Şükür, rahmet ayına kavuştuk

A -
A +

"Âdemoğlunun bütün amelleri kendisi içindir, oruç hariç. O, benim içindir. Yemesini içmesini, nefsâni arzularını benim için terk ediyor, onun karşılığını da ben vereceğim."

Bugün oruçluyuz... Bizi, bir defa daha ramazan-ı şerîf ayına kavuşturan Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır. "On bir ayın sultanı", sünnetlere farz, farzlara ise en az yetmiş kat sevabın verildiği mübarek ay...

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim ramazan ayındaki faziletleri bilselerdi, bütün ayların ramazan olmasını temenni ederlerdi.)

Bu mübarek ay gelince Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselâm) şöyle buyururdu:
(Ramazan geldi. Bu ayda Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. Yazıklar olsun o adama ki; bu aya kavuşur, fakat Rabbimizin rahmetinin sağanak sağanak yağdığı bu ayda mağfirete kavuşamaz. Bu ayda kavuşamadıysa ne zaman kavuşacak?)

Oruç ibadeti, yalnız bu ümmete değil, diğer ümmetlere de farz kılınmıştı. Fakat onların orucu başka günlerde ve başka aylarda idi. Bize ise bu mübarek ayda farz kılındı. Kur'ân-ı kerîmin nazil olduğu, içinde bin aydan daha kıymetli Kadir Gecesinin bulunduğu bu ayın tercih edilmesi, nimet üstüne nimet oldu bizim için...

Oruç ibadetinin Kamerî aylarda olması da büyük nimet. Çünkü Ramazân-ı şerîf, her sene on veya onbir gün öne gelir. Otuzüç sene oruç tutan bir adam, senenin bütün mevsimlerinde, bütün aylarında ve günlerinde oruç tutmuş olur.

Bu ayda bizlere çok müjdeler var.

Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki:
(Ramazan ayını, oruç tutarak, ibadetlerle, haramlardan sakınarak, mükafatını Rabbinden bekleyerek geçiren mü'minin bütün günahları affedilir. Annesinden yeni doğmuş gibi günahsız olur.)

Orucun diğer ibadetlerden farkı, onda gösteriş yoktur. O, kul ile Rabbi arasındadır, başkalarının haberi bile olmaz. Meselâ; namaz kıldığımız zaman, bizim namazımızı beğensinler, takdir etsinler diye içimizden geçirebiliriz. Zekât verirken de aynı şeyleri düşünebiliriz. Hac, zaten topluca yapılan bir ibadettir, gizlenemez. Oruç, gizli bir ibadettir, kimse fark edemez, ondan ancak Yaratıcımızın haberi olur.

Bunun içindir ki, Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Âdemoğlunun bütün amelleri kendisi içindir, oruç hariç. O, benim içindir. Yemesini içmesini, nefsâni arzularını benim için terk ediyor, onun karşılığını da ben vereceğim."

Gösterişten, riyâdan uzak, Allah için yapılan ibadetler çok kıymetlidir. Nefse en zor gelen şey, ihlasla yapılan ibadetlerdir. Çünkü onda nefsin hiç payı yoktur.

Bu fırsatları kaçırmayalım, bir daha ele geçmeyebilir. Bir daha ramazan ayı belki gelir ama, biz görmeyebiliriz. Bırakın bir sene sonrayı, yarına çıkacağımız belli mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.