Yıktın perdeyi, eyledin viran!..

A -
A +

Dursun Özbek, nasıl “cin olup”, hiç yoktan şapkadan çıkardığı “olağanüstü ve erken seçimli” bir genel kurul ile “Üç yıllık yeni bir başkanlık süreci” avına çıktığında, “avlamak isterken, kendi avlanmış” ise “aynı yolu” üstelik “önünde Dursun Özbek örneği varken”, Mustafa Cengiz “yetki avcılığı için” denemiş ve büyük bir çaba ve inançla neredeyse “yerden göğe dizdiği küpleri” yerle bir etmiştir; artık “çatlayan” bu testi su tutmaz!..
Onca “Yapma, etme, hata yapıyorsun, yanlış yapıyorsun, Tüzüğe aykırı işler peşindesin, olmaz” uyarılarına rağmen, “inat ve ısrar ile” genel kurulu toplamış ve her şeyi berbat etmiş, genel kurulda “çirkin” olaylar olmuş, TV ekranlarına aksedenleri, etmeyenleri ile ne yazık ki, Galatasaray tarihine geçmiştir!..
Kendisine, yani “bir Galatasaray Başkanı’na söylenen” bazı sözler ile  “kendisinin” bazı sözleri ve nitelendirmeleri “üzücüden de öteye geçmiş” ve tam tabiri ile “yüzgöz olmanın hafifliğini” ne yazık ki, “Başkanlık koltuğundan, üyelik sandalyelerine kadar” taşımıştır!..
“Olağanüstü genel kurul kararının açıklanmasından sonra”, başlayan eleştirilere ve uyarılara karşı “kararı savunmak için” söylediği sözlerin ve yaptığı açıklamaların “tam bir çelişkiler yumağına dönüşmesi ile” Dursun Özbek’e karşı kazandığı iki “anlamlı ve haklı” seçimin getirdiği “güven ortamının büyük ölçüde tahrip olduğunu görmek” her Galatasaraylıyı üzdü. Sosyal medyadaki Galatasaray üyesi grupların yazışmalarında “bu havayı koklamak” mümkün!..
“Bu tablo”, insana şair Nedim’in “Tahammül mülkünü yıktın, Hülâgü Han mısın kâfir” mısraını hatırlatıyor!..
Bilmem ki, daha “onca davası devam eden” Galatasaray Adası için, “bunlar sonuçlanmadan” orada “çivi çakmak bile mümkün değilken”, şimdiden çıkıp “AYNİ sermayeli ortaklıklardan” bile söz edilen ve “çok geniş yetkiler” isteyen bir maddeyi, “yangından mal kaçırır gibi” olağanüstü genel kuruldan geçirmeğe kalkmak ve de “zor duruma düşülünce”, o “çok komik” olan ve “bütün o istenen yetkilerin ‘irtifak hakkı kurma’ hariç, kullanılmayacağına dair” taahhütnameyi Divan Başkanlığına vermek ne anlama geliyordu; “son dakika paniklemesi içinde oy avcılığına devamdan” başka?..
Dernekler Masasına sormuşsunuz; size demişler ki; “Sizden önceki yönetimin aldığı yetkilerle devam edebilirsiniz, ancak süresi biten yetkiler için yeni yetki gerekiyor!..”
Peki, “süresi bitenleri tadat ederek ve belirterek, gündeme koysanız, bitmeyenlerle ilgili yetkiler istemeseniz” bunlar olur muydu; “tümünü aynı küfeye koyarak” genel kuruldan çıkarmak, kimin aklıydı ve genel kurula gelecek onca Galatasaray Kulübü üyesinin “bu ayrımı” anlamayacağını sanmak gafletine nasıl düştünüz?..
Duygun Yarsuvat Hoca’nın “balyoz” gibi uyarısına ve “sizden yana olan” onca hukukçunun bile ikazlarına rağmen” inat ve ısrarla “kendinizi neden güvensizlik kuyusuna attığınızı” anlayan yok; bunun da “güvensizlik tablosunun asıl sebebi” olduğunun, olacağının farkında nasıl olmazsınız?..
Şimdi ayıklayın bakalım “bu güvensizlik ortamında” pirincin taşlarını, nasıl ayıklayacaksınız?..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.