Başka kural tanımam!

A -
A +
12 Ağustos gecesi 7,097 TL’ye tırmanan dolar dün 5,27 TL’ye geriledi 3 ayda %26 değer kaybetti.. Hedef: 5 lira...  Peki 3 ayda bütün beklentiler nasıl değişti? Sırasıyla anlatayım. Yeni ekonomi programı ile birlikte gerçekçi hedefler belirlendi, dengeli büyüme adımı atıldı. Temel strateji katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin artırılması ile ihracatta rekor düzeylere ulaşılmalıydı.. Açıklanan rakamlar bu hedefin tuttuğunu gösteriyor. İş dünyası programın finansal istikrarı sağlayacağına inandı. Merkez Bankası politika faizini, piyasa faiziyle eşitledi, %24,5 düzeyine çıkardı. Hükûmet konut, mobilya ve beyaz eşya sektörlerinde vergi indirimlerine giderek piyasayı canlandırdı İthal ara mallarının büyük kısmını kendimiz üretmeye başladık. İhracat ithalatı aştı. Cari fazla verir hâle geldik. Dövizle yapılan kira kontratları iptal edildi, Türk lirasına geçildi. Petrol fiyatları son 1 yılın en düşük seviyesine indi. Bizim kullandığımız Brent petrol 80 dolarlardan 62 dolara düştü. Enerji faturamız küçüldü. Maliyetler azaldı, akaryakıt fiyatlarındaki indirimle birlikte enflasyonun düşüşe geçeceğine olan beklenti güçlendi. Türkiye Akdeniz’de son derece kararlı biçimde petrol ve doğalgaz sondaj çalışmalarına başladı. Çok zengin kaynaklar bulundu. Amerika ile Türkiye arasındaki gerginliğe yol açan papaz Brunson davası sonuçlandı. Avrupa ülkeleri ile özellikle Almanya, Fransa ve Hollanda ile bozulan ticari ilişkiler düzeltildi. Rusya ile siyasi ve ekonomik iş birliği güçlendi. 100 milyar dolarlık yıllık ticaret hacmi hedefi konuldu. Türk Akımı projesinin ilk ayağı törenle hizmete girdi. Türkiye, Rusya ve Avrupa arasında enerji köprüsü oldu. Başkan Trump ay sonunda Arjantin’de yapılacak G-20 zirvesinde Çin Başkanı Xi Jinping ile ticaret savaşlarını bitirecek geniş kapsamlı bir anlaşma yapacağını açıkladı. Aynı zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da görüşecek. FED’in küresel yavaşlama ve ABD şirketlerinin kazançlarındaki azalma üzerine 2019’da 1 ya da en fazla 2 faiz artışı yapacağı beklentisi oluştu. Daha önce 3 faiz artışı öngörülüyordu. Bu gelişme üzerine dolar dünya para birimleri karşısında değer kaybetti. Türk ekonomisinin istikrarlı seyir izlemesi yabancı fonların dönmesini sağladı. Hisse senedi ve tahvillerde alıma geçtiler. Bankalarımız yurt dışından sorunsuz sendikasyon kredisi almaya başladı. Hazine bu yıl 7,7 milyar dolarlık bono ihraç etti. Eli rahatladı, kasası doldu, uzun vadeli ihaleleri iptal etti, faizler düşüşe geçti. Tüketici Güven Endeksi kasımda %4 artarak 57,3’ten 59,6’ya çıktı. Ekimde 73,5 olan gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi Kasım’da 77,5 düzeyine çıktı. Bakan Albayrak, devletten KDV alacaklarının yarısını 10 gün içinde ödeneceğini açıkladı. ABD’nin en büyük uluslararası yatırım bankası JP Morgan Türk bankalarının 2018’de %30 kâr edeceğini açıkladı. Yeni sermayeye ihtiyaçları yok görüşünü tekrarladı. Yayınlanan raporda üçüncü çeyrek bilançoları bankaların ne kadar güçlü olduklarını gösteriyor, denildi. Hükûmet fırsatçılara göz açtırmıyor. Sebze ve meyve fiyatlarını aşırı yükselterek soygun yapanlara en ağır cezalar verilmeye başlandı. Bütün bu olumlu gelişmeler, kredi kuruluşları Moody’s ve Fitch’in özellikle Türk bankalarını hedef alan olumsuz raporlarına rağmen yaşandı. Kendine ekonomist yaftası yapıştıran yıkıcı, bölücü, hainler yeni yılda doların 8 TL’ye ulaşacağını söyleyerek milleti zehirliyor. Asla inanmayın! Cari fazla veren ülkede döviz sorun olmaz. Türkiye belirlediği doğru yolda, emin adımlarla hedefine doğru ilerliyor. Dünya görüyor, takdir ediyor. SON SÖZ: Ekonomisi düzelen ülkenin parası değer kazanır, ekonomisi bozulan ülkenin parası değer kaybeder. Başka kural tanımam!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.