Kuğuların güreşi!

A -
A +
Başlığa bakınca “kuğu” güreşir mi diyeceksiniz biliyorum. Benim sözünü edeceğim kuğular başka, bu kuğular farklı. Şair Yavuz Bülent Bâkiler, teşbihte hata olmaz derler ya “Nerdesiniz” adlı şiirinde genç kızlarımızdan “kuğu” diye söz etmekte… Geçtiğimiz akşam TGRT Haber’i izliyordum ve bir an bir görüntü ekrana geldi. İlk anda yerdeki iki kişiyi güreşiyor zannettim lakin spikerin sesine kulak verince bu iki kişinin aslında iki genç kız olduğunu anladım. Meğerse bu iki genç kızımız, bir erkek için dövüşüyorlarmış! Hele birisi vardı ki ötekini altına almış saçlarından kavrayıp öfkeyle ve öldüresiye kafasını yere vurup duruyordu. İşin tuhafı da bu görüntüleri kaydedenler de erkek çocuklardı. Muhtemelen tezahürat bile yapıyorlardı. Sonunda birkaç yetişkin insan geldi de güçlükle ayırdı kızları… Açıkçası bu görüntü beni kahretti. Utandım, yüreğim sızladı, geleceğimiz adına bir kez daha umutlarım karardı zira bu ilk gördüğüm, duyduğum vaka da değildi. Daha önceleri de bir erkek için kız kıza kapışan, birbirini bıçaklayan, hastanelik eden pek çok vaka gördüm. Bu toplum olarak pek alışkın olmadığımız bir durum olduğu için açıkçası tuhafıma da gitti. Hani söz konusu erkek, birinin nişanlısı olur, sözlüsü olur, kocası olur şiddet uygulamak, böylesine kavga etmek hiç doğru olmasa da onaylamasak da yine de insan az çok anlayabilir. Bu gencecik kızların herhangi birisi için, alelade bir erkek için böylesine sokak ortasında saç başa kapışması gerçekten de tuhaf ötesiydi… Benim şaşırdığım şey daha yirmi otuz sene önce bir erkekle kızın görüşmesi, konuşması, el ele tutuşması hiç hoş karşılanmazken bu toplum nasıl oldu da bir anda böylesine hoşgörülü oldu? Herhangi bir erkek için birbirlerini yaralamaya kadar giden, caddelerde kavgaya tutuşan, sosyal medyada birbirlerini tehdit eden, bu uğurda suç işleyip mahkemelere kadar düşen genç kızlarımız neden böylesine ölümcül hatalar yapmaya başladı? Kızlarımızı neden eğitemiyoruz acaba? Yarınımızı, ailelerimizi teslim edeceğimiz genç kızlarımız bu aşk meşk olaylarına neden bu kadar erken yaşta başlıyor, bunu tetikleyen nedenler nelerdir kabilinden pek çok soruya cevap aramak zorundayız. Kadına şiddet meselesini tartıştığımız şu günlerde kadının kadına, genç kızların birbirlerine olan şiddetini de masaya yatırmanın vaktidir diye düşünüyorum. Evlilik kurumunun hızla irtifa kaybettiği, erkeklerin evlenmekten kaçınmaya başladığı şu yılları belki gelecekte mumla arayacağız. Vakit geç olmadan bu sorunlara çözüm bulmak mecburiyetindeyiz. Yavuz Bülent Bakiler’in “kuğu” diye tabir ettiği genç kızlarımızı her türlü yıkıcı hadiseden korumak ve kollamak zorundayız. Son günlerde ekranlara gelen TV dizilerine baktınız mı? Özellikle özel kanallarda kadın erkek ilişkisi ve aşk ilişkisi dışında da gündelik hayatta bir sosyal yaşantı olduğuna, hayata, iyiliğe, güzelliğe, doğruluğa dair, yarınlara dair bir dizi var mı? Kadınlarımıza, genç kızlarımıza örnek olacak yapımlar maalesef ki yok! Vakar sahibi, manen donanımlı, sevgi, şefkat ve merhamet dolu, değerler manzumesini sonuna kadar sahiplenmiş kızlarımızla ancak güçlü ve sağlıklı bir gelecek kurabiliriz… Şiire dönersek, şöyle diyor Yavuz Bülent Bakiler: Önceleri yurdumun ak tenli kızlarınınTürküler gibi içten sıcak hâlleri vardıKızlar ki ince, uzun mahzun kuğulardıKuğularım nerdesiniz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.