Bu ne rezillik!

A -
A +
Devir hızla değişiyor.
Bu değişim iğneden ipliğe hızla ve teklifsizce gerçekleşiyor… Toplumsal hareketleri gelenek ve töreden çok ne yazık ki internet, televizyon ve sosyal medya şekillendiriyor.
Bu hızlı ve engellenemez toplumsal değişim öyle hızlı ki maalesef sel misali dokunduğu her değeri, her normu ve güzelliği sürüklüyor, aşındırıyor ve en kötüsü de ağır yıkımlara sebep oluyor.
Önceki gün bir televizyon programında bir ailenin en özel meseleleri gözler önüne serilirken arkasından gelen ve ortaya saçılan gerçekler kanımızı dondurdu. Doğurduğu çocukların babalarını bilmeyen bir anne müsveddesi kadın, utanmadan, sıkılmadan, yüzü kızarmadan işlediği günahları anlattı durdu...
Ve bu rezillik ne yazık ki önemli bir TV kanalında millete güya “program” adı altında sunuldu. Ve buna benzer hikâyeler iyice örneklendirildi, uzun uzadıya anlatıldı ve konuşuldu ve bizlere “bu ne rezillik” dedirtti…
Üzücü olan, bizleri kahreden husus ise bu kabilden yayınların geniş kesimler tarafından ilgiyle takip edilip izlenmesi… Ve bunu fırsata çeviren güya yerli ve millî kanal diye kendini pazarlayan yayın organlarının el üstünde tutulması…
"Bu topluma neler oluyor? Bu topluma birdenbire ne oldu!" diye sormak, bu olup biten tuhaflıkları sorgulamak, çareler aramak, teşhis ve tedavi süreçlerini konuşmak gerekmez mi peki?
Maalesef bu toplumun bütün öğretilerinin, gelenek ve göreneklerinin artık can çekiştiğini görmek mecburiyetindeyiz. Her akşam açık oturum programlarında neredeyse istisnasız siyaset konuşanlar, siyasetin dışında memlekette neler olup bittiğine kafa yormayanlar özellikle “aile” mefhumunun nasıl bir yıkım içinde olduğunu görmek istemeyenlere de artık söyleyecek sözümüz kalmadı!
Aile ve toplum çöküyor beyler bayanlar!
Bu gerçeği sadece TV programlarına yağan başvurulara bakarak anlayabilirsiniz. Kocasını âşığına öldürten, “Onları sevmiyorum” diyerek kendi öz çocuklarını terk edip, evli kapıcıya kaçan ve onun çocuklarına güya analık yapan evli barklı anacıkların hızla çoğaldığını siz görmek istemeseniz de bütün toplum görüyor ve kanıksıyor.
Yine kızıp hayatını paylaştığı, çocuklarının anasını öldüren erkek müsveddelerinin bu davranışlarının kaynağını araştırmak çok mu zordur? Bir yılda tam 340 kadını katleden bu erkeklere ne oldu? Sorularına cevap aramak mecburiyetindeyiz… Cevap yok lakin internet ve medyada bol bol cinayet resimleri var! Bu yayınlar neden yapılıyor? Bu örneklerin topluma ne kadar zarar verdiğini görmüyor musunuz?
Bu menfi örneklerin reyting için pervasızca topluma sunulması gerçekten ibretlik! Kötü örnekler reyting toplarken güzel ve asil olan hiçbir şey taraftar bulmuyor artık!
Dizilere hiçbir denetim uygulanmıyor! Bir tane normal hayatı anlatan dizi yok maalesef. Evlerin tümü villa, malikâne! Ve her evde düzinelerce hizmetçi, bahçıvan, şoför çalışıyor güya… Kadınlar çok güzel giyinip, geziyorlar ve entrika peşinde koşuyorlar… Zengin kız, fakir oğlan hâlâ birincil meselemiz…
Yani hakikat hiçbir yerde mevcut değil. Hakikatin canına okumuş durumdayız… Yer gök apartman katlarıyla kuşatılmışken bu yapımlarda ne ilginçtir ki bir tek apartman dairesi yok, para pul sıkıntısı da yok, toplu taşıma araçlarında ayakta yolculuk yapma yok, pazar alışverişi yok… En önemlisi de değerlerimiz yok!
Bir de gerçek hayatta zengin, zengin olanın peşindedir daima… Öyle olağanüstü, şaşırtıcı bir olayla insanların hayatı değişmiyor. Hasılı tepeden tırnağa yalanlarla, gerçekle ilgisi olmayan algılarla bir toplumun genetiği değiştiriliyor! Herkes, hepimiz seyirci lobisinden olup biteni seyrediyoruz. Ve hiç kimse hiçbir şey yapmıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.