Başakşehir’in hakkıdır!

A -
A +

Düşünebiliyor musunuz; Başakşehir’in Antalya’da sahaya çıkan on birinde Visca, Aleksic ve Mahmut gibi banko isimler yoktu. Peki, sahaya çıkan takımda onların yerine kimler vardı? Mehmet Topal, Berkay, Guldbransen vardı. Peki, sonradan oyuna kimler girdi? Elia, Robinho, Gökhan İnler ve Ponck... Peki, giremeyenler kim? Millî takım kalecisi Volkan, Uğur, Aziz Behiç ve üç genç...
Eh, müsaadenizle bu takımın şampiyonluk hakkı değil midir? Hangi takımda böylesine bir oyuncu zenginliği var? Hem de birbirinden kaliteli... Yorumcu ve yazar geçinenler; sakın ola ki, çamur atmaya devam etmeyiniz. En azından bu satırları okuduktan sonra...
Pardon unutmadan; Denizlispor maçında öyle sahneler var ki, her takıma ders olsun. Hücumda rakibe kaptırılan her toptan sonra, kendi sahasına hemen 10 kişi ile dönen kaç takımımız var ki?..

Ferdi, Serdar ve Rodrigues...
Hep yazdım, hep söyledim şu Ferdi denen genci bir banko oyuncu hâline getiriniz diye... Ama çoğu zaman ortalarda yoktu, kenarda iken çoğu zaman akla gelmedi. Ne haber şimdi, büyük hocalar grubu? Maçı, hem de iki şık golle kazandırmış bu genci yine 78. dakikada oyundan aldınız. Vallahi bravo! Pardon bitirmedin... Serdar Kardeş; kendini kazanılmış maçın son saniyelerinde oyundan attırıyorsun. Yoksa Ankara deplasmanı uzak mı geldi? Bir de Rodrigues’e nasıl gol atılacağını öğretiniz. Karşısında koca kale var. Sen tut yerde yatanlara üç metreden boş topu çarptır...

Cüneyt Hoca ve Trabzon gerçeği!
Yahu siz nasıl yorumcusunuz öyle? Tuttunuz ekranlardan ve köşelerden Trabzonspor’un galibiyetini neredeyse tamamen Cüneyt Çakır’ın ilk penaltı düdüğüne bağladınız. Peki, Feghouli denen adamın rakibinin göğsüne attığı tabanla kırmızı kart görüp takımı on kişi bırakışına ne diyeceksiniz? Rakip zaten sarıyı görmüş be adam... Sonra mı? Terim Hoca’nın yaptığı oyuncu değişikleri ile çorbaya çevirdiği Galatasaray’ın maçı kurtarma şansı nasıl olurdu ki?
Ya Antalyaspor maçı? Takımın yarısı yok... Sen bu takıma kendi evinde takılıyorsun... Kalecin, geri dörtlün ve Sörloth dışında, hadi Sosa’yı da katalım, bakalım kadron maraton yapmaya uygun mu?..

Ekrandaki garipler!
FB TV’deki iki yorumcudan biriydi. Ama hangisi idi? Neyse, diyor ki; “Fenerbahçe’nin Obra ile yaptığı büyük patlama Anadolu Efes’i de iyi takım kurmaya yöneltti...” Ayıp be! Sen kaç yaşındasın? Ama bu ülkenin Avrupa kupası kazanmış ilk takımının Efes olduğunu da görmüş, yaşamış adamsın... En azından bu değerler karşısında amigoluğunuzu unutunuz!

Yayıncı kuruluşa ders!
Başlık nereden çıktı demeyiniz. Maç öncesi malum yayıncı kuruluşta bir muhtemel Trabzonspor takımı vardı ki, aman Allah! Orta alan Sosa, Ndiaye ve Guilherme’den oluşturulmuştu. Yani rakibe gel beni orta alandan yürüyerek geçip yen diye... Tabii ki Hüseyin Hoca ön liberoya Parmak’ı koyup bir ders verdi büyük futbol bilginlerine... Derse devam ederek de oraya Doğan’ı sürdü.

Kabahatli Necip imiş!
Beşiktaş, Kayseri’de 3-1 kaybetti. Aynı Kayserispor ligde kalabilmek adına son maçlarda neler yapmadı ki...  Neyse... Baktım ekran yorumlarında Sergen Hoca Necip’i ilk on bire koyduğu için eleştiriliyor. Peki Necip oyundan alındıktan sonra Kayserispor, özellikle de orta alanı ile Beşiktaş kalesinde kaç net pozisyon yakaladı? Attıklarını saymıyorum. Atiba öne doğru oynarsa, Elneny zaten başkasını oynayamıyor... O hâlde savunmanın sigortası kim olacak?
Sonra mı? Beşiktaş kendi evinde Kasımpaşa karşısında zor durumda... Öyle ya Burak çıkmış, Gökhan da arızalanmış... Sergen Hoca bir de Atiba’yı alıp Necip’i sahaya sürmez mi? Hani şu bir önceki maçı kaybettiren! Siz ne yorumcularsınız öyle be! Necip oyuna girdikten sonra, hem de Atiba çıkmış iken nasıl oluyor da Beşiktaş maç kazanıyor?

TFF’nin son kararları!
Neymiş böyle yabancı kuralı olur muymuş! Yok, iki sene sonra uygulamaya konulmalıymış... Arkadaşlar bu ülkede düşen takım bir kaç saat sonra lige dâhil edilip topal lig olmamış mıydı? Yabancı sayısı böyle azalırsa futbola katkı olmazmış. Eee şimdiki furyada nasıl bir başarı var ki? Kulüp yöneticisi yönetici olmadıktan sonra iflas önlenebilir mi? Yerlileri fazlaca kullanın ki millî takım da yararlansın. Hatta ihraç da öyle...
Şunu söyleyip yazsaydınız keşke; yabancı sayısı kalsın ama yaş sınırı, kalite sınırı getirilsin. Nasıl mı? Yabancı arkadaş, son sezon en az üç defa millî takımında, ya da kulübünün Kıta Kupası maçlarında aynı sayıda oynamış olsun...   

Alanya-Galatasaray maçı...
Tamam, Galatasaray hayli eksikti. Ancak ne var ki karşısında da bence bu ligin en iyi top oynayan iki takımından biri olan Alanyaspor vardı. Daha önce de yazmıştım. Adamlar tutmuşlar, hiç kimsenin tanımadığı üç Yunanlı oyuncuyu ithal ederek baba takım kurmuşlar. Acaba Galatasaray’la Alanyaspor arasındaki maliyet farkı nedir? Bence dörtte bir bile değildir... Bu sezon sonu nasıl biter bilemem ama bu Alanyaspor’un ülkemizi Avrupa kupalarında temsil etmesi hakkıdır, öyle de olmalıdır...

Rötarlı hafta...
Hafta içine de maç sığdırılınca, bizim köşe 48 saat rötarla sunuldu. Bu yüzden de ikişer maç yorumladım. Ne yapalım?.. Gazetem perşembe günü durumu okura mükemmel izah edip köşemize daha büyük merak sardı. Teşekkürler!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.