İşbaşına!

A -
A +
Gelişmiş ülkeler kalkınmalarını neye borçlu? Tek kelime ile cevap verelim: Katma değeri yüksek üretime.. Çağın en ileri teknolojisini üretiyorlar. Kamyonla para kazanıyorlar. Mallarını almak için ülkeler sıraya giriyor. Bir ülkenin gelişmiş ülkeler sınıfında bulunması için kesinlikle böyle bir ekonomiye sahip olması lazım. Bir ürün, yükte hafif pahada ağır ise katma değeri yüksek demektir. Kaliteli ürün satan ülke sadece kasasını doldurmuyor, itibar ve güç de kazanıyor. Türkiye 2017’de 157.1 milyar dolar tutarında ihracat yaptı. Bu rakamı, ihraç ettiğimiz ürünlerin toplam ağırlığına oranladığımızda kilogram başına 1.5 dolar çıkıyor. Bu rakam Almanya’da 4.1, Japonya’da 3.5, Güney Kore’de 3 dolar. Biz 2.5 dolara çıkarabilirsek, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğiz. Türkiye her açıdan çağ atlamış bir ülke olacak. Peki bunu nasıl yapacağız? Bakın 41 bin 500 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip (yani bir Konya kadar) olan Hollanda’nın tarım ve gıda ihracatı 2017 yılında rekor seviyeye ulaşarak 101 milyar avro oldu. Ülkenin tarım ihracatı 92 milyar avroya ulaşırken tarım teknolojisi ihracatı 9,1 milyar avro olarak gerçekleşti. Hollanda, ABD ve Fransa ile birlikte dünyanın en büyük ilk 3 tarım ihracatçısı ülke. İşin içinde teknoloji var, kooperatifleşme var; pazarlama stratejileri var. Bütün bunların bağlı olduğu dev bir araştırma geliştirme çalışması var... Yüksek katma değer yüksek teknolojiden geçiyor. Teknolojik açıdan geri kalmış bir ülkenin katma değerli ürünler üretip satması hayaldir. İleri teknoloji için AR-GE çalışmaları 'olmazsa olmaz’dır. Buna yeterli kaynak ayrılmazsa havanda su döveriz. 2018 bütçesinde AR-GE’ye ayrılan pay ne kadar biliyor musunuz? 5 milyar TL... Yani bugünkü kur üzerinden 1.3 milyar dolar.. Bu çok küçük bir rakam. Özel sektörün AR-GE bütçesi ise 10 milyar lira, 2.6 milyar dolar. Çin AR-GE’ye 220 milyar dolar ayırıyor. Güney Kore millî gelirinin %3.6’sını AR-GE için harcıyor. Biz bu kadar küçük bütçeyle nasıl kaliteli ürün geliştirebiliriz!  Araştırma Geliştirmenin nihai sonucu patent almaktır. Yani buluşu sağlanan ürünü sizden başka kimsenin üretmemesini sağlamaktır. 2017’de 855 patent aldık. Oysa sadece IBM firması 9 bin 43 adet patent almış. AR-GE, Patent ve Markalaşmak. Dünyada bilinir hâle gelirseniz, ürünleriniz kapanın elinde kalıyor. Malınızı çok rahat hem de yüksek fiyattan satabiliyorsunuz. Çünkü siz marka satıyorsunuz. Dünyada artık silahla değil, ekonomik güçle söz sahibi olunuyor. Ekonominin gelişmesi ve sağlam bir yapıya kavuşması da katma değerli üretimle mümkün. Bu konuda maalesef çok yetersiz kalıyoruz. Ama ekonomik devrim ve çağdaş, bilimsel uygulamalarla katma değerli ürünleri üretme yoluna er ya da geç gireceğiz... Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkeler hangi yollardan geçtiyse biz de aynı yolu kullanmalıyız. Bunun için özveri, fedakârlık, sabır ve para gerekiyor. Bunların hepsi bizde var. Gün, bugündür, hadi işbaşına!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.