Hakikati arama talebiniz yok

A -
A +
Son bir haftada sosyal medyada “kampanyaya” dönüştürülen ya da öne çıkan bazı gündem başlıklarına bir bakalım.
Salda Gölü üzerinden başlatılan kampanya, Kaz Dağı’na yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki altın madeni işletmeciliği izni, RTÜK ve BTK’nın internet üzerinden radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınlarla ilgili hazırladığı yönetmelik. 
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ailesine yönelik manipülasyonlar…
Bu ve benzeri konu başlıkları üzerinden başlatılan kampanyaların tümü, bir muhalefet aktivizmi şeklinde yürütülüyor.
Bu meselelerin gerçekliği ile sosyal medya paylaşımcıları ilgili değil. Olguların hakikatlerini duymak, araştırmak ve doğrusunu paylaşmak istemiyorlar.
Sosyal medya paylaşımlarının altına bu meselelerin gerçekleri ve doğruları ile ilgili bir içerik iliştirildiğinde ya da iddiaların yanlış olduğu ortaya çıktığında gerçeği paylaşan bir anda “mahkûm” ediliyor.
Hakikat hızla itibarsızlaştırılıyor. Gerçeklik bükülüyor.
Örneğin, “SaldaGölünedokunma” etiketiyle sosyal medya üzerinden yazılanlara bakıldığında, hükümetin söz konusu gölün kenarını yapılaşmaya açtığı söylemi üzerinden binlerce paylaşım var.
Paylaşımlarda, "Türkiye’nin Maldivler'i" olarak bilinen Salda Gölü’nün “peşkeş çekildiği”, “gölün doğal yapısının katledildiği”, “ranta açıldığı” türü içeriklerden başka bir bilgi yok.
Mesela, gölün çevresinin, son yıllarda giderek artan “doğa turizmcileri”nin gelmesi ile onların bıraktığı çöplerle kirlendiği, gölün kıyısına kadar gelen ya da park eden araçlarla kirletildiği, derme çatma yapı ve çadırlarla çevresinin işgal edildiği hususlarına sosyal medya kampanyalarında hiç değinilmiyor.
Bu kirlenmeyi önlemek için Salda Gölü çevresinin, 14 Mart 2019 tarih ve 824 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan edildiğinden bahsedilmiyor.
Bu karardan bahsedenler ise “gölün çevresini yapılaşmaya açmak için” böyle bir düzenlemeye gidildiği manipülasyonunu öne çıkarıyor.
Ya da Kaz Dağları ve altın madenciliği ile ilgili paylaşımlara bakıldığında, mesele ile doğrudan ilgili olmayan görseller, içerikler yoğun bir şekilde paylaşılıyor.
Çevre farkındalığı üzerinden paylaşım yapanların bir kısmı büyük ihtimal Kaz Dağları eteklerinde orman arazilerine yaptıkları yazlıklarından duyar kasıyorlar!
Birçoğu Ege sahillerinde doğayı tahrip ederek üzerine kondurdukları havuzlu büyük beton yapılarından “kamuoyu” oluşturmaya çalışıyor.
Bir kısmı yasak olduğu hâlde sahilleri işgal etmiş, sahilleri kendi müşterilerine parsellemiş büyük otellerin plajlarından “çevrecilik” yapıyorlar.
Bazıları, zamanında İstanbul’un yeşil alanlarına yaptığı kaçak villalarından “hassasiyet” gösteriyorlar.
Yanlış anlaşılmasın.
Çevre duyarlılığı önemlidir. Çevre üzerinden kamuoyu oluşturulabilir. Bir yerde yanlış yapılıyorsa önleyicilik bağlamında kampanya da yapılabilir.
Ancak, sırf siyasi mülahazalarla, muhalefet aktivizmi kaygısı ile ve gerçeği tahrip ederek “duyar kasmak" için değil.
Hakikatleri itibarsızlaştırarak, gerçeği bükerek yapılan çevre duyarlılığından da, muhalefet aktivizminden de, ortaya konulan tepkilerden de bu ülkeye bir fayda gelmez.
Sorunların, meselelerin ve olguların sadece bir yönünü göstererek hakikate ulaşılmaz. Manipülasyonlarla da sonuç alınmaz.
Önce hakikati talep ederek işe başlarsanız belki...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.