Kumpası bırak projeye bak!

Kanal İstanbul'un etrafında kurulacak yeni şehri planlamak için 2018 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı arasında protokol imzalandı. Buna göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve İSKİ'nin kanal güzergâhındaki arazileri TOKİ'ye devredilecek. Devredilen tüm alanlardan elde edilen gelir kanalın finansmanında kullanılacak. İmamoğlu’nu işte bu gelişme çileden çıkarıyor. Mimarlar Odası ile bazı jeoloji profesörlerinin deprem palavraları ÇED Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunun nihai şeklini almasıyla silinip gidecek. Bu rapor gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye zarar verip vermediğini, hangi tedbirlerin alınması gerektiğini, projenin nasıl uygulanacağını ve izleneceğini gösteren bilimsel bir çalışmadır. ÇED raporlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ÇED Yeterlik Belgesi almış firmalar hazırlıyor. Rapor, Kanal İstanbul’a izin verirse kimse hariçten gazel okuyamayacak. Prof. İlber Ortaylı’yı dinleyin gerçeği görün. 

Dev Proje çimento ve demir çelik sektörüne görülmemiş destek sağlayacak. Türkiye’nin büyüme hızını arttıracak. Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre, su yüzeyinde genişlik 150 metre olacak. Kanalın, tamamı demir ve çimento dökümü ile inşa edileceği için, iki sektördeki üretim artışı iki katına çıkacak. Yıllık çimento üretimi 77 milyon tondan 140 milyon tona, 30 milyon tonluk demir çelik üretimi 50 milyon tona ulaşacak. Bu iki sektörün toplam üretimi 70 milyar doları bulacak. Kanal İstanbul'un devreye girmesi ile İstanbul Boğazı'ndan geçebilmek için gemilerin Karadeniz ve Marmara'da günlerce beklemesine gerek kalmayacak. Böylece yıllık 1.5 milyar dolarlık bekleme zararı ile kaza riski ortadan kalkacak. Kanaldan günde 150-160 gemi geçecek. Hâlen İstanbul Boğazı'ndan yılda 50 bin gemi geçerken, Kanal İstanbul'u yılda 85 bin gemi kullanacak.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yürütülen projenin çevresel maliyetlerini ortadan kaldırmak için bölgedeki maden ocakları kullanılacak. Kanal İstanbul'un doğu ve batı yakalarında iki mega kent inşa edilecek. Her bir kenti 1'er milyon nüfusa sahip olacak. İki şehir, kanala sıfır konumda olmayacak.. Bölgede uluslararası her türlü toplantının yapılabileceği dünyanın en büyük kongre ve alışveriş merkezleri inşa edilecek. Ülkeye 30 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi yaşanacak. Rus ve İtalyan firmalarını büyük ilgi gösterdiği projeye Körfez Sermayesi de katılacak. Kanal sayesinde yılda 50 milyon turist çekilmesi ve ilk 5 yılda 100 milyar dolar kazandırması hedefleniyor. Kumpas oyunu ayağına dolaşan CHP’nin etekleri tutuştu.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi tarih yazıyor. Türkiye Libya ile ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması’ anlaşması müthiş bir dış politika dehasıdır. Doğu Akdeniz’de 10 yılda kurulan ittifak bir anda çöktü. Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail, Mısır ve onlara destek veren Fransa, İngiltere ile ABD çılgına döndü. TANAP Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı'nın Avrupa bağlantısı gerçekleştirildi, Türkiye enerji köprüsü oldu. Avrupa’nın doğalgazı bizim üzerimizden geçecek. Bugün Londra’da başlayacak zirvede Türkiye, NATO’dan ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin omurgasını oluşturan YPG’yi resmî olarak terör örgütü olarak tanımasını talep ediyor. Bu talep kabul edilmezse, Türkiye Baltık ülkeleriyle ilgili NATO planını onaylamayacak. Bu diplomatik atak karşısında dünya şaşkına döndü...