da mı? 
Fenerbahçe karşısında sezonun en kötü Alanyaspor’unu buldu. Rakibin orta alanı tanınmaz hâldeydi. Penaltı kaçırma ustası Cisse dışındaki forvetleri de tanınmaz idiler. Kalecisi yere yatmadan maçı bitirdi. Sadece geri dörtlü direnebildi. Peki, artık diline vuran teknik direktör ne yaptı? Klasik idi. Deniz, Ferdi ve Mevlüt oyuna girdiler. Çıkanlar mı? Tabii ki Rodrigues ve Dirar... Ama kim soracak ki bu yanlışı... 

Galatasaray avansı kapatıyor mu? 
Yanılmıyorsam Galatasaray beşte beş yaptı. Yani hayli rötarlı gittiği yarışta yukarıya dönüyor. Peki, bu kolay galibiyet sadece Terim'in taktiği ve oyuncuların marifeti mi? Hayır! Çünkü karşılarında neredeyse tepeden tırnağa, hem de durup dururken yenilenmiş bir Kasımpaşa vardı. Bu kaçıncı teknik adam acaba? Hele hele bir takımın savunması tepeden tırnağa yenilenir mi yahu? Hiç mi futboldan nasibiniz yok?  

Ayıp olmadı mı?
Fenerbahçe son Kulüpler Birliği toplantısına tek bir zat-ı muhterem göndermedi. Oysa orada, o toplantıda VAR’dan da söz edilecek ve daha birçok konu ele alınacaktı. Ama sadece “Ben” diyen bir kafadan siz başka bir tutum mu bekliyordunuz? 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.