Dünya hayatı bir hayal, rüya gibidir

A -
A +

Geçirdiğimiz ve bir daha ele geçiremeyeceğimiz altın değerindeki koca bir senemizin muhasebesini yapmalıyız...

 
 
Bugün 3 muharrem... Geçen salı günü hicri 1440 yılına girmiş bulunuyoruz... Ömrümüzün bir senesi daha gitti. Kabir hayatına biraz daha yaklaştık. Ömür takvimimizden bir yaprak daha düştü...
Seneler gün gibi geçiyor, nefeslerimiz sayılı, her nefes alışverişimizde bir sayı azalıyor...
Dünya hayatı bir hayal gibidir, rüya gibidir. İnsan rüya gördüğü zaman onu gerçek zanneder, güzel rüyada tebessüm eder, sıkıntılı olanda ise terler, rengi değişir. Ama, bunların hepsi uyanınca biter. Gerçek zannettiği sevindiği, üzüldüğü şeyler meğer bir rüya imiş...
Meşhur bir söz vardır:
"İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar..." İnsanoğlu da ölünce yaşadıkları, gördükleri, yaptıkları ona rüya gibi gelecektir. O zaman dünya hayatının ne mal olduğunu anlar fakat iş işten geçmiştir artık…
Yeni bir senenin farkı sadece rakamların değişimi olmamalıdır. Geçirdiğimiz ve bir daha ele geçiremeyeceğimiz altın değerindeki koca bir senemizin muhasebesini yapmalıyız.
Maddi ve manevi yönden geçirdiğimiz yılda ne kazandık, ne kaybettik. Kârda mıyız, zararda mı? Kârda isek bunu yeni yılda arttırmaya çalışmalıyız. Zararda isek sebeplerini araştırmalı ve bir daha zararlı çıkmamak için kendimizi hazırlamalıyız.
Kıyamet günü insanlar tekrar dünyaya gelebilmek için çok yalvaracaklar, bir fırsat daha tanınırsa bu defa çok iyi olacaklarını, her şeyi gördüklerini söyleyecekler; fakat bu istekleri yerine getirilmez. Onlara şöyle cevap verilir:
"Ahmak adam sen dünyadan gelmiyor musun? Sana her şey apaçık anlatılmadı mı?.."
İdraki ile şereflendiğimiz Muharrem ayı Hicri senenin ilk ayıdır.
İslamın güneşi Mekke-i Mükerreme’de doğdu fakat Hicretten sonra Medine-i Münevvere’den bütün kâinatı aydınlattı…
Daha önceden korkmadan namaz dahi kılamayan müminler, huzur içinde bütün ibadetlerini yapar hâle gelmişlerdi. Devlet reislerine mektuplar gönderiliyor, imana davet olunuyorlardı. Hidayete lâyık olanlar imanla şerefleniyor, ebedi saadete kavuşuyorlardı. Hicretten sonra kurulan İslâm devleti çok kısa zamanda o kadar güçlendi ki, asırlarca dünyaya hükmeden Roma ve İran imparatorluklarını dize getirdi. Daha düne kadar kendilerine yapılan zulüm ve baskıya dayanamayarak iki defa Habeşistan'a hicret edilmişti...
                 ***
Sene-i devriyesini idrâk ettiğimiz Hicret o kadar büyük nimetlere vesile oldu ki, tarif edilemez. Boğulmak üzere bulunan beşeriyete can simidi gibi oldu, ona tutunan kurtuldu.
Muharrem ayı çok mübarek bir aydır. "Şehrullah" (Allah'ın ayı) diye tarif olunmuştur. Bu ayın onuncu günü Aşure Günüdür. Rabbimiz bu yeni yılı hepimize ve bütün İslâm âlemine hayırlara vesile kılsın. Âmin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.