"Âhir ömrümü nerede geçirsem?"

A -
A +
İslam âlimlerinin büyüklerinden Süfyan-ı Sevrî rahimehullah "âhir ömrümü nerede geçirsem?" diye çok düşünür. Etrafındakilere sorar: "Nereye yerleşsem acaba?"
 
Güzel yerlerde yaşamayı kim istemez?.. Hayat kısa da olsa insan rahat edebileceği beldeleri seçer, havasına, suyuna, yeşiline bakar. İmkânı olan sayfiyelere çekilir, varidatını mesud bahtiyar geçirmek için harcar.
Peki maddiyat tek başına insana huzur verebilir mi? Ne yazık ki hayır, müreffeh ülkelerde intihar vakalarına daha çok rastlanıyor zira.
Evin ne kadar bakımlı olursa olsun, bulunduğun belde sıkıntılı ise mutlu olamazsın. Cüzdan zenginliğinin yanı sıra mânâ zenginliği de lâzım, mâlum kuş tek kanatla uçamaz.
İslam âlimlerinin büyüklerinden Süfyan-ı Sevrî rahimehullah da "âhir ömrümü nerede geçirsem?" diye çok düşünür. Etrafındakilerle istişarede bulunurlar: "Nereye yerleşsem acaba?"
-Efendim Bağdat'a ne dersiniz? Abbasi Devletinin başkentidir. Sahabe-i kiramın ve evliyanın büyükleri burada yaşamışlar. Ki içlerinde fıkıh ilminin bânisi İmâm-ı a'zâm rahimehullah hazretleri de var...
Bu teklif Süfyan-ı Sevrî hazretlerinden kabul görmez. "Bağdat valileri, halka zulmediyor, baskı yapıyorlar. Bunlar her vicdan sahibi gibi bizi de yaralar. Mazluma yardım gibi bir şansımız olsa düşünmeyiz ama ihtimal hükümet adamları bildiklerini işleyecek, bize sormayacaklar..."
Bir grup ise Şâm-ı şerîfi tavsiye eder. Ona da razı olmaz. "Gerçi Şâm-ı şerîf Peygamberimiz aleyhisselamdan dua almıştır, beş yüzden fazla Eshab-ı kiram kabri vardır. Fakat halkı aşırı derecede hürmetkârdır. Âlimleri salih insanları parmakla gösterir, etrafında dolanırlar...
Son olarak Mekke-i mükerreme teklif edilir. Görünüşte caziptir. Müslümanların beş vakit namazda yöneldikleri Kâbe-i muazzamaya yakın olmayı kim istemez? Ki Kâbemiz sevgili peygamberimizin vücuduna temas eden toprak hariç, kâinatın en kıymetli yeridir. Orada kılınan bir namaz yüz bin namaza bedeldir. Bundan kârlı ticaret olmaz...
Mübarek biraz düşünür ve "hayır" der, "Orada kalmaya da cesaret edemem, zira mükerrem beldede kalpten geçirilen günahları bile soracaklar. Diğer yerlerde ise işlenmedikçe yazılmaz.
Mübarek nihayet Bağdat, Şam ve Mekke tekliflerinden çekinir ve Basra'ya yerleşmeye karar verir... Basra yılları hakikaten bereketli geçer ve orada da vefat ederler. Rabbimiz şefaatine nail eylesin... 
Biz de ahir ömrümüzde birçok İslam beldesini gördük. Başta Harameyn-i şerifeyn olmak üzere Şam, Hama, Humus, Busra, Neva, Kahire, İskenderiyye, Tanta, Taşkent, Semerkant, Buhara, Serhend, Delhi ve Agra'da mümin kardeşlerimizle tanıştık ve büyüklerimizin kabirlerini ziyaret ettik. Sonra döndük yine yurdumuza geldik.  
Hasılı ne Van'ı unutabilirim, ne de ayrılabilirim İstanbul'dan!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.