Eleştirmeyin alkışlayın!
Başta muhalefet olmak üzere, kimse enflasyon edebiyatı yapmasın. Fiyatlar arttı, halk perişan oldu, geçinemiyoruz, hükûmet ülkeyi krize soktu, laflarına artık kuşlar bile inanmıyor. Zira ABD Merkez Bankası Başkanı Powell, Kongre’de ikinci yarı sunumunu yaparken, bu konuda son noktayı koydu: “Enflasyon çok fazla küresel bir sorundur… Faiz artışına devam etmekten başka çaremiz yok!”
Neymiş? Enflasyon sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın en büyük derdiymiş…
Amerika’da faizler son 75 baz puanlık artıştan sonra %1,50 ila %1,75 aralığına çıktı…
Yıllık tüketici fiyatlarındaki artış %8,5 düzeyinde. Yani faizlerle enflasyon arasındaki fark 5 kat…
Türkiye’deki durum nasıl? Yıllık TÜFE %73, faizler %14 seviyesinde…
Yani faizlerle enflasyon arasındaki fark bizde de 5 kat… Kimse çıkıp da bize politika faizinin enflasyonu aşması lazım diyerek maval okumasın. ABD’de faizler nasıl yıllık %8,5 olamayacaksa, Türkiye’de de faizler %73 olamaz… Yazın bunu alnınıza!
Peki, ABD ve Avrupa’da fiyatlar 40 yılın zirvesine nasıl çıktı?
Enerji ve gıda maliyetlerindeki rekor artıştan dolayı. Buna Batı dünyasının tahrikiyle Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi yol açtı. Avrupa, ABD’nin gazına gelerek Moskova’ya görülmemiş yaptırımlar uyguladı, bunların hiçbirisi sonuç vermedi, tam tersi silah geri tepti, gaz akışları kesildi. Almanya acil durum ilan etti. Vatandaşlarına gaz tüketimini azaltın diyor, ülke kömüre dönüyor.
Şimdi soruyorum size: 1 megavat doğalgazın fiyatını 124 avroya hükûmet mi çıkardı? Brent petrolün varilini 120 dolara o mu yükseltti?
Dünya gıda ihtiyacının %30’unu karşılayan Ukrayna ve Rusya’nın ürettikleri buğday ve ayçiçeği yağlarının limanlardaki gemilerde bağlanmasına hükûmet mi sebep oldu?
Boş konuşmayın!
Milleti zehirlemeye kalkmayın! Herkes olanı biteni görüyor. Hayat pahalılığının arttığını ama buna mevcut yönetimin yol açmadığını çok iyi biliyor…
Yıl ortasında çalışanlarına ve emeklileriyle asgari ücretle ter dökenlerin maaşlarına %40 oranında zam yapıldığı dünyanın neresinde görülmüş! 3600 ek göstergeyi netleştirerek memurların rüyalarını kim gerçekleştirdi? Öğrenci affına niye gidildi?
Bakaya suçu işleyen 550 bin gencimizin problemi nasıl çözüldü?
9418 liralık ek ödeme tutarı 1 aylık maaş bile değil. Bütçeye 880 milyar liralık ek ödenek vatandaşın sıkıntısını hafifletmek için konuldu. Hükûmet sadece vatandaşını enflasyona ezdirmiyor. Meclis’teki ve emekli milletvekili ile bakan arkadaşlarını da unutmuyor. Cumhurbaşkanının maaşını arttırarak onları da bu geminin içine aldı. Eleştireceğinize alkışlayın!..
Ağzınızdan bir kere de şer yerine hayır çıksın. Genel yönetim borç stokunun millî gelire oranı yüzde 42 düzeyinde…
Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde bu oran yüzde 88 seviyesinde. Yani ülkemizin borç stoku Avrupa’nın yarısı kadar, en az borçlu ülkeler arasındayız. 2022 yılında da aynı tablo hâkim. Ocak-Mayıs döneminde toplam 223,5 milyar TL’lik iç borç ödemesine karşılık, 233,6 milyar liralık borçlanma yapıldı. Peki, bu nasıl sağlandı? Başarıyla uygulanan ekonomi politikalarıyla.
Son karar. Ekonomi yönetimi, Türk lirasını açığa satmak isteyenleri engellemek için yeni bir hamle yaptı. BDDK, yurt içinde düşük faizle temin edilen TL’nin yüksek faizle yurt dışına satılmasını engellemek için yabancılarla vadeli işlem yapacak finans dışı şirketlerin kullandıracağı ticari nakdî kredilere %500 risk primi uygulamaya karar verdi. Amaç, dış piyasalardaki TL miktarının kısılarak, TL borçlanmanın maliyetini arttırmak. Böylelikle TL’ye yönelik spekülatif hareketlerin önüne geçilecek. Bunu yapan BIST 30 şirketleri vardı. %25 krediyle %50 getirili SWAP (döviz takası) dönemi kapandı…
Şirketler için artık “Honey Money” (ballı para) dönemi bitti…