Yıkın şu duvarı!

A -
A +

Düşman Türkiye’yi dolarla vuruyor. Ülke hızla büyürken, enerji tüketimi artıyor. Enerjide dışarıya bağımlıyız. Petrolün %93’ünü, doğalgazın neredeyse tamamını ithal ediyoruz. 2017 sonunda cari açık büyük ihtimalle 40 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecek. Enerjiye ödediğimiz fatura ise yaklaşık 35 milyar dolar seviyesinde olacak. Enerji olmasa cari açığımız 5 milyar dolar olacak. Cari açığımız yani döviz gelirimiz ile döviz giderimiz arasındaki fark çok büyük olduğu için düşman bize en zayıf olan tarafımızdan saldırıyor. Dolarla vuruyor. Kurları yükseltiyor, elimizi ayağımızı bağlıyor. Bu aşamada faizi düşürürsek, lobinin ekmeğine yağ sürülecek. Dolardaki yükseliş daha da hızlanacak, dengeler tamir edilemeyecek şekilde bozulacak.
Peki biz bu dolar belasından hiç kurtulamaz mıyız? Kurtuluruz, hem de kökünden.. Türkiye şu anda dalgalı kur sistemi kullanıyor. Bu sistem cari açık yönünden sömürü aracıdır. IMF’nin bize dayattığı en büyük beladır. 2001 Şubatında dünyada ekonomik kriz patladı biliyorsunuz. IMF sabit kurun tam 180 derece tersi olan “Dalgalı Kur Sistemi”ni önerdi. Daha doğrusu vereceği ekonomik desteği bu şarta bağladı. Yani bizi bu sistemi uygulamaya mecbur bıraktı. Başımıza çorap ördü, gitti. Bugüne kadar ne çektiysek dalgalı kurdan çektik, hâlâ da çekiyoruz...
Sabit kura geçersek ne olur. Dolar kurunu 6’şar aylık dilimler olarak sabitleyemez miyiz? Sabitleriz.. 6’şar aylık enflasyon farkını üzerine koyarız dengeyi sağlarız. Sabit kura geçince belirsizlik azalır. Türk lirası istikrar kazanır. Fiyat devamlılığı sağlanır. İş dünyası rahat nefes alır. İthalatçı ve ihracatçı kârını zararını bilir ona göre strateji belirler, hesabını yapar. Kredi kuruluşlarının pabuçları dama atılır. Kimse dolarla uğraşmaz.. Akaryakıt zamları durur. Hepsinden önemlisi, ne olur biliyor musunuz? Banka döviz hesaplarında şu anda 95 milyar dolar tutan vatandaş bunu hızla bozdurur. Fiyatı sabitlenecek parayı saklamanın kimseye faydası olmaz.. Bunun 30 milyar doları ekonominin çarkları arasına girse piyasalarda inanılmaz bir canlılık başlar.
2000 yılına kadar 14 sene boyunca Türkiye sabit kurla yönetiliyordu. Ama enflasyon farkı üzerine konulmadığı için Türk lirasının gerçek değeri anlaşılamıyordu. Sonunda bu açığı kapatmak için %39 gibi çok büyük devalüasyon yapılmak zorunda kalındı. Oysa enflasyondaki kayıp dolar kuruna eklenseydi, hiçbir problem kalmayacaktı. O da zamanın siyasilerinin basiretsizliğinden kaynaklandı.
Hükûmet “kur rejimini değiştirdik” deyince fırtına duracak, düşmanlar küçük dilini yutacak. Büyüme hızımızı kesmek için karşımıza dolar duvarını çıkarıyorlar. Yıkın şu duvarı! Herkes rahat nefes alsın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.