İnsan Rabbini tanımazsa!..

A -
A +
Rabbimiz insanları kendi fıtratı üzerine yaratmıştır. İnsan, Rabbini tanımazsa, onu bulmaz, ona teslim ve tabi olmaz ise, rahat ve huzur bulması mümkün değildir. 
 
İnsanlar iki şeyden meydana gelmiştir. Biri "ruh", diğeri ise "ceset"tir. Dünyada yaşadığımız sürece ruhumuz, bedenimizin içinde beraberdirler. O halde ikisine de önem vermeliyiz... İtiraf edelim ki; vücudumuza verdiğimiz önemi, ruhumuzdan esirgiyoruz... Ruhumuzun gıdası, Yüce Rabbimizi tanıyıp, ona bağlanmak, emirlerini yapıp haramlarından sakınmaktır...
Bizim memlekette bir adam, kuluçkaya yatan bir tavuğun altına bir de ördek yumurtası koymuştu. Günleri dolunca yumurtalardan civcivler çıktı. Tabiidir ki, ördek yumurtasından da ördek yavrusu çıktı. Anne tavuk, civcivlerini dolaştırıyordu. Bahçelerinde küçük bir havuz vardı, oraya yaklaşınca yavru ördek atlıyor ve yüzmeye başlıyordu. Anne tavuk "yavru"sunun suya düştüğünü sanarak, onu kurtarmaya çalışıyor, girmeye de cesaret edemiyor, sadece havuzun kenarında çırpınıp duruyordu. Ev halkı tavuğun çırpınışını duyunca meseleyi anlıyor ve biri gelip o yavruyu sudan çıkarıyor ve havuzdan uzaklaştırıyordu... Bir zaman sonra tekrar aynı hadise meydana geliyor; suyu gören ördek yavrusu dayanamıyor, hemen atlıyor ve zevkle yüzmesine, anne tavuk da çırpınışlarına devam ediyorlardı...
Şimdi burada dikkatimizi çeken veya çekmesi gereken bazı hususlar vardır. Birincisi, bu ördek yavrusu, yüzmeyi nereden, ne zaman ve kimden öğrenmişti?!. Hiç kimseyi yüzerken görmemişti, ne annesini ve ne de kardeşlerini. Yüzme kabiliyeti onun fıtratında (yaratılışında) vardı, birinin ona yüzmeyi öğretmesine gerek yoktu. O, öğrenmiş olarak yumurtasından çıkmıştı.
İkinci husus; bu yavru ördek, o suyu bulamasaydı, yüzemeseydi, içinde büyük bir boşluk hissedecekti, bir arayış içinde olacaktı. Bu aradığı şeyin su olduğunu, bulursa, yüzerse huzur bulacağını belki de bilmeyecekti; ama, bu sıkıntıyı ve arayışı, hep içinde taşımak zorunda kalacaktı ömür boyu...
Dünyanın en güzel bahçesinde dolaştırsaydınız, en güzel kümesinde yatırsaydınız, ördeklerin en çok sevdiği gıdaları yedirseydiniz, yine de onu mutlu edemezdiniz. Yüzünce, suya kavuşunca, içindeki sıkıntısı bitebilirdi...
Aynen bunun gibi, insanları, Rabbimiz kendi fıtratı üzerine yaratmıştır. İnsan da, Rabbini tanımazsa, onu bulmaz, ona teslim ve tabi olmaz ise, rahat ve huzur bulması mümkün değildir. En lüks arabanın sahibi olsa, en güzel villalarda otursa, en nefis yiyecekleri yese ve içse, yine de içinde büyük bir boşluk hissedecek, bir arayış içinde ömrünü geçirecek, fakat mes'ud ve bahtiyar olamayacaktı hiçbir zaman.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.