Bu dünyada sıkıntı çekmemek mümkün mü?

A -
A +
Dünya keyif sürmek yeri değildir. Nimetlerinde bile sade lezzet yoktur. Dünyada rahatlık beklemek seraptan su beklemeye benzer. Hayal kırıklığından başka insana bir şey vermez.


Bu dünya rahatlık ve saadet yeri değildir... Dünya eğer rahatlık yeri olsaydı, en fazla Peygamberler buna kavuşurdu. Halbuki en çok sıkıntıyı, üzüntüyü onlar çekmişlerdir.
Âdem aleyhisselâm asırlarca gözyaşı döktü. Nuh aleyhisselâm ile alay edildi, hakaretlere maruz kaldı. Gemi yapımında ne büyük sıkıntılar çekti.
İbrahim aleyhisselâmı ateşe attılar, yakmak istediler. Kendi öz ve biricik evladını kurban etmekle emrolundu. Oldukça ağır bir imtihandı bu. Denilseydi ki, çocuğunu birine kestir veya dağdan yuvarla parçalansın, yine daha kolay olurdu. Fakat emir kendi elinle kurban edeceksin.
Yakub aleyhisselâm Yusuf'una o kadar çok ağladı ki, mübarek gözleri kapandı. Yusuf aleyhisselâmın da imtihanı ağırdı; kuyuya atılması, köle olarak satılması, çirkin teklifle karşılaşması ve daha sonrasında da zindana girmesi...
Musa aleyhisselamın Firavun'dan çektikleri, memleketinden kaçışı, gurbet ellere gidişi, oralarda on sene çobanlık yapması gibi...
Eyyüp aleyhisselâmın hastalığı, bundan dolayı O'na iman edenlerin mürted olması ve O'nu terk etmesi, evlatlarının vefatı, bütün servetinin yok olması yanında senelerce yatağın esiri olması...
İsa aleyhisselâmın barınacak bir yuvasının olmaması ve fakirlikle hayat geçirmesi. Yahudilerden, putperestlerden gördüğü ezâ ve cefalar...
Zekeriyya aleyhisselâm ile Yahya aleyhisselâmın şehit edilmeleri...
Bizim Peygamberimiz aleyhisselâmın çektiği sıkıntılar diğerlerinden daha fazla idi. Tâif seferinde gördüğü hakaret, çocuklara taşlatıldıkları, mübarek ayakkabılarının kanla dolması ve onlara beddua etmemeleri.
Uhud muharebesinde çok sevdiği amcaları Hazreti Hamza ve diğer eshabının şehit olmaları gibi dayanılması çok zor sıkıntılar...
Demek ki, içinde yaşadığımız şu dünya keyif sürmek, rahat etmek yeri değildir. Nimetlerinde bile sade lezzet yoktur. Hem dişim olsun hem de ağrımasın dersek olmaz.
Dünyada rahatlık beklemek seraptan su beklemeye benzer. Hayal kırıklığından başka insana bir şey vermez.
Bir adam arkadaşına dua eder ve der ki; "Allah sana dünyada hiç sıkıntı vermesin." O da "sen benim ölümümü istiyorsun galiba" der: "Dünyada yaşayıp da sıkıntı çekmemek hiç mümkün müdür?"
Nasıl rahatlığa kavuşulur. Değişen, istikrarsız bir hayat yaşamaktayız. Hiç kimse kendinden emin değildir. Herkes hâlinden şikayetçi, kavuştuğu nimetleri az görür, gözü başka nimetlerde. Gözünü toprak doyurur ancak.
Bütün insanlarda korku vardır. Ölüm korkusu hastalık korkusu, fakirlik korkusu, sevdiklerinden ayrılma korkusu. Korku!.. Korku!.. Korkularla geçen bir hayatın ne tadı olur ki?!.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.