İki millî maç ve gerçekler!

Ben Almanya maçını izleyemedim. Ertesi gün tekrarına baktım. Bu arada futbolun tarafsız, doğrucu yorumcusu Ömer Üründül kardeşime sordum. Evet, Alman takımının oyuncularının büyük bölümü tanınmamış, Alman’ın bile bilmediği isimler vardı sahada... Ne olursa olsun Alman takımına kendi sahasında 3 gol atmak kolay olamazdı. Açık ve net şaşırmadım desem yalan olur. Neyse, geldik Rusya’ya... İlk devre tanıyamadık bizim takımı... Ama ikinci devre Cengiz var ya Cengiz, işte bu solak Rusya’yı bitirdi ve maçı elden kaçırır gibi bile olduk. Devamla; maça dört yerli malı, yani bizde oynayan ve yedi ihracatla başladık. Sonra dört yabancı ellerde oynayan daha girdi. Ve sonuç mu? Bizden giden veya oralarda doğanların aldığı profesyonellik eğitimi, idman özellikleriyle ciddi bir çağdaş değişime uğratıyor. Bunu, Lucescu’nun kurduğu, Şenol Hoca’nın devam ettirip katkıda bulunduğu operasyonla daha iyiye götürürüz gibi geliyor.

Trabzonspor hâlâ mı?
Şu millî maç arasında Trabzonspor’un özel oyunlarda ve hatta idmanlarda sürekli biçimde sistem denemesi yaptığı yazıldı ve söylendi. Ligin 5. haftasına girerken yukarılara oynayan bir takımın hâlâ elindeki kadro ile oynamayı planlaması bu kadar gecikir mi? Artık karar zamanıdır.

Ümitler bitti mi?
Evet, skor böyle diyor sanki. İngiltere karşısında daha ileri gitme şansımızı kaybettik. Önemli mi? Bence hayır! Çünkü A Millî Takım altındakilerin aldıkları sonuçlar değil, yukarıya yollayabilecek oyuncu sayısı önemlidir. Bu Ümitlerden ne çıkar? Bekleyelim görelim.

Galatasaray yanlış yapıyor!
Yok yok transferde falan değil bu yanlış... Ne de kadronun sahaya çıkıp oynamaya çalıştığı sistemde... Peki nerede? Efendim, Galatasaray Spor Kulübü 1 Ekim 1905’te Ali Sami Yen tarafından kurulmuş. Eee ne mi olmuş? Geçtiğimiz hafta içinde Başkan Cengiz ve ekibi Ali Sami Yen’in kabrini ziyaret ettiler. Ama yanlış yapıyorlar... Ben sizin yerinizde olsam kuruluşu 19 Mayıs’ta kutlarım. Yok yok Gençlik ve Spor Bayramı olduğu için değil, 1905’i Fenerbahçe gibi ortadan ikiye böler, “Galatasaraylılar Günü” ilan ederim. İşte sizlere yeni bir komedi!

Rekor ve uyuyan Ataman!
Hem hücumda hem de savunmada, yanlış hatırlamıyorsam Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı, Anadolu Efes karşısında 48 adet ribaunt yapmış... Bu bir yerde takıma şut atma cesareti verir. Nasılsa döneni alır sayı yaparız diye... Peki, ya Anadolu Efes! Böyle bir gelişim karşısında Sertaç Şanlı yok... Tibor Pleiss birazcık parkede... Dunston da öyle... Peki, Larkin olmazsa biz Anadolu Efes’i izlemeyelim mi? Neyse, Alba Berlin karşısında rakibin hafifliğini mideye indirebildik. Bu arada Kokoskov’un daha az isimli oyuncularla Obra’dan daha etkili savunma yaptırdığını da ilave edelim.

Beşiktaş için son şans!
O şans nedir derseniz, tabii ki yönetimle Sergen Yalçın arasındaki sızmaların takıma ve her iki ögeye de zarar vermemesidir. Acaba yönetim ve başta da Başkan, Sergen’in 25 bin kişi tarafından alkışlanmasından mı çekiniyor? Lige dönüyoruz. Huzur ve güven olmadıkça büyük firmalar yürüyemez, bu da böyle biline...

Yaşasın localar!
TFF, yeni bir hamle ile localarda yüzde 50 oranında maç izleme izni sunmuş... Vallahi parmak ısırmamak mümkün değil... Çok yakın bir dostum aradı. Dedi ki, “Yahu benim loca on kişilik. Çuvalla para saydım. Şimdi sadece 5 kişi girebilecek. Ne yapsak ki? Kura ile mi belirlesek yoksa sıra ile mi ? Şaşkın durumdayım şimdi...” Duyurulur özerk federasyona...

Ayşenur Arslan’a not!
Başlıktaki bir şiddetli solcu bayan var ekranlarda. Geçtiğimiz pazartesi de bir gençle söyleşi yapmış. Neymiş, bugünkü gençlik müthiş imiş. Yaşına hürmeten; Sayın Bayan, gel de seni, özellikle hafta sonları Kadıköy’de bir dolaştırayım da, o çok övdüğün yeni gençliğin hâlini gör... Mekânlarda değil haaa, sokak ortasında, neredeyse evlerin içinde...

Eyüp Karakuş’a teşekkürler!
Eyüp Kardeşimle bir zamanlar ekranda beraber program yapardık. O şimdilerde Anadolu Ajansı’nda... Sık sık paslaşırız. Bana öyle bir mail atmış ki, sormayın! Efendim, anlı-şanlı Türk futbolunda kulüpler bu sezon 248 futbolcu transfer etmişler. İtalya 212, Fransa 138, İspanya 121, İngiltere 113, Almanya 98 ile bizden çok geride... Eh onlar fukara ülkeler ya... Simit yerine “limit”e de takılıyorlar... Takımlarının futbol dünyasında isimleri de yok ki... Biz mi? Sağ olsun spor medyası ve kulüplerinin tarihleri bilmeyen yöneticiler sayesinde biz adama böyle fark atarız işte... Eyüp; sen de ayıp etmişsin be!

Fatih Hoca bundan vazgeç!
Fatih Terim hoca hafta başında bir açıklama yapmış ve çeşitli konularda görüş belirtmiş. Tamam, tamam da şu MHK ve bazı kurulların seçimle işbaşına gelmesini üzerinde durmuş. Aman sakın ha! Biz 1992’de Özerk Futbol Yasasını gündeme aldıktan sonra öyle yapmıştık. Ama FIFA ve UEFA derhal o maddeyi değiştirmemizi âdeta emretmiş ve yeniden TFF Yönetim Kurulu atamasına geçmiştik. Hani hatırlatayım dedim.