Yazıklar olsun, Dursun Özbek!..

A -
A +

Hâlâ vaktin var; çık G.Saray camiasından özür dile, icra takibini durdur. Bir derdin varsa anlat, uzlaş!..

Hani bir söz vardır; “Akrabanın, akrabaya, akrep etmez, ettiğini”; bu söz bile anlatamaz, bu “lisecilerin, Galatasaray’a ettiğini!..”
Her şeyi denediler, denemeye devam ediyorlar, hatta yanlarına Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın da başkanlarını aldılar; gene de dayanıyor “sahteciliğe göz yummayan, Tüzüğü paspas ettirmeyen ve de tüzüğün gereklerini yerine getirmemiş 149 genç / yaşlı liselinin toplu müracaatlarını kabul etmeyen” “Mustafa Cengiz yönetimi; “Bu kulüp Galatasaraylılarındır, sadece Lisecilerin değil!..”
Bu mücadelede “o liseciler”, Duygun Yarsuvat gibi, Faruk Süren gibi eski başkanları sahneye dürdüler, olmadı; sonunda nasıl yaptılarsa “İlle de tekrar başkan olmak isteğini” her fırsatta gösteren Dursun Özbek’i de ramp ışıklarına çıkardılar!..
O Dursun Özbek ki, Galatasaray taraftarlarının bile tanımadığı, turizmcilerin zar zor adını bildiği bir iş adamı iken “Galatasaray Kulübü’nün başkanlığına geldiğinde”, birdenbire ülkenin “en tanınmış insanları arasına” girdi. Bu duruma gelmek için değil 13 milyon avro, 113 milyon avro harcasa idi; hedefine varamazdı ama “Galatasaray Başkanlığı sayesinde” her gün TV ekranlarında, gazete sayfalarında boy gösterdi, manşetlerden inmedi; bakın şimdi ne yapıyor; Galatasaray’a borcunu nasıl ödüyor?..
Hem de Florya, Riva arsalarını sattığı, “Oteldi, Kapalı Salondu” gibi “fiyasko” projelerle Galatasaray üyelerini uyuttuğu hâlde. Ya hiç bir işe yaramayan, elde kalan” transferler?.. Bunlar daha unutulmamışken, insan, “13 milyon avroluk icra takibi” başlatmaya utanır. Neymiş; “Kulübün ona borcu varmış, Başkan dâhil yönetimden kimse onu aramıyormuş!..”
Eğer “alacağın varsa ve ödenmesini istiyorsan, o gelecek paraya muhtaçsan”, sen neden aramıyorsun? Niçin bir telefon edip “Başkan’ım, biraz zor durumdayım, gelip seninle görüşmek istiyorum, ne zaman müsait olursun?” demiyorsun?..
Bugüne kadar nice Galatasaray Başkanı, nice yöneticisi, her kulüpte olduğu gibi, Galatasaray’a para desteği verdiler, hiçbiri “İcra yoluna gitmedi” ve hiçbirinin de parası, Galatasaray’da kalmadı!..
Anlaşılıyor ki; “kin ve intikam duyguları içinde” son 10 yılın “en başarılı yönetimini infaz etmek için” her yolu deneyenler, sana da ulaşmışlar, kim bilir belki de “O gitsin, seni başkan yapacağız” bile demiş olabilirler!..
Eh, doğrusu ya, “Eşref Hamamcıoğlu’ndan daha tecrübelisin, Onu başkan yapmak isteyen İnan Kıraç da müsaade ederse” yeniden başkan seçilebilirsin…
“…mi acaba”; Galatasaray Kulübü’nün 10 bin üyesi, sayıları “artık 700-800’ü geçmeyen” Lisecilere, kulübü teslim eder mi; onu da yaşayıp göreceğiz!..
Bana göre, “zatıaliniz” bütün şansını kaybetti; “Galatasaray Kulübü’nü icraya veren” bir kişi, kim olursa olsun Galatasaray Başkanı olamaz!..
Hâlâ vaktin var; çık Galatasaray camiasından özür dile, icra takibini durdur, Başkan’dan randevu al, git varsa bir sorunun anlat, uzlaş!..”
Bak “bunu yaptığın gece” yatağında gönül rahatlığı ile uyuyacaksın” ve kâbus görmekten kurtulacaksın, Galatasaray’ın maçlarında “tribüne, locana geldiğinde” de “kötü tezahürat” ile karşılanmayacaksın; benden hatırlatması ve ağabey nasihati!..

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.