Tam tamına “Vay canına!..”

A -
A +

Öncelikle dünkü yazımın başlığı “Cengiz Başkan’a düşen!..” idi, ama bir hata olarak geçen haftaki yazımın başlığı ile (Galatasaray grip oldu) ile çıktı!..
Yazı başlıkları hele hele WEB sitelerinde, sosyal medyadaki okuyucular için önemlidir; zira “tıklanmaya davet edici” olmalıdır!..
Bugünkü başlık ise, geçen pazar günü ligde Kasımpaşa ile oynayan ve 3-0 galip gelen Galatasaray ile çarşamba gecesi kupa karşılaşmasında “elenmesine rağmen” bu sezonun “en güçlü, en golcü ve en az gol yiyen takımlarından biri olan ve zirve yarışçıları arasında yer alan” Alanyaspor’u 3- 1 mağlup eden Galatasaray arasındaki farkı anlatmak için konulmuştur!..
O iki takım arasında da, oynadıkları futbol bakımından da öylesine fark vardı ki, bu kadar az zamanda sanki Galatasaray’a sihirli bir el değmişti!..
Nitekim Fatih Hoca da, “elenme üzüntüsünü yaşayan” futbolcularına “Üzülmeyin, bu futbolu oynarsak ligde şampiyon oluruz” demişti!..
Aslında belki de “ligin kilit maçlarının oynanacağı” finiş haftalarının ortasında “Kupa maçlarının olmaması” Galatasaray’ın lehine bir durum olarak görülebilirdi!..
Alanyaspor önünde “Falcao” yoktu, “Saracchi” yoktu, Emre ve Onyekuru “fizik olarak” olması gereken güce henüz kavuşamamışlardı. Ama 100 dakika süren mücadelede son saniyeye kadar “gol ve tur için” kıyasıya mücadele eden, “turu hem de istenen farktan çok daha farklı kazanabilecek kadar gol şansı yakalayan” bir takım vardı, sahada!..
Eksik olan, “geriden çıkışlardaki yavaşlıktı” ve bunda da “başrolü Donk oynuyordu”; sanki “salı gecesi uykusuz kalmış” gibiydi!..
“Bu futbolun bir gecelik mi, değil mi” sorusunun cevabı yarın geceki Y. Malatyaspor karşılaşmasında ortaya çıkacak.
“Bir istikrar görülürse”, Galatasaraylılar, “Mayıslar bizimdir” sloganını rahatlıkla söylemeye devam edebilirler!..

Federasyon’un bekçisi; “Korku!..”
Sizler, “hakemlerden şikâyet eden bir Başkan’a “150 gün ceza verirken”, sadece “bir ima yüzünden” bir teknik direktörü “ağır bir ceza ile” tribünlere gönderirken, “çok daha ağır sözler” eden bir başka Başkan’ı ve teknik adamı “cezasız bırakırsan” olacağı işte “bugünkü duruma” düşmektir, ey Futbol Federasyonunun Başkan’ı, Yönetimi ve Kurulları!..
Bazı TV yorumcularına “Futbol Federasyonunu boykot etti, onun için Federasyon binasına gitmedi, Federasyon ve Merkez Hakem Komitesi Başkanları ile toplantıyı Zorlu Center’de yaptı” dedirtecek kadar “hatalı bir adımın sonunun nereye varacağını” bile hesaplayamadınız!..
Ve sonunda “Şampiyonu devlet bugünden tayin etti, hakemler de ona çalışıyor” anlamına gelen “sözlü” tepkilerle karşı karşıya geldiniz, gene de bu tepkilere karşı “Dostlar alışverişte görsün” misali “çok sessiz adımlar” atmaya devam ediyorsunuz!..
Bu yol sizi “aydınlığa çıkarmaz”, aksine battıkça batacaksınız; zira yolunuzu “korku” karartmış; yazık!..
Öyle bir dağıttınız ki, önüne gelen itiraz ediyor, maç tekrarları istiyor, “bilmem nerelere kadar gideceklerini” ilan ediyor, mahkemelerde davalar açılıyor, hakemler için “maç yönetimleri” konusunda savcılara “suç duyurularında” bulunuluyor; “böyle” bir tabloya, “sporun 65 yıldır içindeyim” rastlamadım!..
Helal olsun sizlere, “Bugüne kadar görülmemiş ve de bugünden sonra kırılmayacak bir zafiyet rekoru kırdınız”; spor tarihine geçeceksiniz!..

Nerede hakem korucuları?..
Geçen sezon Galatasaray Başkan ve yönetimi “Hakemlerle ilgili sert açıklamalar yaptığında”, ortaya “kimlerin hazırladığı ve imzaladığı belli olmayan ve de sahibi çıkmayan” bir Kulüpler Birliği Bildirisi çıkmıştı!..
Aslında o bildirinin arkasında kimlerin olduğu biliniyordu ve bildiride “Türk hakemliğinin yıpratılmaması gerektiği” vurgulanıyor, “Hakemlere kalkan olunuyor” ve Galatasaraylı yöneticilere “sert ifadeler” ile suçlamalar yöneltiliyordu!..
Ve… Acaba bugün “hakemler için çok derece sert suçlamalar ve ifadeler” ile açıklamalar yapanlar kimler acaba; geçen yılki Kulüpler Birliği Bildiri’nin sahipleri!..
Rahmetli Süleyman Demirel’in ünlü “Dün dündür, bugün de bugün” sözüne sarılan ve de “Rabbena, hep bana” diyen “ilkeli (!)” spor adamları!..

Şaşıyorum!..
Galatasaray bir maç oynuyor, 1-0 kazanıyor ve bu arada “Muslera tehlikeli iki rakip şutunu kurtarıyor”; o gece TV ekranlarında, ertesi gün spor sayfalarında “Galatasaray’ı gene Muslera kurtardı” yorumları…
El insaf, yıllardır şampiyonluklarda, Avrupa kupalarında yer almış ve de “her yıl milyonlarca avro para hesabına yatırılmış” bir kaleci, “bir maçta iki kurtarış yapmış” ise bundan daha “normal” ne olabilir?..
1-0’lık maçta rakip Anadolu takımının kalecisi “6-7 kurtarış yapmış”; ne gam; “Galatasaray’ı ve 3 puanı Muslera kurtardı!..”
Eh, o iki kurtarışı da yapmasa ve Galatasaray 1-2 yenilse idi; ne işi vardı, milyonlarca avroluk kaleci” Muslera’nın Galatasaray kalesinde?..
Bir bakın bakalım, Anadolu takımlarının kalecilerine; her maç “kaç” hem de “inanılmaz” kurtarış yapıyorlar?..

Şaka!..
Futbol Federasyonu için de, hakemleri için de “tek kurtuluş yolu” var; maç özeti görüntülerini, “sadece gri hakem kararları üzerinde yoğunlaşarak saatlerce hakem eleştirileri yapan” hem de “ağır hakaretler yağdırarak” yapan kanallara vermemek!..
“Bir anlık gördüğü ile düdük çalan hakemin kararı için saatlerce tartışarak bir sonuca ulaşmak” süreci bitmezse, Federasyonlar da, hakemler de bitecek!..
Biterse, çar naçar, “beceriksiz” yöneticilerle, “başarısız” teknik adam ve futbolcuların eleştirilmesi dönemi başlayacak; zira, Türkiye’de o kadar çoklar ki; hakemler onların yanında devede kulak kalır!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.