Tam bir sihirbazlık!..

A -
A +

Şaşkınım, hem de nasıl!.. Kim derdi ki; “Galatasaray, birkaç günde ‘o hâlden bu hâle gelecek’ ve camiasına, taraftarına, rakiplerine ‘Vay canına, hedef büyüdü; UEFA Kupası” dedirtecek!..
Ortada “normal” değil, tam bir “sihirbazlık senaryosu” var; hem de Galatasaray camiasının, taraftarının değil, bütün bir futbol camiamızın “normali bile beklemediği” bir yönetim tarafından gerçekleştirilen bir “sihirbazlık” senaryosu!..
Ben “gönderileni, getirileni” isim isim ,bedel bedel yazmayacağım, zaten günlerdir spor sayfalarında spor ekranlarında 7-24 okuyor, görüyor, dinliyoruz!..
Bakınız, “Gomis’in satılmasıyla başlayan süreç” bugün, “böylesine bir takımın kurulması” ile noktalandı, hem de “UEFA’nın sınırlamasını ihlâl etmeden!..”
İşte, “transferin mali sihirbazlığı” burada; “gönderilenlerle, gelenlerin tartıldığı terazinin ‘gelenlerin kefesi’ çok ama çok ağır basıyorsa”, işte “transferin takım eksiği, futbolcu seçimi sihirbazlığı” da orada!..  
Bir süreden beri, bizler, spor gazetecileri, futbol yorumcuları, Başkan Mustafa Cengiz ve yönetimini eleştiriyor, dahası “çok ağır eleştiriyorduk”; dahası Galatasaray camiası, taraftarı da “öyle” yapıyordu ve de “kişiselliğe dökülmeyen” eleştirilerin çoğu da haklıydı.
Ne var ki, şimdi “Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek” ve “çok ağır eleştirilerimizdeki ‘çok’ kelimesi için, onlardan özür dilemek” gerek; ben “kendi adıma” diliyorum!..
Elbette, “bu sihirbazlıkta” teknik direktör Fatih Terim’in de payı var; Galatasaray’ın “futbolcu seçen” ekibinin de…
Artık, Fatih Hoca ve ekibinin gizli / açık “santrfor yok, golcü yok, güvenilen stoper yok” yakınmalarını yok edecek bir kadro oluşturuldu; hatta çok yorumcumuza göre, “ilk 11’de de, yedek kulübesinde de Başakşehirlileri bile kıskandıracak” bir tabloya imza atıldı.
“Fazlası var, eksiği yok” bir kadro; daha “sakat olan” Emre gibi bir Türk yıldızı da, yakında takıma dönecek!..
Bu tablo, Süper Lig’deki şampiyonluk yarışının bütün şablonunu değiştirdi. Türkiye Kupası’nda “geçen yılın unutulabileceğine” de işaret ediyor.
Ama, “asıl” hedef “Benfica maçlarıyla başlayacak UEFA Kupası” serüveninde, 2000 yılındaki “muhteşem” kupaya bir defa daha uzanmak; neden olmasın?..
Kolay gelsin, Fatih Hoca!...

Ben yazmaktan bıktım, ama onlar pişkin!..
Sarı-kırmızılı kulübün, camianın, taraftarın TV’si olan bir yayın kuruluşu var, kurulduğundan beri, “bir türlü Galatasaray markasına yakışmayan” ve de “gün be gün” iyileşeceğine, kötüleşen bir yayın kuruluşu!..
Kimse bana “Para… İmkân…” mazeretleri, bahaneleri, masalları anlatmasın; Galatasaray futbol takımı için son yılların “en umut veren” kadrosu kurulurken, TV’lerin spor ekranları, gazetelerin spor sayfaları “bununla dolu iken”, söyleyin bana, Galatasaray TV ne yaptı?..
“Para istemeyen, imkân istemeyen” bir “arşiv / internet araştırması, bir-iki kamera ve masada gelenleri toparlayıp, ekrana verecek bir şef ile yapacak o kadar şey vardı ki…
Bir yığın Galatasaraylı “tecrübeli, nelerin yapılmasını, nasıl yapılmasını bilen” Galatasaraylı gazeteci / TV’ci var; ayıp değil, onlara sorun, ayıp olan “sormadan bugün yaptıklarınızı yapmaktır!..”
Bunu yapmak, yani öğrenmek ve yerine getirmek, artık “iğrenmeye başladığımız, tekrarlardan” GS TV ekranlarını da kurtarır!..
Galatasaray başkan ve yöneticilerine “yağ çekmek için gösterdiğiniz çabayı” biraz da “gazetecilik / habercilik için” gösterseniz ya!..
Ve de ey Galatasaraylı yöneticiler,  bu konuyu ciddiye alıp sorumluluk yüklenip “Yok mudur içinizde bizleri  GS TV’deki artık iğrenilecek hâle gelen tekrar, tekrar ve tekrarlardan kurtaracak” bir kişi?..

Adaletsizliğin adaleti!..
Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu, Kasımpaşalı Diagne’ye “rakibe tükürmekten 4 maç ceza verdiğinde”, sevgili kardeşim Hıncal Uluç bana mesaj atmıştı; “Galatasaraylı Belhanda tükürürse sarı kart, Kasımpaşalı Diagne tükürürse, 4 maç ceza!..”
Ben zaten Federasyonlarımızda, hakem düdüklerinde, Disiplin ve Tahkim Kurullarında ceza kararlarında “adalet aramayı” yıllar yılı unuttuğum için, genellikle ondan sonrasına bakarım:
İşte adalet; “Galatasaraylı” Belhanda’ya verilmeyen “tükürme cezasını”, şimdi “Galatasaraylı” Diagne çekiyor; bilmem “yüzleri kızarıyor” mu, bizlere “spordaki adaleti” unutturanların!..

Santrfor yeri askıda kaldı!..
Fenerbahçe de “iyi transferler” yaptı; ne var ki, “golcü / santrfor” eksiğini Soldado, Frey, Slimani üçlüsüne rağmen gideremedi.
Hâlbuki “Gitmem de gitmem” diyen Slimani’yi, Galatasaray’ın Maicon’a yaptığı gibi “askıya alabilir” ve “ara transfer ayı uzun olan” Çin, Japonya gibi ülkelerden birinin bir kulübüne satabilir, kiralayabilirlerdi.
Yapmadılar mı, yoksa yapamadılar mı?..

Şaka!..
Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ “Fenerbahçe’ye olabilir ama Galatasaray’a olmaz, şampiyonluk yarışında rakibimiz” diyerek “Adebayor’u Galatasaray’a vermeyeceklerini” ifade etmişti.
Şimdi “Keşke verseydik, Adebayor’dan sonra, Diagne için onca parayı gözden çıkaramazlardı” diye düşünmüyor mudur, acaba?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.