Muhalefet şerhleri niçin gecikiyor?

A -
A +
CHP, Yüksek Seçim Kurulu üyeleri ve verilen karar üzerinden bir seçim kampanyası yürütmek istiyor. YSK ile kavga edince, seçimlerin yenilenmesi yönünde karar veren YSK üyelerine hakaret edince, psikolojik üstünlüğü elde edeceğini düşünüyor. Cumhur İttifakı karşıtı muhalefet, İstanbul seçimleri ile ilgili en başından itibaren, sandık kurullarının yasaya aykırı olarak görevlendirilmesini ve Binali Yıldırım’ın oylarının başka adaylara yazılmasını görmezden geldi. Hâlbuki, eğer AK Parti benzer bir oy sayısı ile önde ve CHP geride olsaydı, muhalefet çevreleri “seçimlerde hile var, oylarımız çalındı” diye yeri göğü inletirdi. Mevcut durumda, sandıklarda ortaya çıkan usulsüzlükleri CHP’nin görmezden gelmesi kendisi açısından bir stratejidir. Hadi bu anlaşılabilir, diyelim. Ancak, en azından “devlet memuru olmayan bu kadar çok sandık görevlisinin nasıl görevlendirildiğini bilmek istiyoruz” diyebilmeliydiler. YSK üyelerine “yedi tane çete mensubu, sözde hâkim” diyerek hakaret edeceklerine, “vereceğiniz kararda ve yazacağınız gerekçede sandık kurulu usulsüzlüklerinin nasıl yapıldığını ortaya açıkça koyun” demeliydiler. CHP, bunların hiçbirini yapmadı. Karardan önce YSK üyelerini, “Kızılay’da yürütmezler, yüzünüze tükürürler” diye tehdit etti. Kendi istedikleri gibi bir sonuç çıkmayınca, iptal yönünde oy kullanan üyeleri isim isim sayarak hedef göstermeyi tercih etti. CHP ve muhalifler tarafından, kararın açıklandığı günden itibaren, YSK üyelerine “kararın gerekçesinin niçin geciktirildiği” baskısı yapılıyordu. YSK üyelerine, “gerekçenizi bir an önce açıklayın” diye çağrıda bulunulabilir. Bir baskıya dönüşmediği müddetçe buna kimse itiraz etmez. YSK, yasada belirtilen makul süre içinde gerekçesini açıklamak zorunda. Hatta bu gibi önemli kararlarda, daha yoğun bir mesai ile gerekçeli kararın bir an önce açıklanması kamu yararı açısından faydalı. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, gerekçeli karar “makul süre içinde” tamamlanmış. Cumartesi günü itibarıyla üyelere dağıtılmış. Pazartesi açıklanacakken, karara muhalefet eden hâkim üyeler, diğer üyelerin gerekçesini görünce kendi yazdıkları gerekçelerini güncellemek istemişler. Olabilir. Yasal mevzuat bu hakkı veriyorsa kim ne diyebilir. Ancak meselenin muhalefet açısından başka bir boyutu var. İptal kararını veren YSK üyeleri gerekçelerini yazdıklarına göre, seçimin iptal edilmesi gerektiğini düşünen çevreler, CHP’nin iptal yönünde oy kullanan üyelere yaptığı gibi, kararı geciktiren muhalif üyelere, “gerekçeyi bilerek geciktiriyorsunuz” suçlamasında mı bulunsun?  Ya da “gerekçeli kararın açıklanmasının geciktirilmesi muhalefete yarayacağı için bu ek süreyi istediniz” ithamında mı bulunmalı? Tabii ki CHP’nin iptal yönünde oy kullanan üyelere yönelik ithamları kabul edilemeyeceği gibi, gerekçenin gecikmesine neden olan ek süre talebinde bulunan üyelere de benzer bir suçlama yöneltmek haksızlık olur.   Kuşkusuz, gerekçenin gecikmesi muhalefete yarar. Ne kadar geç açıklanırsa onlar için bu, kampanyada kullanılabilecek iyi bir malzeme hâline gelir. Muhalefet, özellikle muhalif dört üyenin gerekçesine ümit bağlamış görünüyor. Karara muhalif üyelerin yazdığı gerekçeyi, seçim kampanyasına malzeme yapmak için dört gözle bekliyor. Hep beraber göreceğiz, hiçbir CHP’li siyasetçi, iptal kararına muhalefet şerhi düşen YSK üyelerine “bir an önce kararınızı yazınız” diye bir açıklamada bulunmayacak. “Karar sizin yüzünüzden gecikiyor” suçlamasında bulunmayacak. Onlara baskı anlamına gelecek tek bir söz söylemeyecek. Çünkü muhalefet kesimleri, seçime kadar YSK kararının gündemde olmasını ve sürekli tartışılmasını istiyor. Gerekçeli karar şimdiden açıklanırsa da gündemin geri sıralarına düşeceğini biliyor. Kullanışlı malzeme olmaktan çıkacağını görüyor. YSK gerekçeli kararını her an açıklayabilir. Bu yazı yazıldığında açıklanmamıştı. Aslında açıklanan kısa karar üzerinden gerekçede yazılabilecek tüm unsurlar on beş gündür enine boyuna medyada ve siyasette tartışıldı. Ancak, gerekçeli kararın içeriği ne olursa olsun, farklı açılardan bir süre daha tartışılacak.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.