Sergen’in sözleşmesi ne zaman?

A -
A +

Ne zamandır sürüp gider bu masal... Ne mi? Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi ile teknik direktör Sergen Yalçın arasındaki, "Sözleşme yenileme veya yenilememe" masalı... Ve dikkat çeken de Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında müthiş bir şekilde ortaklığı... Buna rağmen mi? Evet maalesef öyle... Denizlispor da daha ilk devrede eli boş gönderildi. Peki hâlâ masal devam mı? Vallahi bendeniz bu satırları Denizlispor maçının ertesi sabahında yazdım. Evdekiler dediler ki, “Ya perşembeye kadar sözleşme yapılırsa...” Önemli olan bu sürtüşmelere mahal vermemek idi... Anlaşıldı sanırım... Pardon bitirmeden; maçın notlarına baktım Aboubakar 8, önce ortaya geçen, sonra stoperde görev yapan Necip lütfen 5... Vallahi önce Josef de Souza'dan utanın! Malatyaspor maçı mı? Oynamadan kazanılan maçlardan idi. Ghezzal çıktı, neden? Larin dururken yani...

Helal sana Yavuz Donat Usta!
Yazar Yavuz Donat ile, o Ankara'da, bendeniz de İstanbul'da, Tercüman'ın parlak yıllarında mesleği en iyi şekilde ortaya koymaya çalışmıştık. Ve şimdi de aynı Yavuz Donat, geçtiğimiz pazar günü öğle saatlerinde aHaber'de konuk idi... 28 Şubat kepazeliği için konuk edilmişti. Ama Yavuz Donat öyle şeyler anlattı ki, bence bu kısmın bandı her gün yayınlanmalı, yayınlanmalı ki, ülke insanı bir kere daha uykudan uyanıp gerçekleri görsün... Pardon bitirmeden, acaba Erbakan Hoca, yanındaki Tansu Çiller Hanım’a neden başörtüsü mecburiyeti getirmedi? Bu örnek bile 28 Şubat kepazeliğini anlatmaya yeter...

Bu Trabzon'un derdi ne?
Abdullah Avcı gelir gelmez takımın nabzını tuttu ve maçı alalım da nasıl alırsak alalım formülü ile düne kadar geldi. Ama bu takımın bence ileri üçlüde en az dört adama ihtiyacı var. Tabii ki diğer bloklarda da toplarsak sayı rahatlıkla altıyı bulur. Allah'tan bu görüşümü maçlar kazanıldığında da dile getirmiştim. Fenerbahçe karşısında bütün bu gerçekler bütün çıplaklığı ile ortaya çıktı.

Bu CHP'liyi doktora götürün!
TBMM naklen yayınlarına dikkat kesilir oldum. Çok mu siyaset severim? Asla! Ama siz çıkıp da AK Parti'ye ve onun eski zamanlardaki benzerleri DP'ye, AP'ye "Siz ne yaptınız? Bütün fabrikaları, tesisleri biz yaptık" derseniz, ne zamandır izleyemediğim komedi oyunlarına taş çıkartırsınız. En iyisi bir doktora uğrayın! Hangi sınıftan mı? Eh belli değil mi?  Yahu ben aileden 280 yılı aşkın Kadıköylüyüm... Bana bir CHP ağacı gösterebilir misiniz? Ama ben size en azından rahmetli dostum Osman Hızlan'ın çok eserini gösteririm. Pardon unutuyordum; bir zamanlar İstanbul'u kolera tehlikesi sarmıştı. Şimdilerdeki çöplerin sahibi kim ki?

Transferde isabet çok önemlidir!
Ocak ayına girilirken, tabii ki özellikle malum büyüklerde bir transfer telaşı başlar. Oraya buraya saldırırlar... Ama genelde neyin eksik olduğu sağlıklı biçimde belirlenemez. Sadede gelelim... Fatih Terim yine turnayı gözünden vurdu. Yedlin ki, henüz tam not durumunda değil, Gedson Fernandes henüz dengeyi oturtamadı, Onyekuru zaten malumdu ama Mustafa Muhammed tam bir tipik santrafor olarak karşımızda... İşte böyle! Alınca adamını bulacaksın. Başkaları gibi 5-6 adet santrfor diye alınıp da tırt çıkanlar olmamalı. Tabii ki işin başında olanın da işi gerçekten bilmesi gerekir. (Not: Bu satırlar Ankaragücü maçı oynanmadan yazılmıştır.)

Vah Mesut Özil vah!
Mesut Özil transferi tabii ki yediden yetmişe herkesi heyecanlandırdı. Ancak ne var ki yaklaşık bir sene maç oynamamış bir oyuncu şu anda çok erken olarak sahaya sürülüyor. Göztepe maçının 10. dakikası idi Mesut zor nefes alıp veriyordu. Trabzon'da da bence sahanın en yetersiz oyuncusu idi. Mesut gibi Arsenal, Real Madrid formaları ıslatmış, Almanya ile Dünya Kupası kazanmış bir yıldızın, "Beyler ben henüz hazır değilim. Olunca ben bilgi veririm, o zaman beni oynatın" diyerek, en azından kendi kariyerini koruması gerekir.

Pelkas'ı harcamayınız!
Sakatlığı varken tamam... Ama Pelkas gibi bir oyuncuyu bazı kişilere söz geçirmekten korkulduğu için sol kenara atılması en azından futbolun ana felsefesine ihanettir. Tamam yaşı çok ilerlerse saklamak amacıyla kenardan yönetir, o başka... Trabzonspor'a attığı gole prim vermiyorum. Ancak ne var ki klas ortadadır.

TRT Müzik ne zaman düzelir?
Vallahi ben bu sorunun cevabının kolay kolay yakında zamanda ortaya çıkacağını sanmıyorum... Geçtiğimiz perşembe akşamı “Yıldızların Altında” programını açtım, büyük umutlarla... Ve yine yandım. Yaygara ve kimsenin belki de işitmediği besteler... Beklentim odur ki, bu TRT Müzik, ne zaman bu ülkenin Münir Nurettin, Zeki Müren, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Behiye Aksoy, Hamiyet Yüceses gibi unutulmazlarını bize sanki hayattalarmış gibi sunacaktır? Unuttuklarım beni affetsinler... Yahu siz bu kanalın sorumluları yoksa hakiki alaturka ile hiç mi hiç bilginiz yok?

SSK'yı batırana mı inanacaklar?
Önce gazetelerden tıraşla başladı KRT TV... Tıraşın sahibi de bir zamanlar yurt dışından konuşan muhabirdi. Neyse... Ardından Kemal Dayı çıktı ekrana... Apartman yöneticilerine seslendi ve alkış aldı. İşte bütün mesele buradadır. SSK'yı batıran insanın sözlerine inanıp alkışlarsan asıl kabahatli sen olursun... Ben bu ekrana neden mi bakıyorum? Eh köşeye malzeme lazım be!

F.Bahçe'yi hakem mi yedi?
Euroleague'in önemli maçında A. Efes, F.Bahçe’yi tam 32 sayı farkla yendi. Ama bu kulübün ekranında çıkıp da basketbol yorumu parçalayanlar var ya, işte onlara yeni bir ders oldu. Neymiş efendim, bizim ligde hakemler yol kesiyormuş ama Avrupa maçlarında bu olmuyormuş. Sözler de bu branşın bir sorumlusundan. Şimdi ona sorun bakalım, bu 32 sayılık facia kimin eseri?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.