Dört senede ne yapılabilir?

A -
A +
Mevcut şartlarda 4 sene seçim yok.
Muhalefetin ve iktidarın bu dört seneye bakışı farklı olacaktır. Muhalefet için uzun, iktidar için ise yapılacaklar ya da ödevler listesinin epeyce uzun olduğu dikkate alındığında, kısa bir süre.
Muhalefet, bu yerel seçimlerde yakaladığı ivmeyi ve öz güveni 2023’e kadar taşımanın zor olduğunu düşünecektir. Çünkü ittifaktan kaynaklı partiler arasında perspektif farklılığı ve her partinin parti içi dengelerinde yaşanacak gelişmeler söz konusu ivmeyi aşağı çekebilecektir. 
Ayrıca muhalefetin seçimlerde bol keseden vaat siyasetini gerçekleştirememesi durumunda; seçimlerde yakaladığı pozitif ivme, ideolojik konumlanması gevşek olan bir kısım seçmende aniden tepkiye dönüşecektir.
AK Parti iktidar olarak, 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için yoğun bir çalışma temposuna girmek zorunda. Parti olarak ise, 2023 seçimlerine her anlamda hazırlanması gerekiyor.
İktidarın ve muhalefetin 2023 vizyonları da farklı.
Muhalefetin zihninde sürekli olarak, 2023’te AK Parti’yi iktidardan nasıl düşürürüz düşüncesi olacaktır.
İktidarın ise çok önceden ilan ettiği 2023 hedefleri söz konusu. Bazılarını çoktan gerçekleştirdi. Ama hâlâ devam eden ve yapılacaklar var.
Ayrıca, ekonomi ve dış politika konuları başta olmak üzere öncelikli odaklanması gereken alanlar bulunuyor.
Ama diğer taraftan, 2023 seçimleri için de vakit kaybetmeden uzun dönemli bir strateji ile yola koyulması gerekiyor.
Türkiye’de seçim kazanmak öyle zannedildiği kadar kolay değil. Hele yüzde 50’nin üzerinde oy almak çok daha zor.
Muhalefet yerel seçimlerde başarılı oldu. Birçok büyükşehri kazandı. Kazanmanın verdiği öz güvenle ve yeni seçmen sosyolojisini arkasına aldığı düşüncesi ile hareket edecektir.
Son birkaç seçimdir, seçimlerin sonucuna yeni seçmen sosyolojisinin ve demografisinin önemli oranda etki ettiği anlaşılıyor.
Dolayısıyla, her partinin 2023 hedefinde, bu yeni seçmen sosyolojisini, öncelikle göz önünde bulunduracağı önemli bir konu.
Yeni seçmen sosyolojisinin anlaşılabilmesi bakımından, 2023’ün seçmen demografisine kısaca bir bakmak gerekiyor. 
AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında seçmen sayısı 41 milyon 291 bindi. Bu rakam 2023 yılında ise yaklaşık 65 milyon olacak. Yani 2023 seçimlerinde, AK Parti döneminde yetişmiş 24 milyon yeni seçmen oy kullanacak.
Yine 2002’den 2023’e kadar 8 milyona yakın seçmen de ölüm nedeniyle nüfustan düşmüş olacak. Bu anlamda, 2023 yılına gelindiğinde AK Parti’nin karşısında, 2002 ile kıyaslandığında yüzde 65’ten fazlası değişmiş yeni bir seçmen kitlesi olacak. 
Dolayısıyla AK Parti’nin “parti politikalarını”, “siyasal söylemini”, “siyasette yenilenme perspektifini” ve “hizmet ve icraat siyaseti”ni bu demografiye göre güncellenmesi kaçınılmazdır.
AK Parti’nin yüzde 50’lere yakın oy aldığı dikkate alındığında, kuşkusuz bu yeni sosyolojinin önemli bir bölümünün de desteğine sahiptir.
Ancak bundan sonra, başkanlık ve yerel yönetim seçimlerinin iki blok üzerinden şekillenecek olmasından dolayı seçimlerin sonucunu çok az farklar belirleyecektir.
Partilerin, bu yeni seçmen sosyolojisinin bir kısmının seçimlerin sonucuna etki edecek şekilde bloklar arasında geçişkenlik sağlayabildiğini görmeleri gerekir.
Yeni seçmen gruplarında, “sağ-sol” ayrımı ve “parti ve lider” özdeşliği üzerinden siyasal ve ideolojik konumlanma gevşiyor. Bloklar arası oy geçişkenliği daha kolay hâle geldi.
Geçmişten farklı olarak bu gün için oy geçişkenliği; adaya, ittifaka, hemşehri yakınlıklarına ve siyasal konjonktüre göre, hâlâ sınırlı da olsa, değişebiliyor. Bunu zaten İstanbul seçimlerinde test etmiş olduk.
Türkiye’de orta sınıfın giderek büyümesi, toplumun siyasetten, devletten ve yerel yönetimden beklentisini dönüştürüyor. İcraat ve hizmet siyaseti bu seçmen kümeleri için yeterli değil.
Dolayısıyla 2023’e kadar, orta sınıflaşmanın genişleyeceği ve yeni seçmen demografisinin baskın hâle geleceği düşünüldüğünde, AK Parti’nin özellikle bu konuya daha çok odaklanması gerekiyor. Dört senenin de çok uzun bir süre olmadığını hatırda tutarak.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.