Kesintisiz icraat dönemi

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart seçimlerinin ardından, balkon konuşmasında, Memur-Sen’deki hitabında ve dünkü sosyal medya paylaşımlarında 4,5 yıllık kesintisiz icraat döneminin önemine değindi.
2023 yılına kadar seçimler yok. Seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı tablo ve oy oranı, AK Parti’nin iktidarına ve  Cumhur İttifakı'nın devamına dair güvenoyunun tekrarlanmasıydı.
Muhalefet, seçimden önce bir kampanyaya dönüştürmese de, sandıktan çıkacak sonuca göre siyasal sistemin ve mevcut iktidarın meşruluk tartışmasını başlatacağı sinyalini vermişti.
Ancak sadıktan, muhalefetin hiçbir şekilde böyle bir tartışmayı başlatmasına cesaret edemeyeceği bir sonuç çıktı.
Zaten yeni sistemde, sandıktan farklı bir sonuç çıkması durumunda bile, böyle bir tartışma başlatmanın rasyonel bir yönün olmayacağı açıktı.
Peki, 4,5 yıllık kesintisiz icraat dönemi niçin bu kadar önemli?
Aslında sebebi belli.
AK Parti 2002’den 2013 yılına kadar nispeten kesintisiz bir icraat dönemi geçirdi. Cumhuriyet mitingleri üzerinden direnç siyaseti, e-Muhtıra ve parti kapatma davası gibi siyasi krizler söz konusu dönemde de vardı.
Ancak söz konusu kriz denemelerinde küresel sistem bugünkünden farklıydı. Dış müdahale girişimleri bu kadar açıktan ve doğrudan değildi. Küresel ve bölgesel istikrarsızlık, Türkiye’yi bu denli derinden etkileyecek bir mahiyette değildi.
Dolayısıyla AK Parti söz konusu krizlerle daha kolay mücadele etti. Böylece, reform, icraat ve hizmet siyasetini kesintisiz ve çok başarılı bir şekilde sürdürdü.
2013’te ve sonrasında Türkiye doğrudan hedef seçildi. Hiç sonlanmayan kesintisiz bir müdahale dalgası icra edildi.
Kesintisiz müdahale dalgalarını sadece sıralamak bile uzun bir liste oluşturuyor: Gezi Parkı şiddet eylemleri, 17-25 Aralık FETÖ’cü emniyet ve yargı darbesi, 6-7 Ekim olayları, PKK terör örgütü ve HDP tarafından ilan edilen sözde öz yönetimler ve hendek terörü, PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi çok katmanlı terör örgütlerinin büyükşehirlerde gerçekleştirdiği bombalı terör saldırıları, MİT tırları operasyonu, Rusya uçağının düşürülmesi,15 Temmuz FETÖ’cü darbe ve işgal girişimi, Suriye ve Irak’ın istikrarsızlığından faydalanarak sınır ve sınır ötesinde Türkiye’ye yönelik terör saldırıları, Rusya büyükelçisine suikast, Cemal  Kaşıkçı cinayeti, dışarıdan ve içeriden organize bir şekilde ekonomiye yönelik saldırılar… Liste daha da uzatılabilir.
Kesintisiz müdahale dalgası olurken, 2014’ten bu yana Türk halkı, 8 farklı seçim için 6 kez sandığa gitti.
Söz konusu müdahalelere karşı mücadele edilirken, arka arkaya yapılan her seçim, siyasetin dinamiğini olumsuz etkiledi.
AK Parti ve Erdoğan’ın seçimleri, kesintisiz müdahalelere rağmen kazanması, muhalefeti daha da sertleştirdi. Ülkenin beka sorunlarını bile iktidarla bir mücadele fırsatı olarak değerlendirdi.
Dolayısıyla muhalefet, iktidarın kaybetmesi için her yolu mubah olarak gördü. Dış saldırılara bile hükûmeti yıpratacağı için ses çıkarmadı. Hatta maalesef birçok kez dış müdahale sırasında krizleri derinleştirici fonksiyon üstlendi.
Ülkenin çoklu terör örgütleri mücadelesine ve çok boyutlu dış müdahaleleri savuşturmasına destek vermedi.
Hükûmet kanadını kutuplaştırıcı olmakla suçlarken, çok daha sert bir muhalefet yönetimi ile mücadelesini sürdürdü.
Seçimlerde ortaya çıkan sonuç muhalefeti de memnun ettiğine göre, -kendileri böyle söylüyor-, artık bu 4,5 yıllık dönem Türkiye’nin geleceği açısından iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Memur-Sen’deki konuşmasında hem de sosyal medya açıklamasında yeni dönemle ilgili mesajları bu anlamda önemli:
“Seçim tartışmalarını geride bırakarak, ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem, müsafehalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi perçinleme dönemidir. Gayemiz, milletimizin refahını artırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak devletimizin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek, Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmaktır.” 
Erdoğan'ın mesajında altı çizilmesi gereken en önemli hususlardan biri, “Türkiye ortak paydasında buluşarak”“Türkiye ittifakı olarak" hareket etmeyi teklif etmesiydi.
Muhalefetin adaylarının seçim sürecindeki, “halkla ilişkiler” formatı üzerinden sürdürdüğü ılımlı görüntü, kazandığı yerlerde hemen sönüveriyor. İşten çıkarma ve sendikal baskılar çoktan başladı bile.
Erdoğan, kesintisiz 4,5 yıllık seçimsiz dönemin kodlarını açıkladı. Muhalefetin mesajlarını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.