Ağır fatura!

A -
A +
Ekonomide taşlar yerine oturuyor. Cari açık daraldı, bütçe açığını kapatmak için yedek akçe desteği geldi. Enflasyon düşüyor.. Faizler aşağı çekiliyor. 25 Temmuz Perşembe günü Merkez Bankası düğmeye basıyor. Piyasada 300/400 baz puanlık indirim satın alındı.. Nitekim Merkez Bankası Beklenti Anketinde de ay sonu fonlama maliyeti beklentisi %24.00’ten %21.85’e geriledi. Bireysel yatırımcı merakla, faiz düşerse kurlar yükselir, diye bekliyor. Bu yüzden geçen hafta 234 milyon dolar daha aldılar, döviz mevduat hesapları 185.5 milyar dolara yükseldi. Bunun 115.5 milyar doları bireysel yatırımcılara, 70 milyar doları kurumsal yatırımcılara ait. Şirketlerin 1 yıllık ödeyecekleri borç tutarı 58 milyar dolar. Yani fazlasıyla var. Geçen sene ağustos ayında dolar 7.24 TL’yi görmüştü. Sonrasında 625 puanlık faiz artışıyla kurların yönü aşağı döndü. Bugün 5.65 TL’de. 11 ayda %22’lik kayıp var. Bunun üzerine faiz farkını da ilave ederseniz, %42’lik bir zarar söz konusu. Bankada dolar kredi faizi yıllık %1.15, hesap 100 bin doları aşarsa %2 veriyorlar.
Sonuç: Bireysel yatırımcılar tasarruflarını dolarda tutarak büyük oranda zarar ediyor...
Şimdi gelelim faiz indirim sürecine.. Piyasada TL sıkıntısı var. Tüketim azaldı, ithalat daraldı, cari açık küçüldü, döviz ihtiyacı kalmadı. Merkez Bankasının brüt döviz rezervleri geçen hafta 97 milyar doları aştı. Ama bu arada bir parantez açalım, ithalattaki daralma dolayısıyla devletin vergi gelirleri de azalıyor. Bu yüzden büyüme hızı düşük kalıyor. Ülkede faizlerin olması gereken gerçek seviye enflasyon oranının üzerine risk primi ile reel faizin ilave edilmesiyle ortaya çıkar. Şu anda %8.08 olan reel faiz çok yüksek. Bunun aşağı çekilmesi gerekiyor. İdeal seviye, reel faizin enflasyonun 3 puan üzerinde olmasıdır. 300 baz puanlık indirim sonrası bile reel faiz yüksek kalmayı sürdüreceği için kurların gevşemesine yardımcı olacak.. Faizlerin gevşemesi konut, otomobil ve kredi faizlerinin düşmesine yol açacağı için ekonomi canlanır.. Maliyetler küçülür, üretim büyür, fiyatlar düşer, tüketimdeki artış vergi gelirlerini olumlu etkiler. Enflasyonda en kritik ay TÜFE’nin baz etkisi sebebiyle tek haneye gerileyeceği ekim. İşte bunu sürdürebilmek için risk priminin mutlaka düşmesi gerekiyor...
İşte ABD ile yaşanan S-400 olayı burada ön plana çıkıyor. Başkan Trump’ın bu gece saat 23.00’te Beyaz Saray'da ABD’li senatörlerle Türkiye’ye yaptırım seçeneklerini görüşeceği toplantının sonucu merakla bekleniyor. Türkiye’nin risk primi açısından ABD’nin vereceği karar büyük önem taşıyor. Trump’ın 11 maddeli CAATSA yaptırımlarından 5’ini devreye sokabileceği belirtiliyor. Ancak bu durumda Türkiye Rusya ile daha büyük iş birliği içine girebilir, yani F-35’ler yerine SU 57 seçeneğini gündeme alabilir. Zaten Moskova'dan açık davet geldi bile. Almanya, havada çok az süre kaldığı ve attığını vuramadığı gerekçesiyle 100 tane F-35 siparişinden vazgeçti. Türkiye de 100 F-35 alacak, buna karşılık 15 milyar dolar ödeyecekti. Ama olmadı, ABD bizi devre dışı bıraktı. Trump bu gece senatörlerden, büyük ihtimalle bu problemin çözülmesi için formül bulmalarını isteyecek. Zira ABD'nin 1 trilyon dolar tutan F-35 projesi çökmek üzere. Binlerce istihdam kaybı yaşanacak. Hepsinden önemlisi Trump, böyle büyük bir zararı önleyemediği için 2020 başkanlık seçimlerini kaybetme riski ile karşı karşıya kalacak. Bunu göze alır mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.