Dersler yarım saat olmalı!

A -
A +

Artık güz mevsimine giriyoruz. Yağmurların önü açıldı.

Yağmur, çamur, soğuklar, bundan böyle okulların fiziki şartlarını menfi anlamda zorlayacak. Bugün ilk ve ortaokullarda günde 6 saat, liselerde ortalama 8-10 saat ders yapılıyor. Ve bu derslerin her biri 40 dakika! Okullarda değişkenlik gösterebilse de bu derslerin arasında 10’ar dakika teneffüs, bir saat de öğlen yemeği arası var…

Sabah dokuz ile akşam saat 16.30 arasında eğitim öğretim devam ediyor. Pandemi şartlarında “maske, mesafe, hijyen” kurallarının çok önemli olduğunu söyleyen Bilim Kurulunun 30-40 öğrencinin bulunduğu sınıflarda mesafenin nasıl olacağını da söylemesi gerekiyor!

Ne yazık ki söyleyemez zira sınıflarda artık mesafe yok!

Öğrenciler yan yana oturuyor, kantinlerde öğlen vakti tıkış tıkış yemekler yeniyor, toplu taşımaya sırt sırta biniliyor ve özellikle yaşı küçük olanlar kurallara riayet etmiyor! Saatlerce maske ile ayakta ders anlatan öğretmenlerin durumunu ise hiç söylemeyeyim zira onların işi gerçekten de en zor olanı...

Okulların açık tutulmasıyla ilgili olarak mevsim şartlarına uygun bir revizyona ihtiyaç olduğu açıktır zira mevsimsel şartların, öngörülen tedbirleri zayıflattığı da ortadadır. Uzun süre bu kalabalık ortamda maske kullanmak durumunda kalmak hem öğrenciler hem de öğretmenler için çeşitli sıkıntılara sebep olmaktadır.

Evet okullar pandemi şartlarında ilk açılan ve hiç kapanmayan kurumlar olmalı kesinlikle. Lakin alınacak kararlar ve kurallar ile bu uygulanabilir ve sürdürülebilir olmalı. 40 dakika boyunca maskeyle sınıfta 30-40 kişinin bir arada durması büyük problemdir. Kış şartlarında kapı ve pencereleri sürekli açık tutamazsınız, bu havalanmayan ortamlarda sadece korona değil, piyasaya çıkmaya hazırlanan nezle ve grip de kendine mükemmel bir ortam bulacaktır.

Okulların işi bu yıl gerçekten de zor.

Millî Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer, önceki gün yaptığı açıklamada “Okulların açık olması bir millî güvenlik meselesidir” ifadesini kullandı ki buna katılmamak mümkün değildir. Tam bir buçuk yıl yüz yüze eğitimden uzak kalan çocuklarımızın en fazla sosyalleştikleri ve kendilerini buldukları mecraların başında gelen okulların önemi ve kıymeti pandemi süresince daha iyi anlaşıldı. 

Fiziki imkânları müsait olan okullarda ders saatlerinin yarım saate indirilmesi, sınıfların ikiye bölünerek ikili eğitime geçilmesi, bazı derslerin uzaktan verilmesi kabilinden bir revizyon, okulların kış aylarını daha az sorunla geçirmesi anlamında faydalı olabilir. Matematik, fizik, kimya, biyoloji, Türk dili ve edebiyatı vb. yüz yüze yapılması elzem olan dersler dışındaki birçok ders uzaktan da yapılabilir kanaatindeyim.

Bu arada gözden kaçan veya görmezden gelinen toplu taşıma araçlarının durumu ivedilikle masaya yatırılmalıdır. "Balık istifi yolcu taşıyan toplu taşıma araçları yoksa virüsten muaf mı?" diye sormadan edemiyor insan…

Pandemi adım adım yeni bir zirve yapmaya doğru gidiyor.

Bir an önce okulların ve derslerin durumu kış mevsimine uygun revize edilmelidir. İş işten geçtikten sonra, hastaneler dolup taştıktan, mecburiyetler hasıl olduktan sonra alınacak tedbirler hiçbir işe yaramayacaktır.

Her gün bu bitmek tükenmek bilmeyen salgın yüzünden yüzlerce insan hayatını kaybediyor. Aşı karşıtları bu vebali taşıdıklarını asla unutmamalıdır. Pandemi konusunda çocukların ve gençlerin de daha bilinçli davranış geliştirmelerine ihtiyaç var, bu da öğretmenlerin sorumluluğunda olan ayrı bir husustur.   

Hasılı, önemli olan okulların açık olması değil, içinde öğretmen ve öğrencilerin sağlık ve sıhhatle eğitim faaliyetini yürütmesidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.