Seçilmiş belediye başkanı teröre destek verebilir mi?

A -
A +
Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarının görevden alınmasına karşı çıkanlar, “seçimle işbaşına gelenin yine seçimle gitmesi gerektiğini” söylüyorlar. Seçimle işbaşına gelmiş siyasilerin idari ya da yargı tasarrufu ile görevden alınmasının “demokrasi ile bağdaşamayacağını” belirtiyorlar. Kayyum atayarak sorunun çözülemeyeceğini, “demokrasi ve daha fazla özgürlükle çözüleceğini” iddia edenler var. “Madem seçilen belediyelere kayyum atanacaktı ne diye aday olmalarına izin verildi” diye itiraz edenler var. Belediye başkanlarını görevden alıncaya kadar, “HDP’ye niçin kapatma davası açılmadığını” soranlar var.  HDP kapatılmadığı için “halkın oyunun çöpe gittiği” argümanı dolaşıma sokanlar var. Bunlara ek olarak; Venedik Kriterlerini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarını ve evrensel hukuk normlarını seçici bir yöntemle dikkate getirerek kayyum atamalarının hukuksuz olduğunu vurgulayanlar var. Yani kısaca, kayyum atamalarına karşı çıkanlarda her türlü gerekçe, savunma, itiraz var. Ama söz konusu çevrelerde, kayyum atamalarının gerekçesini oluşturan hususlarla ilgili HDP çevrelerine hiçbir itiraz yok. Bu konularda bir soru bile yok. HDP siyasetine yönelik eleştirel bir tutum göze çarpmıyor. Kayyum atamalarına karşı çıkanlar, bu konuda iktidarı ve devleti suçlayanlar niyeyse HDP ve HDP’li belediye başkanlarına toz kondurmuyor. HDP’li belediyelerden şu tip soruların cevaplarını vermesini istemiyorlar. Onlardan bir cevap beklemiyorlar. Mesela demokratik bir ülkede, halkın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanı ve onun yönettiği belediye: Fiilen çalışmadıkları hâlde çalışıyormuş gibi gösterilen “Kandil referanslı” bordro işçilerine maaş verebilir mi? PKK terör örgütünün finansmanı için, belediyeye kadrolu ya da sözleşmeli işe alınanların maaşından her ay düzenli kesinti ve ilk girenlerden işe yerleştirme komisyonu  alabilir mi? Yine yüklenici firmalara verilen belediye ihalelerinden, “PKK payı” alabilir mi? Sorulara devam edelim…  Halkın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanı; bir terör örgütünün militanlarına erzak yardımı, araç ve iş makinesi tahsisi yapabilir mi? Belediyeden tahsis edilen araç ve iş makinesi ile PKK terör örgütünün militanlarının taşınmasına, bombalı araç saldırısı gerçekleştirmesine, bu araçlarla yollara patlayıcı döşenmesine, şehirlerin sokak ve caddelerinin kazılarak hendek barikatları oluşturmasına göz yumabilir mi? Seçilmiş bir belediye başkanı, belediye imkânlarını kullanarak terör örgütünün dağ kadrosuna militan kazandırma faaliyetlerine müsaade edebilir mi? Başkanı olduğu belediyenin kültür faaliyetlerini terör örgütünün ideolojik eğitimi ve propagandası için seferber edebilir mi? Seçilmiş bir belediye başkanı, devletin terör örgütüne yönelik operasyonlarını zorlaştırıcı faaliyetlerde bulunabilir mi? Ya da en genel anlamda… Demokratik bir ülkede, halkın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanı; belediyenin sahip olduğu imkânlarını PKK’nın terör üretme kapasitesi için kullandırabilir mi? Ya da yönettiği belediyeyi, PKK terör örgütünün siyasi otorite kurmasının bir aracı hâline getirebilir mi? Bu soruların cevabını, söz konusu çevrelerin her konuda referans olarak kabul ettikleri, AİHM çoktan verdi. AİHM’nin 30 Haziran 2009’da verdiği kararda, bırakın bir partinin terör üretimini artırmayı, Batasuna Partisi'ni, terör örgütü olan ETA’nın saldırılarını “kınamaktan kaçınmasının terörizmin zımnen desteklenmesi anlamına geldiği” gerekçesiyle kapattı. Dolayısıyla, sürekli atıfta bulunulan Batılı ülkeler ve onların kurumları da, bir belediye başkanının seçilmiş olmasından dolayı teröre destek vermesini demokratik hak olarak görmüyor…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.