Beşiktaş doğru yoldan gidince...

A -
A +

Ne bizim ligde ne de bir başkasında bir kadroyu üç beş gençle birden yenilemek hem intihardır hem de o gençlere kötülüktür. Nitekim Sergen Hoca böyle bir yanlışa düştükten sonra hemen döndü ve şimdilik sadece Rıdvan’la başlıyor. Sonrasında da maçı ele geçirdikten sonra yeniliklere dönüyor. Kartal ve Güven, hem de orta alanının değişiminde sahaya sürülmüş. Hem de Atibasız kalındıktan sonra... Sanırım Başkan bunun farkındadır!

Maçı bitirmeyi bilmeyenler!
Hem Kayserispor, hem de Malatyaspor Kadıköy’de kazanmak üzere iken kaybettiler. Neden mi? Çünkü teknik adamlarımızın hemen hemen hepsi takımlarına “idare etmeyi” öğretemediler. Örnek mi? Fenerbahçe’nin Manchester City karşısında 2-1 öne geçtikten sonra maçı nasıl bitirdiğini bir araştırın bakalım. Rahmetli Can Bartu neler yapmış? Maçtan sonra İngiliz takımının ünlü hocası Joe Mercer “Böyle olmaz ama. Can Bartu maçın 20 dakikasını kendisi oynadı, kendisi yönetti...Buna bir çare bulunmalı...” Detay mı? Buraya sığmaz.

Sivas’ı Messi yaktı!
Başlığı okuyunca şaşırıp kalmışsınızdır. Messi nere Sivas nere diye... Benim sözünü ettiğim bizim “Yerli Messi” Mert Hakan... Takımı şampiyonluk iddiası taşırken bir büyükle giriştiği flörtten sonra bir başka büyüğe büyük paraya imza basmış. Eh böylece de takımın, yani Sivasspor’un sahibi olmuş! Penaltıyı dağlara attı. Golü yedirdi. Ve de Rıza Hoca’m “Gel kenara” dedi. Geç oldu ama iddia da bitti. Asıl kabahat mi? Tabii ki spor medyasının... Yani bir tek benim başlıkta kullandığım yakıştırmayı yapmadıkları kalmıştı.

İşte Türk gemicisi!
Bizim Sinan Kaptan, Ulusoy’un gemisinde tarihî bir işe imza attı. Açık denizde teknesi ile batmaya yüz tutmuş bir yabancıyı kurtardı. Sonrasında gemisinde misafir etti. Ve de durumu Avustralya polisine bildirdi. Ama o Avustralyalı, gemide öyle bir saklandı ki, iki gün arayıp bulamadılar. Ve de kıyıya yaklaştıklarında Avustralya polisi gemiye gelip adamı buldu. Meğerse adam çok yüz kızartıcı bir suçtan aranıyormuş. İşte dünyanın öbür ucunda açık denizlerde bir Türk kaptanın zaferi...

Kutlarım değerli Bakan Kardeş’im!
Berat Albayrak Kardeş’imin bir oğlu dünyaya gelmiş. Eşini, kendisini canıgönülden kutlar, aslan parçasına uzun ve mutlu ömürler dilerim. Buraya kadar ne güzel değil mi? Ama bazı şerefsizler, haysiyetsizler o sosyal medya denen illete sarılıp işlerini yapmışlar. Çünkü işleri iğrençlik yarışıdır. Hep yazdım hep söyledim, şu illeti ortadan kaldırın diye... İşte bendeniz bu söz konusu müthiş (!) çağdaşlık işlerine burnumu sokmadım. Bende hiçbiri yoktur bunların... Neyse...  Benim Ali Sami Yen günlerindeki tribün dostum dede Albayrak’ı da, Başkan’ım dedeyi de canı gönülden kutlarım! Bitirmeden; Mersin’de gözaltına alınan ne oldu? Barolar yürüyüşü şimdi lazım değil mi?

Trabzonspor kadrosu için ne yazmıştım!
Evet, başlığın cevabı şöyleydi; Trabzonspor’un bugünkü kadrosunun derinliği yoktur. Şimdi son maçta sahaya sonradan girenlere bir bakalım. Bilal, Koray, Doğan ve de Da Costa... Sadece stopere geçen yabancı idare eder. Hele hele sahaya çıkan ilk on birde  hem Sosa hem Guilerme hem de Ndiaye olursa rakibi nasıl karşılarsınız ki? Bence Trabzonspor bu beraberlikle treni kaçırır gibi olmuştur. O zaman, akılcı sanki Alanyaspor benzeri bir şeyler yapılmalıdır gelecek sezon için...

Erman Toroğlu’na imza!
Bizim aSpor hafta sonu programında Erman Toroğlu dostum şöyle başladı sözlerine, “Allah hepinizin belasını versin. Bu hakem rezaletinden sonra ben bu maçla ilgili artık tek söz söylemeyeceğim...” Söz konusu olan Ali Şansalan denen zatın Gökhan Töre’ye gösterdiği ikinci sarı kart... Yani kırmızının hazırlanışı... Bakınız ben de bir şey eklemek isterim. Bu Emre-Töre karşılaşması  İngiltere liginde olsaydı, maçın hakemi Emre’ye aldatmaya yönelik hareketi sebebiyle sarı çıkarırdı. Ki, oralarda oynamış Emre bunu hepimizden daha iyi bilir. Harekette en küçük bir faul bile yoktu.

Eskişehir’in başına gelenler!
Yazık çok yazık! Bir zamanların en spektaküler futbolunu oynamış olan, şampiyonluğu son maçta kaybetmiş yıldızlar topluluğu hâlâ aklımızda, yüreğimizdedir. Şimdi bu hâle bakınız! Bir alt kümeye daha düşmüşler... Yok mu yahu bu koca şehirde bu işe soyunacak bir adam? Amigo Orhan Kardeş’im nerelerdesin? Aydın Begiter hiç mi bulunmaz? Mümtaz Belediye Başkanı asfalttan sonra ne işi yapar? Vali Bey kolları sıvasana!

Kollama maçı!
Okan Hoca baktı ki, gol gelmeyecek, tuttu iki uç adamına döndü. Golü de attı. Sonrasında Crivelli’yi daha önce kenara alıp işi garantiye yapıştırmak neden aklına gelmedi. Az kalsın sıfır çekecekti. Terim Hoca son uç adamsız böyle mi oynanır? Hiç mi Barcelona izlemediniz? Ama nasıl olsa beraberlik yakalandı ya... Bu maçın tek kazancı galiba Emin olarak duruyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.