Hadi basın şu düğmeye!

A -
A +
Dünyanın en riskli varlıkları birdenbire müthiş cazibe kazandı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülke piyasalarında talep yoğunluğu zirveye çıktı. Peki ne oldu da bir günde resim değişti? ABD merkez bankası başkanı Powell, "para politikasında esnek olabiliriz” dedi, tüm beklentiler tersine döndü. Bu sözün açıklaması şu: "Küresel büyüme hızındaki yavaşlamayı görüyoruz. Gerekirse faizleri düşürürüz, bilanço küçültme operasyonundan da vazgeçebiliriz..” Piyasalar böyle yorumladı, endeksler şaha kalktı. Sadece bu kadar mı? Hayır! ABD-Çin ticaret heyetleri arasındaki görüşmeler dün itibarıyla başladı. 90 gün içinde anlaşma süresi mart ayından sonraya sarkabilir.
Amerika’da tarım dışı istihdam tahminleri aştı, resesyon kaygıları hafifledi. Ama  ABD'de imalat sanayi verisi 2008 krizinden bu yana en büyük düşüşünü gösterdi. Aslında Powell’ı fazlasıyla güvercin yapan işte bu gelişme oldu. Şimdi en önemli soruya gelelim. Piyasalar üzerindeki pozitif hava kalıcı mı? Hisse senetlerinin tarihî dip yapmasına bakılırsa bir süre daha devam edecek. Özellikle gelişen ülkeler FED’in faiz artış sürecinde aceleci olmayacağının ortaya çıkmasıyla rahat nefes aldı. Bank of America Merrll Lynch konsorsiyumunun düzenlediği ankette, fon yöneticileri Brexit oylamasından bu yana ilk defa güçlü alım sinyali verdi. Dünyanın en büyük bankalarından Citigroup, gelişen ülke hisselerini en çok tercih edilen varlıklar arasında gördüğünü açıkladı. 4.5 trilyon dolarlık fonu yöneten en büyük varlık yönetim şirketi BlackRock, gelişen ülkelerin çok cazip hisselere sahip olduğunu duyurdu... İngiltere’nin en büyük yatırım bankalarından Standard and Chartered Bank’a göre FED artık tehdit etmediği için, Türk lirası, Meksika Pezosu, Güney Afrika Rand’ı ve Rus Rublesi yılın ilk çeyreğinde yüksek prim yapacak. ABD’nin en büyük yatırım bankası JP Morgan, gelişen ülke tahvilleri ile ABD tahvilleri arasındaki faiz makasının son 2 yılın en düşük seviyesine indiğini açıkladı. İyimser gelişmelere Çin merkez bankası da eşlik etti. Bankaların munzam karşılık oranlarını 100 baz puan düşürerek piyasaya 100 milyar dolar likidite akıtma kararı aldı. Çin ekonomisindeki yavaşlamaya karşı alınan bu tedbirler gelişen ülkelere çok önemli katkı sağlıyor. Borsalar yeni haftaya bu yüzden ralli yaparak başladı. Daha 3 gün önce 2019’da küresel büyüme hızındaki yavaşlama ile piyasaların üzerini kara bulutların kapladığı yorumları yerini olumlu beklentilere bıraktı. Türkiye de bu yarışa katıldı. Asgari ücret %26 arttı. Beyaz eşya, otomotiv, mobilya ve konut sektörlerinde vergi indirimleri devam ediyor. Çiftçilere büyük destek sağlandı. İhracatta tarihî rekor kırıldı. Her şey çok güzel. Ama hükûmetin acilen 100 milyar liralık yeni Kredi Garanti Fonu’nu devreye sokması lazım. Bankalar, geri dönüş sıkıntısı yaşandığı için kredi vermiyor. KOBİ’lere alacak sigortası çok önemli bir destek sağladı. Yalnız onlara 'hayat suyu'nu sağlayacak krediler açılmadı. Yeni KGF ile bu sağlanırsa piyasalar bayram yerine dönecek. Büyüme hızımız artacak, para dolaşımı hızlanacak, çekler senetler ödenecek. Sonuçta piyasalar hayat bulacak. Hadi, basın şu düğmeye!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.