Ah İstanbul ne hâle gelmişsin!

A -
A +

Değerli dostum Selim Soydan’ın değerli eşi, kardeşim Hülya Koçyiğit’in, Ediz Hun ve Kartal Tibet’le oynadığı 1965 yapımı “Hıçkırık” filmini izledim geçtiğimiz perşembe öğlen vakitlerinde. Ve de Kız Kulesi’ne yakın rıhtımda çekilen sahne beni perişan etti. Fonda İstanbul’un Rumeli yakası görünüyordu. Çekim yerinde de Üsküdar sahilinin yakın planı... Ne bir gökdelen çirkinliği, ne de rıhtım kirliliği vardı görüntülerde... Meğerse ne hâle getirmişiz Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’unu... Kahroldum... Ne de olsa, ulaşabildiğim kadarı ile bizim aile 219 yıllık İstanbullu ya... (Üsküdar, Kadıköy, Şehzadebaşı karışımı)

Dorukhan meselesi!
Spor sayfalarımızda son günlerde bir haber dolanıp duruyor. Beşiktaş’ın şu andaki iyileşmeye yüz tutmuş, geleceği parlak oyuncusu Dorukhan ile ilgili bu haberler. Efendim, oyuncu Beşiktaş’tan bir an önce sözleşme yenilemesini istemişmiş... Beşiktaş da net cevap vermemişmiş... Ve en sonda menajeri falancanın ısrarcı olduğu haberi çıktı. Yani perdenin arkasındaki esas oyuncu ortaya çıktı. Dorukhan’a tavsiyem, bir an önce bu kişilerden kurtul ve kulübünle karşı karşıya gelip konuş...

Kim Milyoner Olmak İster; Yazık!
Bir özel kanalımız, yani Atv, sürekli izlemeye çalıştığım yukarıdaki yarışma programında hâlâ aynı ayıbı sürdürmeye devam ediyor. Ne mi? Sesli soruda abuk-sabuk yabancı sesler, kültürümüze hiç uymayan gürültüler yer alıyor. Peki, bu ülkenin alaturka denen bir kültürü yok mu? Tarihe kazınmış o kadar çok büyük bestekâr, solist dururken o gürültüler soru olur mu? Kimdir bu soruları hazırlayanlar? Sadede gelin artık be!

Geç kalmadın mı Emre?
Emre Belözoğlu’yla hiç karşı karşıya gelemedik. Galatasaray’la problem yaşadığı bir süreçte benim Kanal 7’deki programıma Antalya’da devre arası tatili yaparken bağlanmış ve hiçbir yerde çıkmayan gerçekleri sıralamıştı. Kolay mı, bizde Galatasaray ile Fenerbahçe, dışarıda Inter, Newcastle ve Atletico’da oynamak... Şimdi sezon sonu futbolu bırakacağını açıklamış. Geç oldu Emre! Başakşehir’de yeniden zirve yapmışken bırakmak mı Emre’ye yakışırdı, yoksa yedeğin yedeği hâline geldiği bugünlerde mi?

Larkin ve yayıncı kuruluşa bravo!
Geçtiğimiz pazar beIN adlı yayıncı kuruluşun 79. kanalına takıldım, daha doğrusu büyülendim desem daha doğru olur. Çünkü Anadolu Efes’in sayı rekortmeni oyuncusu Larkin’in hayatı vardı ekranda... Hatta ailesinin bütün fertlerini de tanıdık. İstanbul’a gelip maç bile izlemişler. Anne, baba ve iki kız kardeş... İşte örnek bir televizyonculuk... Örnek alınır umarım... Bu arada Tuncay Özilhan Kardeş’imi de böyle bir oyuncuyu bu ülke salonlarına getirdiği için bir kere daha kutlarım...

TTB de mi?
Yukarıdaki harflerin açılımı Türk Tabipler Birliği... Ve onlar da ülkemdeki hastanelerin yetersizliğinden söz etmişler. Açıklama yapmışlar... Tabii ki baştaki kafalar malum... Zaten o kafaların kafadarları da, “Bu kadar hastaneye ne gerek var be...” diye veryansın etmemişler miydi? Sen kulak asma Başkan! Devam aynen devam! Hele şu bizim SSK’nın Göztepe yapımı da bitsin, bakalım o zaman da, “Nüfusu üç milyonu geçen Kadıköy’de bu hastanenin ne işi var” diye ötecekler mi?

Beşiktaş’ta yönetici zafiyeti...
Erdal Torunoğulları isimli bir Beşiktaşlı yönetici var. Son günlerde illa da “Lig bu hâliyle tescil edilsin” deyip duruyor. Belçika bunu yapmaya karar verirken acaba UEFA’dan ne türlü bir zılgıt yedi biliyor musunuz, Sayın Yönetici? Siz ki uluslararası yaşayan bir kişisiniz... Hadi diyelim ki öyle oldu. Beşiktaş’ın eline ne geçecek acaba? En azından bunun farkında olmalıydınız. Kim bilir belki de daha üst sıralarda ligi bitirip, hadi şampiyonluğu bir kenara bırakalım, Avrupa kupalarından birine katılabilirsiniz... Yoksa böyle bir hedefiniz yok mu?

Hangisi Lucescu’dan büyük ki?
Bakıyorum ki, başta yayıncı kuruluşun olmak üzere spor yayını olan ekranlarda birçok ismini bile ezberleyemediğimiz, çok kişinin tanımadığı teknik adamlar boy gösteriyorlar. Tabii ki kendileri silah zoruyla çıkmıyorlar. Ne var ki, bu ülkede tu kaka ilan edilen büyük hoca Lucescu’dan eser yok. Acaba bu çıkanlardan hangisinin iki adet UEFA Kupası var? Ukrayna’daki bir kasaba takımına kazandırdığı dokuz lig şampiyonluğu ve giderken kasada bıraktığı 100 milyon avro var? Hele hele bizde, tarihinin en kötü kadrosunu şampiyon yaptığı Galatasaray ve 100. yılında şampiyon yaptığı Beşiktaş var.

Helal olsun kulüplerimize!
Büyüklü küçüklü, az taraftarlı çok taraftarlı, ne kadar spor kulübümüz varsa, özellikle de futbolda, sürekli bağış yapıyorlar. Sporcular da tek tek öyle... Az veya çok! Etine buduna göre... Şu bağış işine tepki gösteren üşütük kafalılar ibret alsınlar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.