Hiç kimse, akıbetinin ne olacağını bilemez!

A -
A +

Cebimizdeki para bizim olmayabilir. Allah için harcadığımız para bizimdir. O, ne çalınır, ne de kaybolur. Emin bir yerde muhafaza edilir, en sıkıntılı günümüzde bize ulaşır...

Bu dünyada yaşayan hiçbir insan, akıbetinin ne olacağını bilemez, kendisini hangi sıkıntıların beklediğinden haberi yoktur. Bütün insanları dört yağma bekliyor:
1- Azrâil aleyhisselâm ve ona yardımcı olan melekler ruhumuzu yağmalayacak... Ölüm meleği ruhumuzu aldıktan sonra, salihlerin ruhunu rahmet meleklerine teslim eder. Kötü insanların ruhunu da azâp meleklerine bırakır. Böylece her ruh lâyık olduğu yere varır.
İnsan, ruhuyla insandır. O, ölmez. Vücudumuz, dünya seyahatini yapabilmemiz için bize bir at gibi yaratılmış, yolculuk son bulunca binekten inilir...
2- Vârislerimiz, malımızı yağmalayacaklar... Malımız, ne kadar çok olursa olsun kefenden fazlasını beraber götüremeyiz. O da çürüyecek. Gece gündüz demeden çalışarak biriktirdiğimiz servetimize, belki de hiç sevmediğimiz birileri gelir konar, afiyetle yemeye başlar. Hesabını da bize sorarlar!
Cebimizdeki para bizim olmayabilir. Allah için harcadığımız para bizimdir. O, ne çalınır, ne kaybolur, ne kokar ve ne de çürür. Emin bir yerde muhafaza edilir, en sıkıntılı günümüzde bize ulaşır.
3- Bedenimiz kabirdeki böcekler tarafından yağmalanacak... Böcekler de yağlı eti severler. Bunun için şişmanlamamaya dikkat etmeliyiz!
4- Son yağma da amelimize, sevaplarımıza olacaktır... Üzerimizde kul hakkı varsa alacaklılar toplanır, sevaplarımızı paylaşırlar. Birinin malını yemişiz, birini gıybet etmişiz, birine hased etmişiz, birini dövmüşüz. Bunlara hakları nisbetinde hayırlarımız dağılır. Sevaplar biter ve hâlâ alacaklılar varsa, bu defa onların günâhı alınır, bizim günâhımıza ilave edilir. Böyle birinin uğrayacağı akıbet bellidir.
Zengin olmak için ne kadar çaba harcıyorsak, onu muhafaza etmek için de o kadar çalışmalıyız. Yoksa elimizde, avucumuzda hiçbir şey kalmaz.
Zaten günâhlarımız oldukça çok, sevaplarımız ise azdır. Bu az olan hayırlarımıza sahip olmazsak sıkıntı çekeriz.
Rabbimizin rahmeti sonsuzdur, ümit kesilmez. Ne kadar çok günâh işlesek de tövbe ederek, tövbenin şartları yerine gelirse hiç günâh işlememiş gibi oluruz. Rabbimiz bizi annemizden daha çok seviyor. Hadis-i kutside bize bu müjdeyi vermektedir. Fakat kullarının merhametine güvenmemeliyiz. Onlar, haklarını bizden söke söke alırlar. Buna ihtiyaçları da çoktur. Olabilir ki; terazisinin hayır kefesi hafif kalır, bizdeki haklarını alırsa kurtulur. Bunu hiç kaçırır mı?
Bizim de terazimizin hayır kefesi ağır olabilir, fakat hak sahipleri bunları alınca günâhlar ağır basar ve büyük azaba kendimizi böylece atmış oluruz...

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.