Porto'ya kim yenildi?

A -
A +

Sayın Başkan, "olmadık yetkiler peşinde koşacağına, giden Gomis'in yerine bir santrfor peşine düşüp, öyle sıra dışı değil, normal bir golcüyü Galatasaray'a kazandırabilseydin", bugün Şampiyonlar Ligi gruplarında, hem de ikinci maçında takımın neredeyse "gruptan çıkmayı" yarı yarıya garantileyecek bir galibiyeti alarak dönerdi Portekiz'den; ama nerede "o ileri görüşlülük becerisi?.."
"Galatasaray futbolunu" bütünü ile yıllardan beri çok açık olarak görüldüğü hâlde, "kerameti kendinden menkul" bir "futbolcu ağabeyine bırakır" isen olacağı budur!..
Şampiyonlar Ligi'ni "santrforsuz" oynarsın, Türkiye Süper Ligi'ni ve Türkiye Kupası'nı da "golcüsüz!.."
Avrupa'da, ne Avrupa'sı dünyada "futbolcu transferi" denince "nohut çekirdek parası sayılacak" bir bedele, çok çok "1-1,5 milyon avroya alınacak" Norveçli "genç" santrforu bile "alma becerisini gösteremeyen" bir yönetim ile Fatih Hoca "ne yaparsa yapsın," dahası "yaptıklarının üstüne şapkadan kaç tavşan çıkarırsa çıkarsın", ortada bir gerçek var ki; Galatasaray "4-5 mutlak gol pozisyonundan 0'la çıkarken, Porto 3 pozisyondan 1'ini atıp", işi bitirir!..
İşte Portekiz'de olan budur; ve açıkça ortaya çıkmıştır ki, Galatasaray'ın divan ve genel kurullarında Galatasaray yönetimine yetkiden" önce "Nasıl yönetici olunur" dersleri verilmelidir!..
Ey Sayın Başkan, Sayın Başkan Vekili, Sayın Yöneticiler; "Genel Kurullardan yetki alıp, borçlara borç katarak kulüp yönetilme kolaycılığı" peşinde koşmak yerine, "Şampiyonlar Ligi grupları içinde, hem de 'Avrupa'daki piyangolardan en büyüğü vurmuş bir saadet zinciri kurası gibi' bir gruba düşen takımınıza, gruptan çıkabilmesinin ilk şartlarından birini yerine getirip, bir santrfor / golcü takviyesi yapamayan" sizlere, bilmem ki, daha başka ne söyleyeyim?..
Ben, insan olarak da, gazeteci olarak da, Galatasaraylı olarak da, genel kurulda bir öneri sunan Galatasaray Kulübü üyesine bir Galatasaray Başkanının "Birisi" demesini, eleştiriler yapan ve 'karşı oy kullanan' üyelere "Köfteler" diye hitap etmesini tasvip edemem, yakıştıramam. Ve de, "bundan öte daha ağır şeyleri yazmaya" elbette kalemim gitmez; "bu kadarı yeter" ile kalırım; anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!..
Galatasaray futbol takımı ve hocası, çarşamba gecesi Portekiz'de "gol atma hariç" görevlerini yaptılar, hem de "hiçbirimizin tahmin edemeyeceği, beklemediği" bir futbolu oynayarak.
Koca bir 90 dakikada bir takım elbette "birkaç hata yapacaktır", işte "o hatalardan biri gol oldu"; olacaktır; zira Porto'nun "sakat olan" golcüsünün yerine oynatacağı golcüleri vardı ve de golü attılar; ya Galatasaray'ın?..
Galatasaray takımı ve Fatih Hoca, "bunca eksiğe gediğe rağmen", oynadıkları futbol ve yaptıkları mücadele ile "Galip sayılır, bu yolda mağlup" dedirttiler, bana!..
Yazıma noktayı koymadan, bir çift sözüm de, "ucu bucağı belli olmayan yetkileri vermeyen" Galatasaray üyelerine "çamur atmaya kalkışan" ve hatta "tehdit ifadeleri taşıyan" bir bildiri yayınlayan UltrAslan taraftar grubuna.
Olağanüstü Genel Kurulda "yapmaları gereken görevi yerine getiren" ve "başı / sonu belli olmayan" yetkilere "dur" diyerek "Galatasaray'ı batak hâle düşüren 'yetki yamyamı' yönetimlere Mustafa Cengiz yönetiminin de katılmasını" önleyenlere "güruh" diyen "terbiye" yoksunları, söyleyin bana, Galatasaray bu gruptan "santrforu olmadığı için" çıkamazsa, kulübün kaybının "ne kadar olacağını" hesaplamaktan da mı acizsiniz; utanın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.