Bir Yanal filmi!

Yapılan değişikliklere bir bakın; tam bir çorbaya dönen takımda oyuncular da ne yapacaklarını şaşırıp kalmış durumda…

Bizim spor servisinin istihbarat şefi 'İrlandalı Cahit' 86'ncı dakikada kurduğumuz telefon bağlantısında "Ersun Yanal filmi seyrediyordum, seni de arayayım" diyerek beni kahkahalara boğdu.
Gerçekten de yeni kurulmuş sayılan, hatta çok kişinin 'toplama takım' olarak nitelendirdiği A.Gücü, maçı kazanabiliyor, tamam futbolda bunlar doğaldır. Ancak siz oyuncu kalitesi olarak yedeklerinizle birlikte rakibinizden çok ileride olan F.Bahçe iseniz şayet, hem de deplasman oyununda rakibinize uzun ve geniş derin alanlar bırakarak oynuyorsanız öyle veya böyle kazara veya bilerek pozisyon da verirsiniz, gol de yersiniz. İşte bizim 'İrlandalı Cahit'in yazımın başında söylemek istediği de budur.
Devamla şöyle yazalım; maçın hakemi Mete Kalkavan F.Bahçe'nin üç penaltısını vermediği gibi, rakibin elle attığı iki gole de santrayı gösterdi! Yok yok şaka yapıyorum... Benim bu son cümlem, büyük bir ihtimalle maçtan sonra F.Bahçe'nin başkanı veya yardımcısı tarafından medyaya yapacağı konuşmanın komik içeriğidir.
Şu oyuncu değişikliklerine bir bakalım; Tolga çıkıp Emre giriyor, ancak 20 dakika dayanıp yerini Ferdi'ye bırakıyor. Isla çıkıp bir üçüncü santrfor Mevlüt giriyor, tabii bu değişiklikler sırasında tam anlamıyla çorbaya dönen bir F.Bahçe takımı var. Oyuncular maçın içinde durmadan görev değişikliğine uğruyorlar ve de böylece ne yapacaklarını şaşırıp duruyorlar. İşte başkanı, hocası ve yönetiminin 'Biz şampiyon olacağız' diye yorumladığı F.Bahçe budur…
A.Gücü, çok kişinin yazıp söylediği gibi yepyeni bir takım. Bu yüzden de derin ve geniş sahalarda bulduğu boş toplarla pozisyonlara yaklaşabildi ve ancak ikisini gol yapabildi.
Tabii önemli bir vurgulamayı yapmadan edemeyeceğim; F.Bahçe'nin kalecisi Altay o-la-maz! Allah'tan herkes 'vay be' diyerek parmak ısırırken daha ilk maçtan beri aynı görüşümü hem yazdım, hem söyledim vesselam...

MAÇIN ADAMI: M. Reşit Akçay