Ya işte böyle Okan Hoca’m!

A -
A +

Başakşehir’in Sporting rövanş maçı kadrosu elime geçtiğinde derin bir “Oh” çektiğimi hatırlıyorum. Yanımdaki dostlar da “Zor be” görüşünde birleşmişlerdi. Onlara dedim ki, “Gerçek anlamda kalabalık orta saha ile oynayacağız. Önde de tek uç adamı ile... Dolayısıyla rakibin öne çapraz, toplu ve pas trafiği ile çıkışları rahat önlenecek...” Öyle de oldu. Bana Portekiz’dekinin yarısı kadar rakibin hücum aksiyonunu kimse söyleyebilir mi? Tebrikler Başakşehir! Ve devamla; Gaziantep maçında da ancak Elia çıkınca Demba Ba girdi. Yani orta saha eleman sayısında bir düşüş olmadı. Önemle...

Bu hoca kıyımına kim dur diyecek? 
Ama artık ayıp olmuyor mu? Gün geçmiyor ki, kulüpler futbol takımlarının hocalarını değiştirmesinler...  Biri gidip biri geliyor. Bir sezon içinde üç-beş teknik direktör değiştiren kulüpler var. Türkiye Futbol Federasyonu buna bir çare bulmalı... Örnek mi? Önümüzdeki sezon başlarken dersiniz ki, “Kulüpler aynı sezonda en fazla iki değişik hoca ile çalışabilirler...” Böylece kulüplerin yönetimleri de kongre üyelerince daha titizlikle seçilir. Bilenler gelir, hava atmaya niyetliler hava alırlar...

Alanyaspor nasıl bitti?
Şöyle bir maçların dökümünü yapınız. Ceyhun’la Salih’in değişimi ne getirmiş, ne götürmüş? Daha ilk gün yazdım; Mustafa Pektemek de nereden çıktı diye... İyi işler yapan, özellikle de iyi kapanıp çabuk çıkan bir takım Alanyaspor’la neden bu kadar oynadınız ki? Hele hele Boateng girdikten sonra Ceyhun çıkar mı? Hem de 1-0 galip iken... Tam tersi, kenarda ise oyuna alınır.

İşte size çağdaş yönetim!
Fenerbahçe’nin Ali Koç başkanlığındaki yönetimi müthiş (!) bir karar alarak teknik direktör Ersun Yanal’ın sözüm ona isteği üzerine Trabzonspor maçından sonra görevi bırakmasına karar kılmış. Tek dişi kalmış canavar örneği, sadece Türkiye Kupası’nda iddiası kalmış bir kulüp bunu yapan... Ya Ersun Yanallı takım maçı kazansaydı da rövanşa falanca hoca ile çıkıp kupadan elenirse... Ne olur ki? Yüksek Divan Kurulu alkışlar, genel kurul olursa, yine bunlar seçilir... Bu nedenle Antalyaspor maçına fazla değinmeyeceğim. Zaten yapı bozulmuştur. İster misiniz Ersun Hoca ile devam kararı alınsın, sezon sonuna kadar... Artık meğerki rastgele...

Binbir suratlar!
Vallahi benim suçum değil... Ne mi? Arada bir siyasete girmek. Malum partinin, malum binbir suratları, şayet Suriyeli sığınmacıları bu ülkeye neden sokuyorsunuz diye feryat ettikten sonra, şimdi de neden gönderiyorsunuz diyorsa suratlarına bunu vurmazsak biz ayıp etmiş olmaz mıyız?

Bravo Trabzonspor!
Ahmet Ağaoğlu yönetimindeki Trabzonspor, hata da yapsa çok erken vazgeçip düzeltmeye gidiyor. İşte size son örnek... Daha geldiği gün, “Acaba neden? Orada oynamayan adamı bize niye kakalıyorlar” diye yazmıştım.
Daniel Sturridge postalanmış. Hem de kasadan ek kuruş çıkmadan... Zaten başka türlü de şampiyonluğa oynayamıyorsunuz ki...

Muslera’yı muayene ediniz!
Fenerbahçe maçında Ekici’nin şutunu önündeki kalabalığa rağmen görüp de çıkardıktan sonra, sen tut Gençlerli oyuncunun füzesini de doksana kadar uzayıp parmak ucuyla kornere at. Bu Muslera’nın vücudunda yay ağı mı var? Genel kontrolden geçmeli... Pardon unutuyordum; Muslera’yı kaleciye benzetemeyen ünlü yazarlarımız şimdi acaba ne düşünüyorlardır? Ayıp ediyordunuz... Adam, Dünya Kupası üçüncülüğüne ulaşan ve de Güney Amerika Şampiyonu olan Uruguay’ın İtalya liginde de oynayan millî kalecisi yahu!

 

Kadıköy Belediyesine tercüman gerekli!
Yanlış hatırlamıyorsam geçtiğimiz cumartesi Kadıköy Belediyesinin son büyük derbi ile ilgili bir açıklaması düşmüştü sayfama... Dikkatle, hem de kaç defa okudum hatırlamıyorum, hiçbir şey anlamadım. Başkanın adının da geçtiği bildiride derbinin sunduğu trafik keşmekeşinden söz ediliyordu galiba... Vallahi “Galiba...”

Kenan Onuk nasıl televizyoncu?
Kenan Onuk dostumla NTV’nin ilk yıllarında ve Ömer Üründül’ün de katılımıyla bir spor programı yapıyorduk. 1994 Dünya Kupası bitmiş ve de iki yıl aradan sonra Brezilyalı hoca Parreira ki, ülkesini 24 yıl sonra Dünya Kupası sahibi yapmıştı, Fenerbahçe’ye gelmişti. Ve işte o ön liberolu sistemi de ilk defa sarı-lacivertliler oynuyordu. İzleyicinin merakı bu ya, bizden anlattıklarımıza görüntü katmamızı istediler. Ancak yeşil bir zemin üzerine kırmızı-beyaz piyonlar koyarak, üzerine de kamerayı yerleştirip sunmuştuk. Program sonrası servisteki arkadaşlar, “Yıkıldık. telefonlar kitlendi” diyerek kutlama rapor vermişlerdi. Sonra mı? Mustafa Denizli hoca Kenan’ı arayıp “Mesleğimize de mi göz koydunuz” diyerek eleştirmiş ve o gösteri kısmı hemen bir hafta sonra iptal edilmişti. Sevgili Hıncal Ağabey; bu mu göklerde dolaştırdığın Kenan Kardeş’imiz... Haftaya  Kenan’la ilgili yaşanmış başka notlarım olacak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.