Asla izin vermeyin!

A -
A +
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi geldi, ilk kabine açıklandı, piyasalar bozuldu. Buna yol açan 3 gelişme var. Birincisi Mehmet Şimşek’e bakanlık verilmemesi. İkincisi Merkez Bankası yasasında yapılan değişiklik. Üçüncüsü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dolar ve faizin kısa süre içinde düşüşe geçeceğini söylemesi... Kısa sürede o kadar büyük bir türbülans yaşandı ki, yatırımcı panikledi, satış emirleri yağmur gibi gelmeye başladı. 100 bin 800 puanı aşan borsa İstanbul, 3 günde %10 geriledi, endeks 89 bin düzeyine indi. 36 milyar liralık rekor hacim oluştu. Dolar 4.51’den 4.98 TL’ye tırmandı. 2 yıllık faizler 20.28 ile rekor düzeye çıktı. Borsa İstanbul’da yabancı takas oranı yüzde 62.35 ile yılın en düşük seviyesine indi. Ana sebep Merkez Bankasının bağımsızlığının kaybedecek olması. Bu gelişme uluslararası alanda son derece olumsuz algılandı. Başkan ve yardımcılarının görev süreleri 5’ten 4’e indirildi. Basit bir uygulama olarak görülebilir ama alınan bu karar Merkez Bankasının bağımsızlığının elinden alındığı şeklinde görüldü. Ululararası fonlar, kredi kuruluşları ve bankalar bu uygulamayı hiç beğenmedi, yabancı yatırımcılara ülkeden çıkın mesajı verdiler. Sonunda olanlar oldu... Peki yeni kabinenin ardından böyle bir uygulamayı yapmak için zorunluluk var mıydı? Hayır! Türkiye tarihî bir seçim yaptı. Halk tercihini istikrardan yana kullandı. Yepyeni bir sisteme geçildi. Herkes büyük bir beklenti içinde. Problemler çözülecek, işler yoluna girecek, vatandaş rahat edecek diye ümit ederken, karşımıza piyasa duvarı çıktı. Bütün iyimserlik gölgelendi... Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz ve dolar düşecek dedi, tamamen yanlış anlaşıldı. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her sözü artık "kanun hükmündeki kararname" gibi algılanıyor! "Elinde yetkisi var bir söz söylediyse mutlaka arkasında durur, yerine getirir" deniyor. Cumhurbaşkanımız piyasalarla ilgili bundan önce olduğu gibi yine yanlış yönlendiriliyor. Ona yol gösterenler, ne borsaları tanıyor, ne yatırımcı algısını... Erdoğan, dolar düşecek deyince hemen kambiyo rejimi değişecek mi beklentisi oluşuyor. Faiz düşecek deyince acaba Cumhurbaşkanı, Merkez Bankasının yerine karar mı verecek algısı güçleniyor... Son derece hassas bir dönemden geçiyoruz. Böyle ortamlarda kararları kılı kırk yararak almak lazım. İşte bakın uluslararası kredi kuruluşu Moody’s ve IMF ayrı ayrı açıklama yaparak Merkez Bankasının bağımsızlığının tehlikede olduğunu vurguladı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “hiç olmadığı kadar etkin bir Merkez Bankası yeni dönem politikalarımızın temel hedefleri arasında yer alacak” dedi ama piyasa tatmin olmadı. Zira Merkez Bankası Başkan ve Yardımcıları ile ilgili alınan karar kesin. Artık sözler değil, kararlar etkili oluyor.  Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin nasıl çalışacağı net bir şekilde anlaşılamadı. Öncelikle bu konu tek tek anlatılmalı... Bu konudaki belirsizlik kesinlikle çok kısa sürede aşılmalı. Ne yapılmak isteniyorsa net bir şekilde söylenmeli. Dolar dünya paraları karşısında değer kazandı. Ticaret savaşları başladı. Hazine rekor faizle borçlandı. Mayıs ayında cari açık tahminleri aştı. Ama bu sebepler borsada banka hisselerinin çökmesine yol açacak türden değil. Ülkede kesinlikle bir kriz havası yok. Ama öyle gösteriyorlar. İşte Fitch’in aldığı karar ortada... Bankalarımız istediği kadar yurt dışından borçlanma yapabiliyor. Borçlarını tıkır tıkır ödüyor, sermaye yeterlilikleri son derece iyi. Yüksek kâr elde ediyorlar. Faiz tavanda ama kredi hacmi artıyor. Eloğlu Türkiye’yi dünyaya IMF’ye muhtaç bir ülke olarak göstermek istiyor. Buna asla izin vermeyin!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.