Peygamberlerden öğrendiklerimiz

A -
A +

Rab­bi­miz, doğ­ru yo­lu bu­la­bil­me­miz için biz­le­re akıl ni­me­ti­ni ver­miş­tir. Akıl ol­maz­sa iyi ile kö­tü­yü bir­bi­rin­den ayı­ra­maz­dık. Dün­ya­da da ahi­ret­te de bü­yük sı­kın­tı­lar ya­şar­dık. Fa­kat ak­lı­mız, iki ci­han sa­ade­ti­ni bi­ze ka­zan­dır­ma­ya yet­mez. Za­man za­man yap­tık­la­rı­mız­dan piş­man­lık du­ya­rız. Hal­bu­ki biz o işi çok iyi ve kâr­lı gör­müş­tük; yok­sa yap­maz­dık. Ev­de­ki he­sap çar­şı­ya uy­ma­ya­bi­lir. Ba­zen de bir işi iyi gör­me­yiz. Bu bi­ze za­rar ve­rir de­riz ve yap­mak­tan vaz­ge­çe­riz. Da­ha son­ra o işi ya­pan­la­rın çok kâr et­tik­le­ri­ni gö­rün­ce de; ey­vâh ben ni­çin o işi yap­ma­dım di­ye ha­yıf­la­nı­rız. Bu, bi­zim ak­lı­mı­zın az­lı­ğı­nı, kâ­fi gel­me­di­ği­ni gös­te­ren en açık de­lil­dir... Ak­lı­mı­zın ka­fi gel­me­di­ği­ni en iyi bi­len Rab­bi­miz, bi­ze acı­ya­rak; bi­zi yal­nız ak­lı­mı­za bı­rak­ma­dı. Pey­gam­ber­ler gön­der­di. Ki­tap­lar in­dir­di. En doğ­ru ola­nı­nı öğ­ret­ti. On­la­rı din­ler­sek, hiç­bir za­man piş­man ol­ma­yız. Din­le­mez ve emir­le­ri­ne uy­maz­sak hiç­bir za­man hu­zur bu­la­ma­yız! ON­LAR­DAN ÖĞ­REN­DİK­LE­Rİ­MİZ 1- Bi­zi ya­ra­tan ve ya­şa­tan Rab­bi­mi­zin var­lı­ğı­na ve bir­li­ği­ne iman et­me­miz­dir. Bir mem­le­ket­te iki pa­di­şah, bir vi­la­yet­te iki va­li, bir ara­ba­da iki şo­för ol­ma­ya­ca­ğı gi­bi; bü­tün Pey­gam­ber­ler (aley­hi­müs­se­lâm) ima­nın al­tı şar­tı­nı üm­met­le­ri­ne ay­nen bil­dir­miş­ler­dir. Bu hu­sus­ta ek­sik ve­ya faz­la­lık yok­tur. İba­det­ler­de ve on­la­rın edâ edi­liş­le­rin­de ay­rı­lık­lar ol­muş­tur. 2- Rab­bi­mi­zin biz­den is­te­dik­le­ri­ni, ne­le­rin farz, han­gi­le­ri­nin ha­ram ol­du­ğu­nu, biz­le­re açık ve se­çik bir şe­kil­de bil­dir­di­ler. Farz kı­lı­nan iba­det­le­ri yap­ma­mız­da ve ha­ram olan­lar­dan sa­kın­ma­mız­da Al­la­hü te­âlâ­nın hiç­bir men­fa­ati yok­tur. Ola­maz da! Bi­zim için fay­da­lı ol­duk­la­rın­dan ve bi­zi sa­ade­te er­dir­me­ye se­bep ol­duk­la­rın­dan, emir­ler ve ya­sak­lar bil­di­ril­miş­tir. Ha­dis-i kud­si­de bil­di­ri­li­yor: İlk in­san­dan son ya­ra­tı­lan in­sa­na ka­dar ta­ma­men Rab­bi­ne ita­at et­se­ler, ha­ram­lar­dan sa­kın­sa­lar, hiç gü­nâh iş­le­me­se­ler Al­la­hü te­âla­nın kud­ret ve azâ­me­ti art­maz! Yi­ne bü­tün in­san­lar ve cin­ler onu hiç ta­nı­ma­sa­lar, hiç iba­det yap­ma­sa­lar, bü­tün gü­nâh­la­rı çe­kin­me­den iş­le­se­ler, bu da onun kud­ret ve azâ­me­tin­den hiç­bir şey azalt­maz!.. 3- Bi­ze doğ­ru yo­lu gös­ter­di­ler. Han­gi yo­lun cen­ne­te, ebe­di sa­ade­te gö­tür­dü­ğü­nü bil­dir­di­ler. Yok­sa biz, ak­lı­mız­la bu­nu na­sıl an­la­ya­bi­lir­dik? 4- Bi­zim için gü­zel ör­nek ol­du­lar ve bi­ze gön­de­ri­len Pey­gam­ber­ler biz­den se­çil­di. Me­lek­ler­den ol­sa­lar­dı; on­la­rı ör­nek ala­maz­dık. Çün­kü on­lar ye­mez, iç­mez, uyu­maz ve has­ta ol­maz­lar!.. 5- Biz­le­re cen­net ni­met­le­ri­nin ne ka­dar gü­zel ol­du­ğu­nu, dün­ya ni­met­le­ri gi­bi ge­çi­ci ol­ma­dı­ğı­nı bil­dir­di­ler. Ce­hen­ne­min şid­de­ti­ni, yan­ma­nın ne ka­dar acı ver­di­ği­ni an­lat­tı­lar. Dün­ya­da iken yan­mak bir­kaç da­ki­ka sü­rer. İn­san ölün­ce bu acı bi­ter. Ce­hen­nem­de yan­mak ise çok uzun sü­re; ve/ve­ya ebe­di­dir. Ce­hen­nem ate­şi ile dün­ya­da­ki ateş de mu­ka­ye­se edi­le­mez. BÜ­TÜN KÖ­TÜ­LÜK­LE­RİN BA­ŞI!.. 6- İn­san­la­rın yü­zü­nü ve ga­ye­si­ni dün­ya­dan çe­vi­rip, ahi­re­te yön­len­dir­di­ler. Dün­ya; in­sa­nı ça­buk al­da­tır. Ne­fis ve şey­ta­nın en gü­zel si­la­hı­dır dün­ya... "Dün­ya sev­gi­si bü­tün kö­tü­lük­le­rin ba­şı­dır." İn­san­la­rın bir­bir­le­ri­ne düş­man­lık et­me­le­ri, ha­sed et­me­le­ri, ki­bir­len­me­le­ri ve zu­lüm yap­ma­la­rı hep dün­ya­yı sev­mek­le mey­da­na ge­lir. 7- Ce­nab-ı Hak (cel­le ce­la­lü­hu) in­san­la­ra akıl ver­mek­le bir­lik­te yu­ka­rı­da be­lirt­ti­ği­miz ni­met­le­ri de ih­san ede­rek; teb­li­ği­ni ta­mam­la­mış­tır. Tek­lif ve teb­liğ yap­ma­dan, im­ti­han et­me­den kul­la­rı­na azap ver­me­si o Azi­müş­şan'ın ada­le­ti­ne uy­gun düş­mez­di. Mül­kün sa­hi­bi olan için tek­lif et­me­den de ce­za ver­mek müm­kün idi. Ken­di mül­kün­de ta­sar­ruf eder. Bu­na rağ­men suç­suz ola­na be­lâ ver­me­di ve ver­me­ye­cek­tir de.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.