En baba kaynak!

A -
A +
Döviz cephesinde iyimserlik korunuyor. Cari açık daraldı, ABD ile gerginlikler azaldı, ama ana kurların gevşemesine yol açan sebep başka. Mayıs ayında finansal kesim dışındaki firmaların net pozisyon açığı 5 milyar dolar azalarak 180 milyar dolar oldu. Geçen sene bu rakam 217 milyar dolardı. Büyük ödemeler nisan ve mayıs ayında yapıldığı için, haziran/temmuz döneminde daralma daha büyük oranda gerçekleşecek. 
Reel sektör, pozisyon açıklarını yani döviz borcunu 1 yılda 37 milyar dolar azalttı. Biliyorsunuz döviz geliri olmayan şirketler 2 Mayıs 2018’den itibaren yasal engel getirildiği için yabancı para cinsinden borçlanamıyor. Piyasada dövize talep azaldığı için de kurlar gevşiyor. Merkez Bankası’nın tüm vadelerde yabancı para zorunlu karşılık oranlarını arttırarak piyasadan 2.1 milyar dolar çekmesi TL’yi güçlendirdi...
425 puanlık sert faiz indirimi sonrasında borçlanma maliyetlerinde düşüş başladı, kamu bankaları öncülüğünde konut kredi faizleri 0.99’a çekildi. Sırada geçen yıldan beri satışları büyük ölçüde azalan otomotiv sektörü var. Geçen sene TL'deki değer kaybına paralel, nakit akışında sıkıntı çeken ve borçluluk oranları artan çok sayıda büyük holding ve şirket, bankalarla yeniden yapılandırmaya gitmişti. Yani borcunu taksitlendirmişti. Öncelik verilen enerji ve inşaat sektöründen kaynaklanan bankalardaki sorunlu krediler, kurulacak fona aktarılacaktı. Ancak şu ana kadar bu alanda ilerleme sağlanamadı. Hükûmetin kredi sisteminin düzenli çalışmasını sağlamak amacıyla öncelikle bu problemi çözmesi gerekiyor. Bankalar rahatlamadan reel sektör ucuz kredi alamaz. 
Uluslararası kredi kuruluşu Standard and Poor’s, “Hükûmetin, Türk bankalarına ve ekonomisine olan güveni artıran, ödemeler dengesi risklerini azaltan ve enflasyonda sürekli bir düşüş getirecek güvenilir ve şeffaf bir ekonomik ayarlama programını başarıyla geliştirmesi ve uygulaması durumunda notları yükseltebiliriz” açıklaması yaparak izlenecek yol haritasını belirledi...
Kredi iştahındaki artışta, mevduatta dolardan TL’ye geçiş belirleyici olacak. Döviz mevduat birikimine bakıldığında yabancı para mevduatlarının payının yüzdesinin aşırı yükseldiğini görüyoruz. Bu durumda bankalar swap (takas) mekanizmasını çalıştırarak yabancı para verip TL meydana getirebilir. O nedenle mevduatın yabancı parada bağlanması TL yatırımı için büyük bir sıkıntı olarak görünmüyor.. 
Geçen sene TL'nin sert değer kaybından korunmak isteyen bireysel ve kurumsal yatırımcılar dolara yönelmeye başlamıştı. BDDK verilerine göre bankacılık sektöründe haziran sonu itibarıyla toplam mevduat büyüklüğü 2,27 trilyon liraya ulaşırken, bunun %54'lük kısmı bankalarda yabancı para cinsinde tutuluyor. Yani 1,22 trilyon liralık kısmı döviz.. Bir başka ifadeyle bankalarda bireysel ve kurumsal yatırımcıların toplam 220 milyar doları var. Bu para döviz olarak kalacak mı? Burada enflasyon belirleyici olacak. Fiyatlardaki düşüşün kalıcı olacağına yönelik  beklentiler güçlenirse TL’ye geçiş hızlanacak..
Temmuz ayında TÜFE, beklentinin altında arttı.. Enflasyonun sınırlı yükseliş göstermesi Merkez Bankası’nın faiz indiriminin eylülde devam edeceğini gösteriyor... 
Cumhurbaşkanlığı sistemi tıkır tıkır işliyor. Merak etmeyin bu güven ortamıyla kısa zamanda kredi notumuz da artar, döviz hesapları da çözülür...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.