Semih Özsoy son isim idi!

A -
A +

F.Bahçe'deki başkan vekili Semih Özsoy'un geçen hafta istifa ettiği haberi ekranlardan alt yazı olarak geçti. Şaşırdım mı? Hayır! Çünkü bu isim Aziz Yıldırım'dan kalan yegâne isim idi... Neyse... Asıl önemli olan onca Fenerbahçe muhabiri ve ekranların bülbüllerinden tek biri dahi gerekçeyi söylemedi. Böyle habercilik olur mu hiç? Devamla; Semih Bey ile Ali Bey arasında bundan bir süre önce de bir mesele çıkmış ve Semih Bey o güne kadar yüklendiği görevinden alınıp sıradan yönetim üyesi sıfatına girmişti. Yani günümüzdeki ateşin altı yakılmıştı. Peki, bugün ne mi oldu? Sızan bilgilere göre, daha doğrusu bir gazetecinin (spor yazarı değil) bir dostumuza ilettiğine göre, bu defa sözler değil vücutlar konuşurken Ali Bey'in volesi boşa gitmiş ve yere düşmüş. Sonra mı? Daha ne olsun ki? Pardon bitirmeden; yaşlıları koruma evine Sosa da alınmış...

Hey gidi Süleyman Abi hey!
Geçtiğimiz perşembe, bana göre, bütün zamanların en başarılı, hakiki, tarihî üç başkanından biri olan Süleyman Seba'nın ölüm yıl dönümü idi. Nurlar içinde yatsın! Dilerim ki, günümüz başkanları da senden bir şeyler kapabilsinler. Neyse... Süleyman Abi’nin yanına gittiğim bir gün idi... Oturduğu yerden arkasında yavaş yavaş yükselen bugünkü kulüp binasını göstererek bana şunları söylemişti: "Bak Kemalcim, bu işi ne zaman bırakacağımı sordun ya... Bu bina bitip de bize teslim edilmeden bırakmam. Çünkü, bugün bıraksam bu bina da bitmez, benzerleri de..." 

Basına ayıp ettin İnce Bey!
Yine geçen hafta köşemin çıktığı gün, CHP'nin neresinde belli olmayan Muharrem İnce'nin basını da karşısına alarak yapacağı açıklamalar merakla bekleniyordu. Bendeniz de ekran karşısındaydım. İnce Bey, tam saat tutmadım ama neredeyse bir yarım saate yakın elindeki kâğıt destesine bakarak konuştu. Sonra mı? Hani basının sorularını da yanıtlayacaktı ya... Ne mi yaptı? Efendim, konuşması içinde basının muhtemelen soracağı soruların cevapları varmış zaten, “Eyvallah” dedi gitti. Ayıp be (!) zatıalileriniz böyle mi ciddi şekilde siyasete soyunacaksınız? En iyisi Yalova zemininde turlayın bence...

Mensah en baba transfer!
Parasızlık bir yana, TFF limiti bir yana, yönetimlerin içindeki futbol fukaraları bir başka yana, transferdeki tuhaflıklar devam ederken, Beşiktaş, Kayserispor'daki Mensah'ı kiraladı. Bence bütün imzaların önünde bir tasarruf. Sanırım Sergen Yalçın, kendinden daha hızlı, daha hareketli bir adamı yakalamış. Hele hele bir de önünde hareketli uç adamı bulursa bu oyuncu, vay ki vay!

Güle güle Emre!
Emre Belözoğlu, çıkmaz sokaktan çıkıp futbolu bıraktığını açıkladı. Bundan sonraki yaşantısında başarılar, sağlık, huzurlu bir hayat dilerim. Anılar mı? Emre, Inter'den Türkiye'ye dönmek üzere idi. Kanal 7'de bir program yaparken şunları söylemiştim: "Yapma Emre... Bu kadar süre Inter gibi takımda oynarken daha bu yaşta geri gelinir mi?" Menajeri hemen kanalı aramış, bağlantı istemiş. Bağlandılar. "Kemal Abi, çok önemli bir yorum yaptın. Emre de yanımda... Haklısın. Hemen şimdi Newcastle’ı arayıp yarın imzaya geleceğimizi bildireceğiz. Bu haber atlatmadır, hemen açıklayabilirsin..." Biz de ekrandan açıkladık. Ve Emre Premier Lig oyuncusu oldu.

G.Saray jokerini kaçırmadı!
Belki de astronomik bir rakamla başka bir takımdan yapılmış bir transfer değildi bu... Yani Donk'un imzası... Neden üzerinde durdum. Düne kadar nerede esaslı adama ihtiyaç duyulmuş ise Donk oraya koşturuldu. Bir tek kaleci oynamadı. Günümüz futbolunun ağır ve tahripkâr oluşumunda böyle oyunculara çok ihtiyaç vardır.

Kasımpaşa'nın büyük(!) marifeti!
Şaşırdım kaldım... Zaten çevremdeki futbol meraklıları da öyle... Düşünebiliyor musunuz; TFF'nin harcama limitine (gerçi fasa fisodur bu) ilk tepkiyi, hem de çok yüksek tonda, gösteren Kasımpaşa, kalecisini ve önde oynayan bir yabancıyı, hem de en bonkör iki kulübümüze, sözleşmeleri de varken, kuruş almadan sunuyor. Bunun arkasında hangi sır var? Bilmem... Ama yakında ortaya çıkar, meraklanmayınız!

Koca doçentten bu sözler!
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru bir kanalda Dr. Gülay Yedekçi isimli bir bayan tarihî eserlerle ilgili yorumlar yapıyordu. Tabii ki meraklandım. Ama o da ne? Hedefte AKP vardı hepten... Yahu Sayın doçent acaba hangi devirde AKP kadar o miraslara sahip çıkan oldu. Muhalefet yapacaksanız araştırarak, bilerek yapınız. Keşke bu sıralarda Sümela Manastırı’na gidebilseydiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.