TL'yi yaşat ki devlet yaşasın

A -
A +

Döviz cephesine baktığımızda kurların sert değer kazandığını görüyoruz. Oysa kur korumalı mevduat hesabının büyüklüğü 3 Haziran’da 931 milyar liraya yükseldi. Yani 54 milyar dolar bağlandı. Ama mayıs başında 14,75 olan dolar bugün 17,22 TL’ye çıkmış durumda. Yani 1 ayda %16 değer kaybı var. Ülke risk primi CDS’ler 780 puana yükselmiş durumda. Merkez Bankası TL’deki kayıpların artmasına bilerek mi izin veriyor? Hayır. Her ay ödemek zorunda olduğumuz 6 milyar dolarlık enerji faturasına nasıl kaynak buluyor?..

İhracatçı şirketler, gelirlerinin %40’ını Merkez Bankasına satıyor, böylece önemli bir döviz geliri elde ediliyor. İhracat ve ithalat birbirini besliyor. Çin’in tedarik zincirinden çıkması ile Avrupa’dan, kalitesi yükselen Türk mallarına büyük rağbet var. Siparişleri yetiştirmek için fabrikalar 3 vardiya çalışıyor. İhracatta büyük artış yaşanırken, ithalatta da aynı tablo hâkim. Zira ihraç ürünleri ara malı satın alarak oluşuyor. Şirketler bunu karşılamak için döviz topluyor, kurlar dolaylı olarak yükseliyor. Ama TL’deki kayıpların artması yabancılar için ucuz tatil imkânı sağladı. Ülkemize büyük turist akını var. Turizm gelirleri artıyor. Kurların aşırı yükselmesi ayrıca ithal ürünleri de pahalı hâle getiriyor, tüketim azalıyor. Böylece cari dengedeki bozulmanın düzelmesi amaçlanıyor…

Hem petrol hem kurlardaki artış akaryakıt fiyatlarını sürekli yükseltiyor. Evet bu yüzden maliyetler artıyor, enflasyon yukarıda kalıyor. Ama devletin vergi gelirleri de artıyor. Bakın nisan ayında 43,7 milyar lira açık veren hazine mayıs ayında 149,2 milyar TL ile rekor nakit fazlasına ulaştı… Hazinenin fazla vermesi borçlanma ihtiyacının azaldığını gösteriyor...

Evet hayat aşırı pahalandı. Fiyatlar yüksek. Ama hükûmet vatandaşını ezdirmemek için bütün imkânları seferber etti. 3600 ek gösterge yasalaştı. Milyonlarca memur ve emeklinin maaşları büyük ölçüde arttı. Emekli ikramiyeleri 50 bin lira zamlandı. Maaşlar 1 Ocak 2023’te ikiye katlanacak. 4.250 liralık asgari ücret 5.940 liraya çıkarılıyor. Bitmedi, aralık ayında yılın ikinci yarısındaki TÜFE farkı bunun üzerine eklenecek.

Yani ücretlerdeki artış enflasyonu geçecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı gelire endeksli senet satacak. Bu senetler KİT’lerin gelirlerine endeksli olacak. Yani vatandaş bu senetlerle BOTAŞ, TPAO, THY, TÜRK TELEKOM gibi altın yumurtlayan şirketlerin kârına ortak olacak. 15 Haziran’da toplanacak talebe göre hem faiz hem de miktar belirlenecek. Şu anda kimse ne olduğunu anlamadı, kısa süre sonra büyük katılım olacak. Dövizini bozduran bu senetlerden almak için yarışacak. BDDK kredi musluklarını kıstı. Zira aşırı kredi kullanımı tüketimi arttırıyor, enflasyonu azdırıyordu. Sonra bazı kredi alanlar bu parayla döviz topluyordu, bu önlendi. Kurların ateşi hemen söndü. 17,26 TL'deki dolar 16,90 TL'ye geriledi. Senet çıksın talep patlasın, görün bakın o zaman kur balonu nasıl sönecek.

TBMM Adalet komisyonunda kabul edilen yasaya göre stokçuluk yapanlar 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Üzerinde iki yıldan fazla çalışılan Hal yasası da çıkıyor. Tekelleşme sona erecek. Üretici, ürünlerini aracı olmadan serbestçe hallerde satabilecek. Fiyatlar mutlaka düşecek. Türkiye’de TÜFE yıllık %73 ile 20 yılın zirvesinde. Ama muhalefet buna rağmen oyunu arttıramıyor. Neden? Çünkü millete güven vermiyor…

Çünkü millî meselelerde ülke menfaatlerini gözetmiyorlar. Koalisyonlardan nefret eden halk, karşısında sadece Erdoğan düşmanlığında birleşen 6 artı 1’den oluşan toplama takıma inanmıyor. Ne projeleri var, ne hedefleri ne de devlet tecrübeleri. Hâlâ bir cumhurbaşkanı adayını açıklayamadılar.. Bunlara vatan teslim edilir mi? Allah korusun. 2023 seçimini göremeyecekler silinip gidecekler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.