Ya CHP İstanbul’da bu kadar az farkla geride olsaydı

A -
A +
İstanbul’da 10 milyon 570 bin 939 seçmen var. Sandığa gidip oy kullanan seçmen sayısı 8 milyon 866 bin 614 kişi.
31 Mart yerel seçimlerinin sayımı bittiğinde, İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı sonuçları ile ilgili CHP yetkilileri, seçimleri 29 bin 408 farkla kazandıklarını açıkladı. CHP bu açıklamayı yaptığında Yüksek Seçim Kurulu’nun verilerine göre fark 27 bin 889’du.
İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığı için verilen oyların yaklaşık 319 bini, ilk verilere göre, geçersiz sayılmıştı.
Şimdi gelelim esas soruya.
9 milyona yakın seçmenin sandığa gittiği, geçersiz oyların çok yüksek olduğu bir seçim çevresinde ve bu kadar küçük farkların söz konusu olduğu bir durumda, aldığı oylar daha geride çıkan parti ne yapar?
Öncelikle, sandık kurulları tarafından ıslak imzalı olarak her partiye verilen sandık sonuç tutanaklarını kontrol eder. Ardından “seçim mevzuatına” göre itiraza konu olabilecek bir bulgu varsa, yine ilgili hukuk mevzuatına göre itirazını yapar.
Sadece sandık sonuç tutanakları ile itirazını sınırlandırmaz. İtiraza konu olabilecek başkaca usulsüzlükler söz konusu ise ya da incelemeler sırasında yeni usulsüzlüklerle karşılaşılırsa bunlarla ilgili de itiraz süreçlerini işletir.
1 Nisan itibarıyla, İstanbul’da seçimlerin ardından ıslak imzalı sandık sonuç tutanağında yer alan bazı verilerin ilçe seçim kurullarında birleştirme esnasında “yanlış girildiği” AK Partili yetkililer tarafından kamuoyuna açıklandı.
İlk açıklamalar yapıldığında, birleştirme tutanaklarında yanlış girilen verilerin genellikle Cumhur İttifakı'nın adayı olan Binali Yıldırım’ın aleyhine olduğu farklı tutanaklarda ortaya çıkıyordu.
Ortaya çıkan usulsüzlük, “sehven”“insan hatası” ya da “birkaç tutanakta her seçim çevresinde olağan şekilde ortaya çıkabilecek yanlışlıklar” diye nitelendirilebilecek bir mahiyette değildi.
Devam edelim.
İtiraz sonucunda geçersiz oyların tekrar sayımında ortaya çıkan “sonuç” ya da “fark” da “normal” ve “olağan” değildi.
Olabilir, sandık kurulları sayım sürecinde bazı oyları geçersiz sayabilir. Geçersiz oyların tespitine yönelik mevzuat da yanlış yorumlanabilir. Böylece, geçerli sayılması gereken oylar geçersiz sayılmış olabilir. Yanlışlık, “hata” olarak değerlendirilebilir.
Ancak böyle bir durumun sonucunda geçersiz oylar tekrar sayıldığında, birbirine çok yakın oy alan adaylar için “düzeltilen” geçersiz oyların sayısının da simetrik olması gerekir.
Sayımda böyle bir sonuç çıktığında buna “olağan” denir geçilir. İki aday arasındaki oy farkı çok olsa, “azdan az çoktan çok” diyebiliriz. Ancak tartışmaya konu olan fark için böyle bir durum yok.
Çünkü bu yazı yazıldığında, Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu arasındaki fark 15 bin beş yüzdü. İlk açıklamaları dikkate aldığımızda, Yıldırım lehine düzeltilen oy sayısı 14 binin üzerinde. 
Devam edelim.
AK Parti’nin seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı, seçimlere yönelik yapılan usulsüzlüklerle ilgili yeni bazı bilgileri açıkladı.
Örneğin İstanbul’un Maltepe ilçesinde kamu görevlisi olarak görev alacak memurlar, mevzuata aykırı olarak görevlendirilmiş. Devlet memuru olmayanlar, il ve ilçe dışından atananlar ve görev alamayacak olanlar sandık kurullarına atanmış.
AK Partili yetkililerin açıklamalarından anlaşılan, ortaya çıkanlara ek olarak, başkaca birçok usulsüzlük İstanbul seçimlerinde “organize” ve “örgütlü” bir şekilde yapılmış.
Ortaya çıkan bu tablo karşısında İstanbul seçimleri ile ilgili bugün için şunları söyleyebiliriz:
  1. Mevcut durumda, İstanbul seçimlerinde CHP bu kadar az farkla geride olsaydı, haklı olarak, YSK’ya her türlü itirazı yapardı.
  2. İtirazla da kalmaz, Batılı müttefiklerini yanına alır, açıklama üstüne açıklama yaparak seçimlerde “organze usulsüzlük” yapıldığını haykırırdı.
  3. Eğer CHP bu oy farkları ile geride olsaydı, Batılı ülkeler, bugün yaptıkları açıklamaların tam tersi yönde açıklamalarla yine CHP’nin yanında olurlardı. Oyların tekrar sayılmasından tutun da, seçimlerin yenilenmesine kadar bir dizi çağrı ve açıklamayı arka arkaya yaparlardı.
  4. İstanbul seçimlerinde, yeniden sayım ve düzeltmelerin neticesinde sonuçların değişip değişmemesinden bağımsız olarak, “örgütlü” ve “organize” bir şekilde seçime müdahale edildiğine yönelik bulgu ve iddiaların sonuna kadar gidilmelidir. Gelecek seçimlerin selameti ve kamuoyunda oluşan kuşkuların giderilmesi için bu gereklidir.
  5. Seçim sonuçlarına itiraz hakkı, ilgili kanunda sadece muhalefet partilerine verilmemiştir. İktidarda olan parti de itiraz hakkını kullanabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.