G.Saray devriminde ilk adımlar!..

A -
A +

Daha dün bir bugün iki, Ünal Aysal ve ekibi, "öyle" adımlar attılar ki, "Aysal da kim, tecrübesiz, bu işi bilmez, kurduğu kadro yetersiz ve de kendi içinde uyumlu olması bile mümkün değil, üstelik arkalarında ipleri ellerinde tutan gölgeler hâlâ duruyor ve duracak" diyenler, durup düşünmeye başladılar; "Galiba işin içinde iş var, bunlar gelir gelmez beklemediğimiz bazı şeyleri yapmaya başladılar!.." Bu adımlar gösteriyor ki, haftalardır "Galatasaray'ın Mâli Genel Kurulundan çıkan idari ibrasızlık kararı bir devrimin yolunu, yeni bir yönetimin, Ünal Aysal yönetiminin önünü açmıştır, Aysal yönetimi Galatasaray'ın yönetim anlayışını ve sistemini tamamen değiştirecek ve kurumsallaşma temelinde hızlı bir yeniden yapılanmayla, Galatasaray'ı dünyadaki 'çağdaş ve büyük kulüpler' kulübüne sokacaktır" şeklinde özetlenebilecek yazılarımda işaret etmeye çalıştığım "Galatasaray Devrimi" başladı. "Adnan Polat yönetiminin ibra edilmemesine yol açan geçen sezonun anormal sportif başarısızlık sürecine benzer bir tablo ortaya çıkmazsa", bu yönetim "bu devrimi tamamlayacaktır!.." Ortada "tek adama bağlı olmayan" tam bir "profesyonel idari-teknik-sportif yapılanma" hedefi vardır!.. Galatasaray'da "Bu kulüpte başkanlık sistemi geçerlidir, son kararı o verir" diye "kamufle edilen" ama aslında Polat ve yönetimini yerle yeksan eden "ilk kararı da, son kararı da başkan verir" uygulaması sona ermiştir!.. "Futbol ve kulüp yapılanmasında, ünlü ve başarılı yabancı uzmanları da içine alan" çalışma gruplarının "sorumluluk ve çalışma alanları" ile ilgili haberler gazetelerimizde yer aldı; bu haberleri herkesin dikkatle okumasını ve analiz etmeye çalışmasını öneririm!.. İşte çalışma grupları ve görev alanlar: Kurumsal Yapı: Ünal Aysal, Sinan Kalpakçıoğlu, Aka Gündüz Özdemir, Adnan Nas, Lütfi Arıboğan, Thomas Kurt, Amatör İcra: Celal Gürcan, Vedat İrdel (Su Sporları ve Kürek), Ahmet Ocaklı (Tesisler), Hakan Üstünberk (Basketbol), Semih Haznedaroğlu (Voleybol), Necati Demirkol (Binicilik), Futbol İcra: Ünal Aysal, Ali Dürüst, Ali Gürsoy, Abdürrahim Albayrak, Bülent Tulun, Faruk Süren, Dış İlişkiler: Ünal Aysal, Lütfi Arıboğan, Faruk Süren, Adnan Öztürk, Ebru Köksal, Mâli işler: Ünal Aysal, Adnan Nas, Refik Arkan, Mete Başol, Mete Türkoğlu, Erol Aksoy, Sinan Kalkapçıoğlu, İletişim ve TV: Sedat Doğan, Atilla Aksoy, Nur Karagülle, Stat: Adnan Öztürk, Ali Gürsoy, Abdürrahim Albayrak, Divan ve Genel Kurul: Semih Haznedaroğlu, Celal Gürcan, Ahmet Ocaklı, Aka Gündüz Özdemir, Adnan Öztürk, Federasyon Ankara: Ünal Aysal, Lütfi Arıboğan, Adnan Nas, Abdürrahim Albayrak, Gayrimenkuller İcra: Ünal Aysal, Refik Arkan, Emir Sarıgül, Adnan Öztürk, Adnan Nas, Ümit Özdemir, Alp Yalman, Pazarlama Sponsorluk ve Projeler: Ünal Aysal, Adnan Öztürk, Estebe, Emir Sarıgül, Vedat İrdelp, Elif Tuba Avşar. (Gruplandırma ve isim tablosu, Vatan Gazetesi'ndeki haberden alınmıştır) Parayı bastırırsan, Selçuk İnan'ı da, Drogba'yı da, başkalarını da alırsın, elbette "bunlar" önemli şeyler, Galatasaray taraftarlarına "heyecan veriyor, coşku veriyor", ama Aysal ve ekibinin "asıl" yapmak istediğini anlamak, analiz etmek, izlemek, yorumlamak, yazmak, eğer "gerçekten spor insanı isen", çok daha heyecan verici!.. Yeter ki, "başarılı olsunlar" ve çıktıkları yolda hedefe varsınlar; sadece Galatasaray'ı değil, Türk sporunu da, kulüpleriyle beraber değiştirecekler!.. Sorular!.. Sorum şu: "Emenike olayı" ile yıllardır ağızlardan düşürülmeyen "Zalad olayı" yan yana konursa, "hangisi hakkında" daha "derin" anlamlı sözler edilebilir?.. Haklı olarak soruluyor; "Emenike, bir Trabzonspor maçında ya da Galatasaray maçında ya da Beşiktaş maçında, doktorlar 'Oynayabilir, oynamasına engel bir sakatlığı yok' derlerken, oynamasaydı ve o maçta Trabzonspor, Galatasaray, Beşiktaş galip gelerek, iki hafta sonra Fenerbahçe'nin averajla önüne geçip şampiyonluğu alsaydı, ne olurdu?.." Erman Hocam soruyor; "Bu transfer etik mi?.." Sevgili Hocam, "etik" kaldı mı ki?.. Güiza ve Emenike!.. "Emenike, Fenerbahçe'de ne yapabilir" diye sorduğum bir teknik direktör arkadaşım dedi ki; "Güiza'dan daha zor durumlara düşebilir, zira Güiza Emenike'den daha iyi bir futbolcu, ama Fenerbahçe'ye uygun bir futbolcu olmadığı için başarılı olamadı. Aynı şey Emenike'nin de başına gelebilir, zira Süper Lig'de Fenerbahçe genellikle rakip alanda kalan ve oynayan bir ekip, Güiza'nın bulamadığı gibi Emenike de geniş alanlar bulamayacak, Karabükspor'da oynarken bol bol buluyordu, dahası bütün takım ona çalışıyordu, başarısının sırrı buradaydı. Fenerbahçe'de öyle olmayacak, bana göre işi zor!.." Padişah!.. Aziz Başkan'a hayran olmamak mümkün değil; şampiyonluk geldikten sonra yaptığı açıklamalarını, TV ekranlarına düşen mesajlarını, sosyal açıdan da, psikolojik açıdan da, sportif açıdan da, etik açıdan da incelediğinizde, karşınıza tam bir "Muhteşem Süleyman" profili çıkıyor; yooo, "izlemediğim" şu durmadan konuşulan, tartışılan dizinin "Muhteşem Süleyman'ı değil", Türk Futbolu'nun, pardon pardon Türk Sporu'nun "Muhteşem Süleyman'ı!.." Futboldan, basketbola Türk Sporu'nu "federasyonları dahil" kendi gönlüne göre dizayn etmek ona yetmedi, medyadaki "sahibinin sesi" kalemşorları ve de silahşorları da yetmedi, spor medyasındaki "müthiş" Fenerbahçe ağırlığı da yetmedi; şimdi "spor medyasını tümüyle kendine göre dizayn etmek istediğini" de açık açık söyledi!.. Üstelik, "Sadece ben istemiyorum, öteki başkanlar, kulüpler de istiyor" diyerek!.. Kendisinin ve kulübünün "aykırı ses ve kalem" olarak nitelediği yazar - çizer - yorumcu ne kadar gazeteci varsa tasfiye etmek istiyor!.. Açıkça söylemiyor ama, niyeti ve hedefi belli; "Medyada sadece Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe vakanüvisleri kalsın!.." Eee, insan kendisini "padişah zannedince" neden istemesin ki?.. Kabahat onda değil, onu "Padişah psikoloji içine sokanlarda"; Adnan Polat'lar, Sadri Şener'ler, Mahmut Özgener'ler, Turgay Demirel'ler başta "özetle" hepimiz!.. Kare as tamamlanmalı!.. Kâzım Kâzım var, haberler "doğru" ise Batuhan'ı da istiyormuş Fatih Hoca, gene haberlere bakılırsa Necati Ateş de gelebilir Galatasaray'a, geriye ne kalıyor; Ümit Karan!.. Gerçi "futbolu bıraktı" ama, bence Terim, Ümit Karan'ı da, tabii Necati'yi ve de Batuhan'ı da transfer edecekse, "bu oyunculardan sorumlu yardımcısı" yapmak üzere yanına almalı ki, "kare as" tamam olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.