Tarihî karar!

A -
A +
Suriye'de 8 yıl devam eden iç savaşın artık son evresine girildi  ABD, askerlerini çekiyor. Bölgede güvenliği sağlamak için ortak barış gücü oluşturuluyor. Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görevden ayrılmayacağını pek çok siyasi aktör örtülü olarak kabul etmiş durumda. Türkiye ile Suriye imzalanan Adana Protokolü ile iki ülke arasındaki gerginliği bitirmede önemli rol oynayabilir..
Savaş ülkede sadece 500 bin insanın ölümüne yol açmadı. Başkent Şam, Halep, Humus gibi büyük kentler de dâhil birçok bölgeyi harabeye çevirdi. Birleşmiş Milletler’e göre savaşın Suriye ekonomisine verdiği zarar 338 milyar doları aştı. Peki Suriye'yi yeniden kim imar edecek? Türkiye, bu pastadan pay kapabilir mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda kontrolümüz altında olan bölgelerde bu işi zaten kendi imkânlarımızla yaptık, yapıyoruz. Burada elde ettiğimiz tecrübeleri, Suriye'nin tamamına teşmil edebiliriz (yayabiliriz)" diyor.
Yurt dışında gerçekleştirdikleri dev projelerle büyük referansa sahip Türk müteahhitleri 250 milyar dolarlık bir fonla Suriye’nin inşasında rol almaya hazır. 3.5 milyon Suriyeliyi bağrına basan ve onlar için bugüne kadar 40 milyar dolar harcayan Türkiye bu ikramiyeyi sonuna kadar hak ediyor. Böyle bir girişim, ekonomiyi tabii ki son derece olumlu etkiler. İşsizlik azalır, Türk lirası değer kazanır, enflasyon düşer, büyüme hızı artar. Sadece inşaat değil, enerji altyapısı da hesaba katılacak olursa, elektrik, internet, iletişim sektörlerinde büyük canlılık yaşanır.
Suriye’de bizi bekleyen bir hazine var. Ancak buna ulaşmak için önce iki ülke arasında yaşanan gerginlikleri unutmak gerekiyor. Ülkemizin çıkarlarını ön planda tutmak gerekiyor. Liderleri lider yapan tarihî karar alma yeteneğidir. Orta Doğu’nun yıldızı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu yakışır...
            ***
İş dünyasının uzun süredir beklediği KDV alacağı konusunda önemli adım atıldı. Yeni düzenlemeyle 1 Ocak 2019 sonrası ihracattan kaynaklanan KDV alacaklarının %50’si 10 gün içinde ödenecek. Bu karar piyasadaki likiditeyi artıracak, yeni bir finansman imkânı oluşturacak. Yıllarca süren büyük bir problemin çözüme kavuşturulmasıyla şirketlerin nakit kabiliyeti artacak. Bu çok olumlu bir uygulama ama iş dünyasının devletten önceki yıllardan gelen 70 milyar lirası özel sektörün olmak üzere toplam 167 milyar liralık KDV alacağı olduğunu unutmamak; bunlara da bir çözüm getirmek gerekiyor. Ek bir düzenlemeyle bu alacaklar kademeli olarak pekâlâ ödenebilir. Böylece büyük bir sorun ortadan kalkar işletmeler kendi öz kaynağına kavuşur.
Evet madalyonun arka yüzüne bakıldığında esnaf, sanayicinin devletten alacağını tahsil edemediği gerçeği var. Aradan geçen yıllar, bu alacağın erimesine yol açıyor. Bugün faizler %24 düzeyinde. 100 bin liralık KDV alacağı ilk sene sonunda 24 bin lirası eriyip, 76 bin liraya düşüyor. 1 yıl daha geçtiğinde yarı yarıya azalıyor. Aslında bu KDV alacaklarını ödemenin en kolay yolu, tahsil edilecek vergiden mahsup etmektir. Uygulanan Katma Değer Vergisi sistemi bu hâliyle sürdürülebilir olmaktan çıktı. Mevcut KDV sistemi yerli üretimin aleyhine çalışıyor. İthalat yapmak daha cazip..
Bütün bunlar bize gösteriyor ki, 34 yıllık kanunun artık reforma tabi tutulma zamanı geldi de geçiyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.