Tren raya girdi!

A -
A +
Amerika ile Çin arasındaki ticaret savaşı 1.5 yılı aştı. Başkan Trump, 2018 Mart ayında Çin’den ithal edilen ürünlere ek gümrük vergisi getirerek kıvılcımı ateşlemişti. Çin de buna karşılık misillemede bulunmuş, ABD’den tarım ürünü ithalini durdurmuştu. Ticaret savaşı soya fasulyesinden otomobil parçalarına, teknoloji şirketlerine ve nadir elementlere kadar yayıldı. Bugüne kadar iki taraf arasında 13 toplantı yapıldı, ancak sonuç alınamadı. Peki Trump, neden dünya ticaret dengesini bozacak böyle bir girişimde bulundu? 2017 yılında ABD’nin dış ticaret açığı 568 milyar dolardı. Bu açıkta aslan payı 375 milyar dolarla Çin’e aitti. 2018’de dengeler daha da bozuldu. ABD’nin dış ticaret açığı 621 milyar dolara yükseldi. Çin ile olan açık 419 milyar dolara tırmandı. Yani ticaret savaşları ABD’ye fayda yerine zarar getirdi. Trump bu tabloyu görünce geri adım atmak zorunda kaldı. Çin’in teknoloji devi Huawei’ye ABD şirketleriyle iş yapabilmesi için 90 günlük ek süre verdi, ama vergileri kaldırmadı.. Trump’ın asıl maksadı, Çin’in ekonomik hacmini arttırarak Latin Amerika’dan Avrupa’ya kadar varlığını pekiştirmesini önlemek. Nitekim planın ilk devresi başarıyla sonuçlandı. Çin’de büyüme hızı son 10 yılın en düşük seviyesine indi, Euro bölgesinde resesyon kaygıları arttı. Trump, Çin ile birinci faz ticaret anlaşmasını imzalamadan önce avantajlı duruma geçmek için parlamento adımı attı. ABD Temsilciler Meclisi, Senato’nun ardından Hong Kong'daki gösterilere destek veren ve Çin’i uyaran iki tasarıyı kabul etti. Trump imzalarsa yasalar yürürlüğe girecek. Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Gao Feng, Pekin yönetiminin ABD ile ticaret krizini çözmeye çalıştığını söyleyerek geri adım attı. Aralık ayında büyük ihtimalle iki ülke arasında sınırlı da olsa uzlaşma sağlanacak. Bu yüzden küresel borsalardaki geri çekilme sınırlı kalıyor. Dışarıdaki bu kavga bizi direkt olarak etkilemiyor... Dünya ticaret savaşlarıyla uğraşırken, Türk ekonomisi istikrar kazanıyor. Perakende satışlar, sanayi üretimi, reel sektör ve tüketici güven endeksindeki artışlar ekonomideki iyileşmenin hız kazandığını gösteriyor. Hem dış fonlama maliyeti düşüyor, hem finansman ihtiyacı belirgin bir şekilde azalıyor. Yıllık döviz ihtiyacı 180 milyar dolara düştü. Faizler normal seviyesine indirildi, enflasyon aşağı çekildi. Fitch, Moody’s ve Dünya Bankası’ndan sonra Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD de Türkiye'nin 2019 büyüme tahminini eksi %0.3'ten artı %0.3'e, 2020 beklentisini ise %1.6'dan %3'e yükseltti. OECD'nin Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türk ekonomisinde büyümenin toparlandığı, hükûmet teşviklerinin iç talebi tahmin edilenden daha fazla canlandırdığı, TL'nin değer kaybının ihracatı desteklediği belirtiliyor. Dünya Bankası’nın “Yeni bir yol çizmek” başlıklı Türkiye raporunda ise Türk ekonomisinin son 12 aydır dengelenme sürecine girdiği belirtilerek, değişimin temel taşları olarak, sıfırlanan cari işlemler açığı, bankaların azalan borçları, portföy yatırımlarının artması gösteriliyor. Geçen yılın son çeyreğinde yıllık %12 daralan sanayi üretimi baz etkisi sebebiyle yıl sonuna kadar çok yüksek artış gösterecek. 2020’nin ilk iki çeyreğinde büyüme hızını yıllık %4’ün üzerinde göreceğiz. Kredi notumuz artacak, doğrudan yatırım yağacak, işsizlik azalacak. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ile tüm jeopolitik, siyasi ve ekonomik sorunları çözerek yoluna devam ediyor. CHP lideri “Devleti yönetmek dünyanın en kolay işidir” diyor, ama bu muhteşem sistemi kimin kurduğunu söylemeye dili varmıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.