Türkiye’nin Afganistan misyonu!

A -
A +
NATO Zirvesi’nde Afganistan başrolü kaptı!
Afganistan sadece bir güney Asya ülkesi değil, bütün Türk dünyasını da yakından ilgilendiren, özellikle son günlerde “Güney Türkistan” üzerinden sık sık adını duyduğumuz ve ilgi alanımıza giren önemli bir ülke.
Güney Türkistan meselesi sadece Türkiye’nin değil bilhassa Özbekistan ve Kazakistan’ın da yakından takip ettiği ve acilen çözülmesi gereken bir sorun olarak ortada duruyor.
Peki Türkiye, Afganistan’da bir misyon üstlenmeli midir? ABD ve NATO’nun bu önerisine nasıl yaklaşmalı? Bu soruları üç kıymetli akademisyene sorduk.
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, meseleye çok farklı bir noktadan dikkat çekip şunları söyledi:
“Konu her ne kadar Türkiye’nin Hamid Karzai Uluslararası Havaalanının güvenliğini sağlaması ekseninde konuşulsa da aslında Türkiye’nin Afganistan’la ilişkisi ve ilgisi ne sadece havalimanı ne de NATO misyonuyla sınırlı. Türkiye-Afganistan ilişkileri köklü bir geçmişe sahip. Dolayısıyla Türkiye’nin Afganistan’da kalmaya karar vermesi sadece ticari veya kısa vadeli politik mülahazalarla değil; daha geniş bir perspektiften değerlendirilmeli. Başta Afganistan hükûmeti olmak üzere diğer paydaşlarla iş birliği içinde yapılacak kapsamlı bir planlamayla Türkiye’nin Afganistan’da kalması üç açıdan önem arz etmekte.
Bunlardan birincisi Afganistan’ın güvenliğine ve istikrarına destek vermek, ikincisi bölgesel istikrara katkı sağlamak ve üçüncüsü de Türkiye’nin Afganistan’ı da içeren daha geniş bir coğrafyayla daha yakın ilişkiler geliştirmesine vesile olmak...”
Uzun zaman Afganistan’da görev yapmış bir isim, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Araştırmacısı Dr. Murat Aslan da bizlere şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan’da NATO ve ABD millî unsurlarının geri çekilmesiyle Türkiye’nin misyon üstlenmesinin bazı şartlarla mümkün olduğunu belirtti. Bunların başında maliyetin tüm İttifak; özellikle ABD tarafından üstlenilmesi ve bazı alanlarda ilave desteğin verilmesi geliyor. Batı dünyasının İslâm coğrafyasına erişiminin ancak Türkiye üzerinden olabileceği bu gelişmeyle anlaşılmış oldu. Afganistan’da siyasi bir çözüm başarılırsa, Türkiye’nin Afganistan misyonu siyasi ve askerî bir sembol olarak Afganlara güven verebilecek…”
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşad Zorlu da görüşlerini şöyle ifade etti:
“Türkiye uzun süredir hatta Cumhuriyet döneminde Afganistan’ın yanında oldu. Ama ayırt edici özelliği oradaki çatışmaların tarafı olmaması ve halkın huzurunu, bütünlüğünü, ilerlemesini esas alan bir ilişki yürütmesiydi. Sahadaki etkinliğini ve gücünü de buradan alıyordu. NATO zirvesinin ardından iddia o ki Türkiye NATO’nun çekilmesi sonrası orada bulunmaya devam edecek. Yine öncesinde olduğu gibi eğitim, kültür ve teknik yardımın icrası vs. ise elbette Türkiye’nin buna hakkı ve doğal bir yetkisi vardır ancak muharip bir güç olarak oraya girmesini doğru bulmuyorum. Macaristan, Pakistan gibi ülkeleri yanına alarak bir farklılık olur mu? Bu yönelim bana mantıklı gelmiyor. Üstelik orada ne yaparsanız yapın ABD YPG’den vazgeçecek mi? Asıl soru ve çıkmaz budur!..”
Türkiye’nin Afganistan’da bulunması hem Orta Asya’nın hem de Güney Asya’nın yakın ve uzak gelecekte daha istikrarlı bir coğrafyaya dönüşmesine zemin hazırlayabilir. En azından Güney Türkistan’da asayişin normale dönmesine, soydaşlarımızın huzur ve güveninin teminine katkı sağlama potansiyeli bulunmaktadır.
Öyle görünüyor ki önümüzdeki günlerde de hem Afganistan’ı hem de Güney Türkistan’ı konuşmaya devam edeceğiz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.