O'na ümmet olmak...

A -
A +

Peygamber efendimiz aleyhisselâm milâdi takvime göre 20 Nisan 571 tarihinde dünyamızı ve bütün kâinatı şereflendirdi. İlk insan ve ilk peygamber olan Âdem aleyhisselâmdan beri gönderilen bütün peygamberler onun geleceğini müjdelemişlerdi. Kendi zamanlarında gelecek olursa ona iman edeceklerini ve ona tabi olacaklarını kabul ettikten sonra peygamber olabilmişlerdi. Bu husus Al-i İmran Suresi 81. ayet-i kerime ile sabittir. YARATILMIŞLARIN EN ŞEREFLİSİ Bu mukaddes doğuma peygamberlerle beraber melekler, canlı cansız bütün varlıklar sevinmişlerdi. Nasıl sevinmesinler ki; Âdem babamızın tevbesi onun vesilesi ile kabul olundu. Nuh aleyhisselâm onun sayesinde tufandan kurtuldu. İbrahim aleyhisselâm ona sığındığı için alevleri göklere yükselen o korkunç ateşten yanmadan çıktı. Yusuf aleyhisselâmın önce kuyudan sonra zindandan çıkması, Mısır'ın sultanı olması ve aynen kendisi gibi peygamber olan babasına kavuşması, Musa aleyhisselâmın Asa'sı ve ışık saçan mübarek eli, Eyyüb aleyhisselâmın şifa bulması, İsa aleyhisselâmın mucizeleri hep onun hatırı için vâki olmuştu... Nisanın yirmisinde Nebilerin ve velilerin efendisi, yaratılmışların en şereflisi, âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm binlerce seneden beri hasretle bekleniyordu. Rabbimizin bizlere en büyük ve en kıymetli hediyesi o mübarek zattır. O olmasaydı hiçbirimiz olmazdı. Maddî ve manevî varlığımızın sebebidir. Rabbimiz Enbiya suresi 107. ayet-i kerimesinde Peygamberimize hitaben: "Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." Bu ayet-i kerime nazil olunca Peygamberimiz Cebrâil aleyhisselâm'a sorar: "Sen de benim rahmetimden faydalandın mı?" O da böyle cevap verir: "En büyük faydayı ben elde ettim ya Resulallah! Şöyle ki: Malum olduğu gibi İblis ile beraber binlerce sene cennette ibadet ettik, başına gelenler malumdur. Bunun için biz de hep korku içinde yaşıyorduk. Bizim de başımıza bunun gibi felâketler gelebilir mi? Size indirilen Kur'an-ı kerimin Tekvir suresi 20. ayetinde Rabbimiz benim için şöyle buyurdu: "O güçlüdür, Arş'ın sahibinin katında da itibarı vardır." Bundan sonra artık İblisin başına gelenler, bizim başımıza gelmez diyerek huzura kavuştuk..." MUTLULUKLARIN EN GÜZELİ... Asr-ı saadetten önceki döneme cahiliye devri denir. Bu dönemde insanlar yaratıcısını ve yaratılış gayesini çoktan unutmuş, kendi elleri ile yaptıkları putlara ibadet eder olmuşlardı. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor, güçlü olan zayıfı eziyordu. Haksızlığa uğrayan ise hakkını elde edeceği bir merci, bir yardımcı da bulamıyordu, sadece üzüntülerini içine gömerek bekliyordu başka da çaresi yoktu. Kötülük yapanın yaptığı yanına kâr kalıyordu. Peygamber efendimizi tanımak, onu çok sevmek ve O'na ümmet olmak mutlulukların en güzelidir. Onun ümmeti, ümmetlerin en hayırlısıdır. Biz de en hayırlı ümmetin bir ferdi olduğumuzdan Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır. Yüce Rabbimiz bizleri kavuştuğumuz bu büyük nimetin kıymetini bilenlerden eylesin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.