Tepki siyasetinin sonu

A -
A +
Yunanistan’da Yeni Demokrasi Partisi (YDP) seçimleri kazandı. Popülist sol söylemlerle ve tepki siyaseti üzerinden iktidara gelen radikal sol hareketler koalisyonu Syriza’nın popülist lideri Aleksis Çipras dört yılını tamamlayamadan iktidardan düştü.
Seçimi kazanan YDP’nin lideri Kiryakos Miçotakis, Yunanistan eski siyasetinin temsilcisi olarak nitelendiriliyor.
Dolayısıyla, seçim sonuçları, “Miçotakis hanedanının geri dönüşü” olarak yorumlandı. Çünkü babası daha önce başbakanlık, ablası dışişleri bakanlığı yapmış bir siyasetçi.
Miçotakis’in seçim vaadi, Çipras’ın Syrizasının “sol popülizmle Yunanistan’ı felaketin eşiğine getirdiği, siyasi istikrarsızlığı derinleştirdiği ve beklentilere cevap vermediği” üzerineydi.
Yunanistan’da 2015 yılında iktidara gelen Çipras, 2008 yılında radikal sol siyasi hareketlerin ittifakı olan Syriza’nın lideri seçilmiş ve ülkesini “ekonomik krizden” kurtarma vaadi ile siyasette yükselmişti.
En büyük vaadi, “Yunan ekonomisini AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’nin kıskacından kurtaracağı”na yönelikti.
İktidara geldiğinde, Yunanistan’ın AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın “denetiminde” bir “vesayet” düzeni yaşadığını, “ülkesinin uçurumun eşiğinde bulunduğunu, devlet kasalarının boş, işsizlik oranının rekorlar kırdığını”  söylüyordu.
Ancak iktidara gelmesinin ardından ilk iş olarak AB ve IMF ile masaya oturdu. Bu kurumların “baskılarına dayanamadığını” itiraf etti. Söz konusu kurumların Yunanistan için ortaya koyduğu tasarruf programlarına “tam uyacağı” sözünü vermek zorunda kaldı.
Popülizmin tüm söylemsel imkânlarını kullanarak, “Yunanistan’ın yüklü borcu azaltıldığında ya da ödeme süresinin uzatıldığında kravat takacağı” sözünü bile verdi.
Ancak normal iktidar süresi olan 4 yılı bile tamamlayamadan erken seçime gittiğinde, rakiplerinin eleştirisine göre, devraldığı düzenden çok daha kötüsü ile iktidarı bırakmak zorunda kaldı.
İktidarı döneminde 29 ayrı başlıkta yeni vergi düzenlemelerine gitmesine rağmen, toplumsal kurumlar, eğitim, sağlık gibi reform bekleyen sektörlerde hiçbir iyileştirme yapamadığı eleştirilerine maruz kaldı.
Ayrıca üst üste getirdiği vergilerle özel sektörü bitirdiği, yatırımcıları ülkesinden uzaklaştırdığı ve dar gelirlileri daha da zor duruma düşürdüğü suçlaması ile karşılaştı.
Kamu sektörünün, “yapılamayan reformlarla daha tembel ve verimsiz bir yöne doğru gittiği” de Çipras’a yöneltilen eleştirilerin başında geliyor.
En nihayetinde Çipras, mevcut düzen karşıtı “devrimci” ve “popülist” söylemlerle işbaşına gelmesine rağmen hiçbir değişimi, iyileşmeyi, kalkınmayı yapamadığı ve beklentilere cevap veremediği argümanıyla iktidardan düşürüldü.
Syriza ve lideri Çipras, 2008 küresel krizinin ardından yükselen sokak hareketlerinin ve merkez siyasetlere yönelik popülist yönelimli tepkilerin sonucunda parlatılmıştı.
Bu anlamda Çipras’ın liderliğini yürüttüğü Syriza’yı, Avrupa’da sonradan yükselecek olan popülist sağ ve sol hareketlerin öncüsü olarak da değerlendirmek mümkün.
2010 sonrası dönemde, Avrupa’da merkez siyasetleri eriten, göçmen ve azınlık karşıtı benzer birçok hareket siyasette kısmi başarı elde etti.
Şu anda Fransa’da Macron’un Yürüyüş Hareketi iktidarda. İtalya’da Beş Yıldız Hareketi koalisyon hükûmetinin en büyük ortağı. Diğer pek çok Avrupa ülkesinde benzer siyasi hareketler sistemde etkili konumda.
Bu hareketlerin ortaklaştıkları en önemli alan, kendi ülkelerindeki yerleşik düzene, AB kurumlarına, merkez siyasetlerin politikalarına popülist söylemlerle tepki göstermeleri.
Bu siyasi hareketlerin bir diğer ortak özelliği, tepki siyaseti üzerinden elde ettikleri destekler, ilk testin ardından erimeye başlıyor.
Avrupa’da ilk parlatılan Syriza’ydı. Süresini doldurmadan iktidardan düştü. Macron iktidarı daha ilk döneminde Sarı Yelekliler protestosu ile güç kaybediyor.
Tepki siyaseti üzerinden siyasette kısmi bir başarı elde edilse de, uzun dönemli bu başarıyı sürdürmenin zor olduğu örneklerden açıkça görülüyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.